Rus ruleti sonuçlandı
Fotoğraf: Envato
Bu seçim, sonunda egemen partiler ve devlet içindeki fraksiyonlar arasında oynanan bir Rus ruletine dönüşmüş vaziyette.
‘Rus Ruleti’ sonuçlandı.
Hafta sonu Stockholm’un güneyinde Süryani nüfusun yoğun olarak bulunduğu Söndertelje semtindeydim.
Süryani yeni yılını kutluyorduk hep birlikte.
Çoluk çocuk, üç kuşak bir arada.
İnsanlar neşe içindeydi.
Yıllardır arkadaşım olan Can Diyarbekirli’ye döndüm.
“Bu insanlar neden kendi topraklarında değil de, barışı, can güvenliğini ve kendi kimliklerini serbestçe yaşayabilmek için ta kuzeylere gitmek zorunda kaldılar” diye sordum?
Bir yandan bunu yaşayabildikleri için çok seviniyor, ama bir yandan da Türkiye adına utanıyordum.
Türkiye şu gittikçe otoriterleşme yolunu terk etmez ve başka bir yol tutturmazsa, belki de yıllar sonra birçok toplum kendi kimliklerini özgürce yaşama olanağına ancak başka coğrafyalarda sahip olacaklar.
Aslında bu 1 Nisan, eskiden 21 Mart’ta kutlanan baharı karşılama şenliği.
Ama bugünün takvimi ile 1 Nisan’a denk düşmekte.
Çok çok eski Mezapotamya’dan, Asur’dan gelen bir gelenek. Bir çeşit Süryani/Asuri Newroz’u.
Ama nasıl Ezidilere Yezidi derseniz alınırlarsa.
Süryani/Asurilere, Zalim Asur kralından bahsederseniz Newroz ile ilgili, onlar da alınırlar.
Bir hafta önce de, Solna’da Kürt dostlarla birlikte Newroz’u kutlamıştık.
Rojava’dan gelen bir hanım temsilcinin konuşmasını dinliyor, daha donra da kendisi ile sohbet ediyoruz.
Cihatçıların kontrolü ile bağlantının koptuğu Afrin’de ailesi, çocukları.
Endişe içinde elbette.
Ve Rojava sadece Kürtler açısından değil, Süryani ve Ermeniler açısından da tek güvenlikli bölge.
Türkiye ile sınır olan Kessab’a neler oldu?
Türkiye artık bir güvenlik sunmuyor bölgeye.
Ama Rojava sunuyor.
İyi ki var.
Sahneye, neşe içinde bir grup çıkıyor Süryani yeni yılı halk şenliğinde.
Kim bunlar diyorum, ellerinde Süryani bayrakları.
Kırım ile Kafkasya arasında bir bölgeden gelen Hakkarili Nasturiler bunlar.
Ve canlarını kurtardıkları ve kendi toplumlarına kavuştukları için son derece mutlular
1915’de Seyfo’dan kurtulan kılıç artıkları.
Tam 100 yıl önce. Düşünün.
Türkiye bir Seyfo anıtı dikilmesini engellemek için elinden geleni yapıyor.
İsveçli Türk toplumunu nefret söylemi ile dolduruyor.
Keşke Türk, Kürt ve Süryani/Asuri toplumu Seyfo Anıtı’nı birlikte açsalar ve ‘Bir daha asla’ diyebilseler hep birkikte.
Ama olmuyor. Olmadığı için de Türkiye hep tabanca kafasına dayalı, Rus ruleti oynuyor.
Her defasında “bu sefer de yırttık” diyor.
Ama o ‘son kurşun’ hep orada bekliyor.
Seçim bitti.
Umarım nefret söylemlerine ara verilir.
Biraz olsun normalleşilir.
Umarım.
Pek umutlu olmasam da.
- Vatansızlığı vatan eylemek 05 Aralık 2023 04:29
- Uzun mesafe koşucusuydu Osman 04 Kasım 2023 03:50
- Kitap yakmanın dayanılmaz ayıbı 02 Temmuz 2023 03:14
- İsveç’in de ATY’si var artık! 05 Mayıs 2023 04:14
- İhsan Doğan (Sinan Oza) ve Niyazi Dalyancı için 11 Nisan 2023 04:00
- Dünya Anadil Günü vesilesiyle 09 Mart 2023 04:15
- Soykırımı tartışmak 19 Ocak 2023 03:19
- Mahmut Baksi anısına 14 Aralık 2022 04:32
- Kendi kutsalına bomba koyan 06 Aralık 2022 04:10
- Yorum yetmez! 28 Kasım 2022 04:00
- Kesişen yollar 15 Kasım 2022 04:16
- Seyfo ya da kılıçtan geçirilmek 08 Kasım 2022 04:10