Seçim bitti; Ders çıkarmaya devam!
Beklendiği gibi seçimden sonraki iki günde politik gündem seçim sonuçlarının değerlendirilmesi olarak biçimlendi. Gazetemiz de bu ülke gündemiyle bağlantılı olarak seçim değerlendirmelerine ağırlık veriyor. Bu gündem doğrultusunda gerek yazarlarımız gerekse görüşlerine başvurulan akademisyen, politikacı, gazeteci, … gibi değişik alanlardan yorumcular, önemle dikkate alınması gereken değerlendirmeler yapıyorlar.
‘AKP’NİN SEÇİM ZAFERİ’ BÜYÜK YALAN!
Önceki gün ve dün bu köşeden AKP’nin, yaygın kanının aksine bir “Seçim zaferi kazanmadığı” tersine oy kaybına uğradığına vurgu yapılmıştı. Dahası seçimin ortaya çıkardığı oy dağılımının, AKP içindeki iç hesaplaşmayı daha kavgalı-gürültülü bir hale getireceğine dikkat çekilmişti. Seçim tablosundaki bu “Öldürmez ama kurtaramaz” da olan tablonun, Başbakanın parti içinde ve dışında kendisine karşı gördüğü herkesi ezmek için her yola başvuracağını ilan etmesine dayanak sağladığına işaret edilmişti.
Bugün bu yazıda CHP, BDP, HDP ve MHP için seçimin ne dediğine ana hatlarıyla değineceğiz. (*)
SEÇİMİN TARTIŞMASIZ KAYBEDENİ
CHP İstanbul’da CHP’den “yolsuzluk” nedeniyle partiden ihraç edilmiş Mustafa Sarıgül, Ankara’da MHP’li Mansur Yavaş’la ittifak kurup, onları aday göstererek, Gülen Cemaatiyle el altından anlaşarak seçime girdi. Bu stratejide; bir, CHP’nin oylarını yüzde 30’un üstüne taşırmayı; iki, Ankara ve İstanbul’u AKP’den almayı amaçlıyordu.
Ancak her ikisi de olmadı. Gerçi CHP oylarını yüzde 27’nin üstüne çıkararak bir “oy artışı” sağlamış görünse de Ordu, Antalya, Artvin,… gibi elindeki illeri kaybederek seçimin kaybedenlerinin en başında olmayı hak etmiştir!
Bu rakamsal verilerden öte, CHP’nin özellikle de Ankara ve İstanbul’da kaybetmesi; herhalde en çok sosyal medya üstünden HDP’yi baskılayarak Sırrı Süreyya Önder’in seçimden çekilmesini istemeye kadar varan baskılarla, ilerici demokrat çevrelerden ve Kürt halk kesimlerinden CHP’ye oy aktarmaya girişenleri oturup bir kez daha düşünmeye sevk etmiş olmalı. Tabii ki ne olup bittiğini gerçekten anlamak isteyenleri! Çünkü görülmüştür ki siyaset dünyasında 1+1 çoğu zaman 2 etmemektedir.
‘OYLAR BÖLÜNMESİN’ STRATEJİSİ AKP’YE YARIYOR!
“Oyları bölmeyin!”, “Bas geç!” sloganlarıyla siyaset mühendisliği yapanlar da artık, bu ülkede 50 yıldan beri sürdürülen, böyle pragmatist, kapıp kaçmayı amaçlayan ittifaklarda 1+1’in 1 bile etmediğini görmelidirler. Doğru ittifaklar yapıldığında ise 1+1, 2’den de büyüktür!
Dahası 12 yıldan beri, CHP etrafında “AKP’ye karşı birlik”, “Oyları bölmeyin” çağrıları eşliğindeki seçim stratejisi sadece AKP’ye kolay seçim zaferleri kazandıran bir stratejidir. Bu sefer de öyle olmuştur. Dolayısıyla bu ülkede eğer gerçekten demokratikleşme, özgürlüklerin geliştirilmesi kaygısı taşınıyorsa, bu oyların CHP’de birleşmesiyle olamayacağı tartışılmaz biçimde ortaya çıkmıştır.
