02 Nisan 2014 00:08

Kutuplaşma ve sandık

Kutuplaşma ve sandık

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Seçimlerin hemen ardından, ilk veriler üzerinden genel bir değerlendirme yaptığımız için bu yazıda bu seçimin karakteristiğini somut bir örnek üzerinden ele almayı deneyeceğim.
Bizimkiler ve oy kullandığım sandık.
Bizimkilerle yani annem, ablam ve kardeşimle yaklaşık 20 yıldır aynı partiye oy veririz. Daha doğrusu, kısmen anlattıklarıma inandıklarından kısmen de, oğul ve kardeş sevgisi duygusuyla, güçlü bir hatır ilişkisiyle benim oy verdiğim partiye, bizimkiler de verirdi. Ama bu seçimde öyle olmadı. Ülkedeki kutuplaşma bizimkileri de etkiledi. Annem, ablam ve kardeşimde ‘şu adamdan bir kurtulalım artık’ duygusu ağır bastı. Onlar bu saiklerle CHP’ye oy vermekte karar kıldılar ve beni 1 HDP oyu olarak yalnız bıraktılar.
Oyumuzu Eyüp Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde kullandık. 1110 numaralı sandıkta. Ben kuyruk beklemeden oyumu kullanıp gazeteye gitmek için sandığa daha açılmadan geldim ve o sandıktaki ikinci oyu atarak gazeteye doğru yola koyuldum.
Sonra öğrendim ki, bizimkiler oy kullandıktan sonra kardeşim gece 22.00’de bütün oylar sayılana kadar sandığın başında beklemiş. ‘Oy ve Ötesi’nden de bir görevlinin de orada bulunduğunu ve tüm oy sayım işlemini başından sonuna kadar disiplinli bir şekilde takip ettiğini anlattı.
Bu seçimlerde Türkiye’nin birçok yerinde mühürlü oy pusulaları ya da başka usulsüzlük haberleri gelirken, sandığa katılımın yüksekliğini ve sandığa sahip çıkma duygusunun, seçim öncesinde oluşan o kutuplaşmanın da etkisiyle son derece güçlü gerçekleştiğini gösteren örnekler dikkati çekiyordu. Sonuçlara dair şaibe olan yerlerde oylara sahip çıkmak için ortaya çıkan gönüllüler, gösterilen direniş de bunu teyit ediyor.
Bu hatırlatmadan sonra, oluşan o kutuplaşmanın sandığa nasıl yansıdığını da, bizim sandığın oy sayımına refakat eden kardeşimin tuttuğu notlar üzerinden anlatacağım. Kardeşim, sandık başkanının her oy pusularını orada bulunan müşahitlere ya da kardeşim gibi izleyen seçmenlere gösterdiğini, ardından da bu oyun izleyen herkesçe de not edildiğini söyledi.
Bizim sandıkta 282 oy kullanılmış. Büyükşehir ile ilçe belediye başkanlıkları arasındaki tercih farklılıkları da bu kutuplaşmanın somut göstergeleri aslında.
Büyükşehir belediyesi oylamasında AKP 151, CHP 87, MHP 9, Saadet Partisi 9, HDP 4, BBP 4, HEPAR 3, DSP 1 oy almış. 5 oy boş çıkarken, 5 oy da geçersizmiş. Geçersiz oylarda birden fazla partinin altı mühürlenmiş.
Toplamı 278 yapıyor. Sandıktan 1 Büyükşehir oyu pusulası eksik çıkmış ve ayrıca da 3 tane zarftan da muhtarlık pusulası da çıktığı için, o oylar sayıma dahil edilmemiş ve tutanak tutulmuş. Böylelikle toplam 282 ediyor. İlçe belediyesi oylamasında ise AKP 145, CHP 80, MHP 17, Saadet Partisi 17, HDP 5, BBP 5, HEPAR 2, DSP 1, boş 5, geçersiz 1.
Yer sınırlılığı nedeniyle belediye meclisi üyeliklerinin sonuçlarını aktarmıyorum. Ancak zaten dikkat çekmek istediğim nokta da ilçe belediyesi için kullanılan oylar ile büyükşehir oyları arasındaki farklar. İlçe belediyesinde Saadet Partisine oy veren kişilerden 8’i ile MHP’ye oy verenlerden 8’i büyükşehirde başka partilere oy vermişler. MHP ve Saadet Partisinin İstanbul Büyükşehirde kazanma ihtimalleri bulunmaması da bu kayışı açıklıyor.
Büyükşehirde kazanma ihtimali bulunan iki partiden AKP’nin oyu ilçe belediyesine göre 6 oy artış gösterirken, CHP’nin büyükşehir oyu da ilçe belediyesine göre 7 oy artış göstermiş. HDP’ye ilçe belediyesinde bizim sandıkta oy vermiş 5 kişiden biri de büyükşehirde HDP’ye vermemiş gözüküyor. Yani HDP’den de bir oy büyükşehirde ya CHP’ye ya da AKP’ye kaymış.
Elbette Türkiye’nin genel siyasi tablosunu oy verdiğim sandık üzerinden genelleştirecek değilim. Ancak genel kutuplaşma yanında İstanbul Büyükşehir bazında özel olarak da bir kutuplaşma yaşandığı dikkate alındığında, onun mikro ölçekteki yansıması bizim sandıkta böyle gerçekleşmiş. Belki bu yerelden genele doğru bir siyasal okuma açısından da fikir verici olabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa