04 Nisan 2014 00:13

Misilleme kültürü

Misilleme kültürü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yine bir derbi... Yine alkış polemiği... Yine kibir, gerilim ve misilleme rüzgarları...
Aynı bıktırıcı senaryoyu izliyoruz bir kez daha... Bir yanda  şampiyon ya da şampiyonluğa çok yakın olan ve alkışlanarak taltif edilmeyi bekleyen bir takım, diğer yanda “avucunuzu yalayın” kibrinden taviz vermemeye kararlı diğer bir takım...
Rakibi alkışlayarak takdir etmeyi henüz futbol kültürüne sokamadık. Zaten bunun gerekçeleri de hazır... Geçmiş sezonlarda onlar da sizi alkışlamamıştır. Dahası, onların sahasında kupayı kaldırmanızı engellemek ve şampiyonluk kutlamanızı burnunuzdan getirmek için ellerinden geleni yapmışlardır, vs... Ama olsun... Geçmişte sportif olgunluğa yakışmayan davranışlara maruz kaldığınız için siz de buna illaki misilleme mantığıyla hareket ederek mi karşılık vermek zorundasınız?.. Hem, başarılı olmuş rakibi takdir etmekten kaçınmak, hazımsızlık ve eziklik göstergesi sayılmaz mı?.. Size karşı sergilenen sportmenliğe yakışmayan davranışları eleştiriyorsunuz ama başka zamanda roller değiştiğinde siz aynı şekilde davranmaktan geri durmuyorsunuz. Bu kez siz hazımsız ve ezik rolüne soyunuyorsunuz... Artık nasıl bir kibir söz konusuysa; rakibinizi takdir etmektense, eleştirdiğiniz o ezik pozisyona düşmeyi bile göze alabiliyorsunuz...
Rekabeti; düşmanlık, intikam ve misilleme döngüsünden bir türlü kurtaramıyoruz. Oysa çok açık ki, bu yolda ilk adımı atacak kulüp adını tarihe bambaşka şekilde yazdıracak ve her zaman spor kültürüne yaptığı büyük katkı ile anılacak. Bu gerçek ortada olmasına karşın kibir hep ağır basıyor ve hiçbir kulüp böyle bir adımı atmaya yanaşmıyor. Rakibi kutlamak, takdir ve tebrik etmek bu kadar mı zor geliyor?..
Dışarıdan dayatmayla, baskıyla bir takımı yapmacık alkışa zorlamanın zaten bir anlamı yok. İçten gelen bir davranış olmadıktan sonra herkesin alkışı kendisine kalabilir...
Diğer yandan, gerilimsever medya ise her derbi öncesinde yaptığı gibi kışkırtıcı haberler üreterek ortamı kızıştırmanın derdinde.
“Fenerbahçe, Arena’da iki yılın misillemesini yapacak” başlığı altında, son iki yılda şampiyonluğa ulaşan Galatasaraylı futbolcuların Saracoğlu Stadı’nın duvarlarına ve taktik tahtasına “şampiyon geldik şampiyon gidiyoruz” gibi anlamlı(!) yazılar yazıp altına imza atmaları hatırlatılarak buna misillemede bulunmak için uygun zamanın geldiğine dikkat çekiyorlar. Fenerbahçeli futbolcuların sahadan galibiyetle ayrılmaları halinde, benzer davranışta bulunarak duvarlara ve taktik tahtasına birtakım sloganlar yazıp altına imza atacaklarından söz ediyorlar... Bundan başka, maçı kazandıkları takdirde, Fenerbahçeli futbolcuların sahanın ortasına bayrak dikmeyi planladıkları da iddia ediliyor. Yıllar önce Kadıköy’deki bir maçtan sonra Galatasaray Teknik Direktörü Souness’ın sahanın ortasına diktiği bayrağı hatırlatmayı da unutmuyorlar. Kimileri, rakibin sahasına dikilecek bayrak sayesinde bir tür fetih hazzı yaşamayı hayal ediyor... Büyüklüğün; fethetmekten, bayrak dikmekten, işgal etmekten geçtiğini sanan acınası bir kültürün temsilcileri sahnede yine...
Medyanın ısrarla gündeme taşıdığı gibi derbi, daha önce yaşadıklarına karşılık olarak her iki takıma da misilleme fırsatları veriyor!.. Gün derbi değil, misilleme günü adeta!..
Gördüğü ilgi açısından Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan karşılaşmalar dünyanın sayılı derbileri arasında. Bu derbiyi futbol açısından sınıf atlatabilmek için ise kibri ve misilleme kültürünü aşıp sportif olgunluğu özümsemek gerekiyor. Kibir ve misilleme kaynaklı gerilimin mevcut olduğu ortamdan iyi futbol çıkmaz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa