‘Daima ben, daima cebim’!..

Fazla zorlanınca işin ciddiyeti kaçtı! Hoş bir ülke olduk. AKP’nin taktiği belki de bu. İşi komediye döndürüp taraftarı oradan yakalamak! Recep İvedik filmleri izlenme rekoru kırıyor ya...
“Taze” “muhalif” Nazlı Ilıcak bir video paylaşıyor. “İsviçre’li bakan Türkiye’deki Twitter yasağını tartışıyor” notuyla.. Hoş! “Bakan” gülmekten kasıklarını tutuyor.. Gözleri yaşarıyor.. Arka fonda ekran komedilerinin kahkahaları. Almanca konuşma alt yazıyla veriliyor: “Türk Başbakanı Twitter’i yasaklayabileceğini sanıyor.. DNS’den haberi yok”! Tam mavra! Vay ki vay: “Büyük Türkiye”! “Hedef 2023”! Çeviri oyunu.. Ama oyun işte. Oynanıyor artık.. Hem “Twitter’in kökünün kazınması”yla.. Hem Başbakanı.. Hem de Türkiye ile.. İtibar iki paralık! Kaçamak falan derken.. Ayakkabı kutu kapaklarıyla.. Dosyaları kapatıp.. Savcı.. Hakim.. Polislerin binlercesini oradan oraya kaydırarak.. “Komplo”.. “Darbe” edebiyatıyla.. Yayılmasın diye HSYK ve İnternet yasasıyla.. Twitter yasağıyla.. geldiğimiz yer burası!

Gülünç artık! Yasaklıyorsun.. Kullanıcıyla birlikte tweet sayısı artıyor! Üstelik Cumhurbaşkanından, Başbakan Yardımcısına.. Herkes “yasağı” çiğniyor! Teknoloji ve zeka ile yarışa kalkışan pişman olmuş mudur.. Yasağın daha çoğunu mu hayal etmiştir, göreceğiz! Çünkü “abim” “delikanlı” ve hep “dik” durmuştur! Hele şimdi, durursam düşerim diye korkmaktadır!

Biz komediden yürüyelim... Şu TV’ler ve duvarlardaki seçim reklamları örneğin! İlan değil.. Reklam! “Kadir abi” varmış mesela! Ama asıl “büyük abi” var! Oh.. Emniyetteyiz demektir! Karakolda yani! Suyu ve gazı yemiş halde!

Çıkıyor bayraklı ekrana marş okuyor. Bayrak yasak.. ama İstiklal Marşı serbest! “Abime” yasak mı olurmuş! “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda”! Tamam da, sana ne oluyor? Ne alakan var senin şehitle? Gazi desen neyse.. Oldun olacaksın! “Twitter gazisi” mesela. Nereye elini atsan kuruyor artık! Krizin teğet geçtiği zamanlardaki o eski şansın da kalmadı.. “Uluslararası camia ne dermiş.. Hiç ilgilendirmez”miş! Öyle mi? Al! ABD Dışişleri Twitter yasağını “21. yy’ın kitap yakması” saydı. “Faşist” diyor yani! AB yetkilisi “ödleklik” dedi. “Türkiye’nin gücünü görecekler”miş! Sen ancak mezarlıktan geçerken ıslık çalarsın! Suriye’de.. Irak’ta gördük gücünü. Bir tek İran.. Ve iyi tüccarlık. Orada iyiydin. Zarrab bırakılsa bile.. O iş de Zencavi’nin ötmesiyle patlıyor!

Ve asıl komedi: “Daima millet.. Daima hizmet”! MİT’in “milli kuruluş”.. Cebinde olanın “milli irade” olduğu iddiası gibi.. Ya seninle dalga geçen bunca insan?

Milletle ne ilginiz var? Haydi küçükken vardı diyelim.. Ne kaldı? Şimdi biz o ayakkabı kutusunun sahibini “millet” mi sayacağız? Ne yani? 4.5 milyon dolar milletin miydi.. Milletten apartan Süleyman’ın oyunu muydu? Ve Süleyman.. “Hizmet” ediyordu da.. Kime ediyordu? Millete mi? Kendine mi? Daha kötüsü: Kendine ve “büyük abi”ye mi?

Ve sadece Süleyman mı? M. Cengiz mesela? Hani “milletin anasına avradına” tasallut eden palazlandırılmış adem! Şu sıfırlama operasyonlarına katılan... Saymakla bitmez..

Uğraşmayalım.

Ticari siyasetten sürdürelim. Oy artırmak üzere aday edilen sahte “İzmir”li “bin” mi “milyon” mu.. Ama Ali... atv-Sabah havuzuna 630 milyon doları nereden buldu? Milletten mi? Evet, dolaylı olarak milletin cebinden olduğu kesin! Ama “millet”in değil, beş-on kişinin elindeydi. Kime “hizmet” etti? Şimdi Sabah “millet” mi yani? Seçim reklam sloganını şöyle değiştirmek farz: “Daima ben.. daima cebim”! Bir de özgürlükleri ve özgürlükçülüğü katmak gerek tabii: “Yaşasın yasakçılık”.. “Yaşasın diktatörlük”!