HDP’ye saldırılar: karanlık yarınlar

Akıl alır gibi değil. Yıllardan sonra seçim süreçlerine yönelik fiili saldırılar yeniden hortlatıldı. Peki kime karşı?
Türkiye halklarının hep beraber öncelikle barış, ardından da eşitlik ve demokrasi için mücadeleyi önüne koymasıyla ortaya çıkan Halkların Demokratik Kongresi’nin partileşip fiilen siyasal süreçlere dahil olan Halkaların Demokratik Partisi’ne karşı. Halklara karşı. Halkların geleceğine karşı.
Türkiye siyasi tarihinde, 2014 yılı dendiğinde ilk olarak akla;
19 Şubat’ta Keşan’da (Edirne),
23 Şubat’ta Urla(İzmir) ve Kadıköy’de (İstanbul),
4 Mart’ta Aksaray’da,
5 Mart’ta Karaburun’da (İzmir),
7 Mart’ta Ordu ve Bulancak’ta (Giresun) ve
9 Mart’ta da Fethiye’de (Muğla) HDP’lilere, HDP binalarına ve HDP seçim taşıtlarına yapılan karanlık saldırılar gelecek.
İkinci sırada akla gelecek olan da bu saldırılar karşısında üç maymunu oynayan
Başbakan ve İçişleri Bakanı,
iktidar partisi,
ana muhalefet partisi ile
diğer siyasi partiler olacak.
Saldırıların nedenleri, karar verenler, tetikçiler vb. alt başlıklarda pek çok görüş ve yazı paylaşıldı. Daha da paylaşılacak. O nedenle, herhangi bir değerlendirme yapmak istemiyorum. On dokuz gün sonra yapılacak yerel yönetim seçimleri öncesinde HDP’ye yönelik saldırıların anlamını ve neyi hedeflediğini görebilmek için gözlerimizi yalnızca 59 saniye kapalı tutalım.
HDP’ye saldırıların anlamını paylaşmak için dostlarımıza da “düşmanlarımıza” da 59 saniye gözlerini kapatmalarını önerelim. Yüreğiyle, aklıyla insan olan herkes için yeterli olacaktır...
Gözlerimiz 59 saniye kapalı kaldıktan sonra, açtığımızda ulaştığımız aydınlığa HDP’ye yönelik bu saldırılar daha da devam ederse ulaşamayacağımızı dilerim fark ederiz. Ya fark etmezsek?
Ve sonrası?
İnsanlığın bittiği yer...