Evet “Bas geç”çiler, “Oylar bölünmesin”ciler bir şey yapacaksa, CHP’yi demokrasi güçleri ile ortak mücadeleye çekmek için baskı yapmalıdırlar. Oyları da birleştirmenin tek yolu budur. Aksi dün AP’ye, DYP’ye, ANAP’a, bugün AKP’ye kolay seçim başarısı sunmanın stratejisi olmuştur.
BDP VE HDP’NİN BAŞARISI
BDP’ye gelince; kuşkusuz ki seçimlerin en tartışılmaz galibi BDP’dir. Çünkü BDP bölgede belediye sayısını artırıp üç büyük şehre sahip olurken, “BDP haritasını” da kuzeye ve batıya doğru genişleterek, stratejik mevzisini güçlendirmiştir. Ki, bu elbette oyları şu kadar artırmak ve azalmaktan çok daha önemli bir kazanımdır. Yine BDP gerek AKP ve sermaye partilerinin ağız dalaşına indirdikleri siyasi çatışmanın dışında gerçek sorunları tartışarak, gençleri, kadınları belediye yönetimlerine dikkat çekecek biçimde taşıyarak batı illerindeki Türk kökenli halkın ininde de meşruiyetini artırmıştır.
HDP ise elbette bu seçimde daha iyi performans gösterecek imkanlara sahipti ama seçime ilk kez giriyor olması, sürece gecikmiş olarak dahil olmaktan gereksiz iç tartışmalarla fazlaca meşgul olma gibi sorunlara karşın küçümsenmeyecek oylar alırken seçim tablolarında pek çok ilde ve ilçede üçüncü dördüncü sıraları tutarak gelecek için umut olduğunu göstermiştir. Dahası HDP diğer partilerden farklı olarak ulusalcı, gerici odaklar tarafından pek çok ilde ve ilçede saldırılarla karşı karşıya kalmış, faaliyetleri engellenmiş; yerli gericilikle devlet güçleri, Hükümetin kol kanat germesiyle, kontrgerillanın yönlendiriciliğinde HDP’yi sindirmeye yönelmişlerdir. Bu ağır saldırılara karşın HDP, bir mücadele partisi olarak kendini ortaya koymuş, batı illerinde de yüzde 4 gibi önemli oy oranını da tutturmuştur. Dahası böylece HDP batı illerinde nasıl bir çalışma yapma, nasıl bir mücadele yürütmesi gerektiğine dair deneyimler biriktirerek bu seçimden çıkmıştır.
MHP BAZI OYLARINI GERİ ALDI!
MHP ise seçimin sesiz galiplerindendir. Mersin ve Adana gibi iki önemli merkezde belediyeleri de alan MHP önceki yıllarda AKP’ye kaptırdığı oyların bir bölümünü geri almıştır.
Elbette bu değerlendirmeler, şimdilik ve genel hatlarıyla yapılabilenlerdir. Önümüzdeki günlerde de çeşitli vesilelerle seçimden çıkarılan dersleri, özellikle de demokrasi güçlerinin çalışmalarına yön verecek doğrular ve yanlışların tartışmasını sürdüreceğiz.
(*) Elbette seçime giren TKP, ÖDP, Halkevleri, gibi platform oluşturarak aday gösterip, belediye meclis listeleri oluşturarak seçime giren, ama gerçekte CHP’ye destek veren parti ve siyasi çevreler de var. Onların bu tutumunu da değerlendireceğiz. Ama önce onlar kendi değerlendirmelerini yapmalı, politikanın dışına düşmelerinin, kendi üyelerinden bile oy alamamalarının nedenlerini sorgulamalıdırlar. Sonrasını tartışırız, tartışmamız da gerekir.
Evrensel'i Takip Et