16 Mart 2014 00:54

Kandırılabilirlik

Kandırılabilirlik

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hukuktan istifa ettim edeli sanki her şeyden istifa etmiş hallerine büründüm.
Oturuyorum ekran başına, konuşanları dinliyor, konuşulanları zihnimde bir yerlere not ediyor, notlarıma şerhler düşüyor, eğleniyor, kederleniyor, tasalanıyor, umutlanıyor, hayıflanıyor, her şeyden istifa etmişlerin sıkıntılı ‘cık cık’ ya da ‘vah vah’ veya ‘oh oh’ halleriyle dünyaya beğenmezlik nazarları atıyorum.
Bu sıralar KCK davalarında tutuklu yargılananlar ile Balyoz davasının cezaevindeki hükümlüleri dışındaki tüm siyasi içerikli davaların tutuklu yargılananları hükümlü olsunlar, olmasınlar tahliye ediliyorlar ya, ‘paraleller arası çatışmada’ iktidar doğrusunu izleyenlerin milletvekilleri, yazarları, hukukçuları bu yeni durumu ‘Yargıyı ele geçirmişler’ doğrusunun tasarımcılarının kendilerini kandırmış olmalarıyla açıklıyorlar. Öz eleştiri yapıyorlar. Ve siyaseten kendilerinin masumiyetine  inanmamız gereğini samimi bir otoritarizmle vicdanlarımıza kazıyorlar.
Ekran başında bu öz eleştiriyi not ediyorum ve şu yorumu düşüyorum: Paralellik iki doğrunun sonsuza kadar kesişmeden sürmesidir; Hükümet ve Cemaat sonsuza kadar kesişmeden sürecekken, Cemaat birden çaktırmadan kandırageldiği hükümeti kesmeye kalktı ve paralellik bozuldu. Böylece paralelliğin bozulduğu ana kadar yapılmış olan her kötü ve yanlış uygulamanın paralelin bir doğrusu gibi görünüp öyle olmayan doğrunun, yani Cemaatin, uygulaması olduğu anlaşıldı. Neymiş? Paralelin bir doğrusu gibi görünüp öyle olmayan doğru, yani Cemaat, paralelin diğer doğrusu olmaktan bir an bile sapmayan diğer doğruyu, yani hükümeti kandırmış. Kandırma ve kandırılma iki doğrunun kesişmesiyle sona ermiş, paralellik bozulmuş; paralellik var sanılıp uyum içinde gerçekleştirildiği düşünülen ve bu nedenle iyi ve doğru olduğuna inanılan uygulamaların aslında kandırma ve kandırılma sonucu iyi ve doğru diye yutturuldukları gerçeği paralelin doğrusu gibi görünüp öyle olmayan Cemaatin, paralelin her zaman bir doğrusu olan hükümete toslamasıyla ortaya çıkmış. Öyle ise iyi ve doğru gibi yutturulan uygulamaların doğruların kesiştiği andan geriye doğru ortadan kaldırılması gerekiyor.   
Kandıran Cemaat, kandırılan Hükümet.
Kandırılan hükümet…Kandırılan siyasi iktidar…
Tamam, kandırılanın masumiyetine inanalım, onu masumiyetiyle kucaklayalım da, ya yine kandırılırsa, hatta kandırılıyorsa? Çünkü kandırılan hükümet, yani siyasi iktidar. Kandırılan hükümet bir daha kandırılırsa ne olur halimiz? Tutuklulukları kaldırılanlar, bunlara yolsuzluk iddialarıyla tutuklananlar dahil, hükümeti kandırıyorsa ne yapacağız? ‘Kandırmazlar’, ‘kandıramazlar’, ‘bundan böyle kandırılmamız olası değil’ demeyin.
Bakın Başbakan tutuklulukları kaldırılanların kendilerine bir teşekkür bile etmediklerinden yakındı. Tutuklulukları kaldırılanların arasında devleti için adam öldürten ve adam öldürenler var. Onlar ancak yine devlet için öldürerek ve öldürterek teşekkür ederler.
Ekran başında, kandırıldıklarını belirtip öz eleştiri yapan ve paralelin gerçek doğrusu olan kandırılmış hükümeti tüm masumiyetiyle kucaklayanları her şeyden istifa etmiş hallerime bürünerek ve aflarına sığınarak uyarmak istiyorum: Aman dikkat edin, özgürleştirdiklerinizi paralelin öbür doğrusu gibi görmeyin, kandırılabilirsiniz.
Çünkü sizlerde kandırılabilirlik özelliği var.
Sizler kandırılabilirlerdensiniz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa