31 Mart 2014 02:41

‘Off.. be... geçti’

‘Off.. be... geçti’

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Off.. be. Şöyle bir gerinip rahat nefes alalım! Çok yorulduk diye değil.. En başta gürültü ve görüntü kirliliğinden kurtulduk diye...
“Milli irade” diyorlardı ya.. Katlanıyorduk!
Şapkadan tavşan çıkarttıkları gibi.. Eskiden Zatisungur vardı.. “Abra kadabra” derdi.. Hop tavşan çıkardı boş şapkanın içinden... O misal.. Sandık.. Sadece sandık.. Ve içinden “milli irade” çıkacaktı! Nasıl karşı çıkılırdı!
Yoksa o ne götürmeydi öyle.. Ne hırsızlıktı.. “Hırsız var” diye bağırıp durdu “millet”.. Ama tınmadı delikanlı!.. “Sandık” dedi durdu. Sandık, sokak gibi değildi. Ne Gezi.. Ne Taksim.. Kızılay ya da Gündoğdu Meydanı! Sokağın hilesi hurdası olmazdı. Ya sandık? Tavşan mı çıkardı.. kuş mu, belli olmazdı.. Hilesi hurdası boldu. Güvenilirdi! Sokaktan çekinir.. Ve en sertinden üstüne giderdi.. Ama sandık olunca iş değişirdi.. Sanki masa örtüsüydü.. En kirli paslısından koca koca üçkağıtların.. zalimliklerin üstünü örter diye düşünülürdü.... Hitler’i bile örtmüştü.. Mübarek’i de.
Hırsızlık var mı yok mu, cevabı sandıktaydı sanki.. Yeteri kadar tavşan çıkarmışsan sandıktan hırsızlığın meşrulaşacağına.. İstiflenen dolarların onaylanacağına inanılır.. öyle yutturulmaya çalışılırdı!
Gezi’den bu yana 7 canın katledilişinin üstüne şal olacağı sanılırdı...
O nedenle canhıraş yüklenildi.. Savaş tezgahçılığına bile tevessül edilerek.. Çıkarıldı çıkarılacaktı.. Bir beceriksizlik.. Baltayı ayağına vurma.. En mahrem yerlerini bile açıkta bırakma.. Bir de “yok! O kadar da düşmedi oyumuz” inancı.. Ya da 2-3 günde bir yaptırılan anketlerin.. ittir kaktır.. 35’in altını göstermemesi.. Yoksa savaşsa savaştı! Kaçmazdı delikanlı.. Zaten ölüm kalım savaşıydı.. Suriye de kim olurdu.. Onca para pul.. Mal mülk.. Villalar.. gemiler.. adalar.. Onca ikbal saltanat.. Sultanlık.. Tümünün kaybedilmesinin üstüne bir de Yüce Divan.. Ve hapislik çekilmezdi! Çoktan “benden sonra tufan” noktasına gelinmişti!
Savaşsız olur.. Şimdilik yasakçılığın dibine vurursak yeterli olur.. diye düşünüldü! Yayılmasın yeterdi.. Twitter.. Ardından YouTube.. kafiydi bugünlük.. Sonrasına bakılırdı.
Peki, nasıl yönetilecekti? Bu kaba kuvvete bırakıldı! Yeter miydi, görecektik. Yeter sanıldı.
Siz şimdi köşeyi okurken.. Kazın ayağı belli olmuş olacak! Kim yüzde kaç aldı.. Kimin boyunun ölçüsü neymiş.. Görülecek!
Yazarken.. Henüz öğle vakti. Hiçbir şey belli değil! Ama belli olan şu ki, bu saatten.. AKP oy kaybedecek.. CHP ile MHP bir miktar artıracak.. Kürdistan’da da BDP’nin oyu ciddi miktarda artacak.
Peki, ne olacak? “Milli irade” tecelli mi etmiş sayılacak? Hırsızın karıştığı milli irade mi olurmuş? Hırlıyla hırsızın iradesi bir mi tutulabilirmiş? Sokaklar ne derse desin.. Allem kullem sandıktan besili bir tavşan hoplatılıp çıkarıldığında “Her şey tamam” mı sayılırmış? Sen sadece çalma çırpma da değil.. Devletten alınan milyonlarca lirayla istediğin reklamı yap.. İstediğin kadar pankarttı.. Afişti.. Gazete ve TV ilanıydı.. Kullan. Sonra devletten üç kuruş bile alamamış partiyle eşit koşullarda girmiş gibi sandığa.. Sandık da sandık de! Yağma Hasan’ın böreğiydi! Gazeteler.. Kanallar.. Kağıt stokları elinde.. Devlet tüm olanaklarıyla emrinde.. Helikopterle oradan oraya.. Valilikti.. Kaymakamlıktı.. Milli Eğitimdi.. Devlet kurum ve organlarının talimatlarıyla.. Belediye araçlarıyla.. Okulları.. Devlet dairelerini.. Öğrenci.. Öğretmen ve memurları yığ miting meydanlarına.. Sonra eşit yarış!.. Milli irade! Haydi canım sende!
Seçim düzen partileri arasında yarış olarak yaşandı sadece. Daha asıl oyun oynanmadı!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa