Almanya 'Rus ruleti' oynuyor
Fotoğraf: Envato
Rus ruleti” ölümü göze almayı gerektiren bir oyun. Yani “Hem yaşamak hem de Rus ruleti oynamak istiyorum” demek yok. Çünkü bu oyunda ölüm var.
Altıpatlarla oynanan Rus ruletinde mermi tabancaya yerleştirilir ve sonra top çevrilmeye başlanır. Ardından oyuncular sırasıyla tabancayı şakaklarına dayayarak tetiği çekerler. Eğer tetik merminin olduğu yerdeyse oyuncu ölür, değilse yaşamaya devam eder.
Yani, Rus ruleti öyle bir şans oyunudur ki, sonunda kaybetmek ya da kazanmak yok, ölüm ya da yaşam var.
Bu tehlikeli oyun Rusya’da doğduğu için adına “Rus ruleti” denmiş.
Demek ki, Rusların tarihi bu denli keskin ve sert. Can almayı oyun haline getirmişler.
Putin’in Kırım hamlesi de bir bakıma Rus ruleti. Batılı emperyalistlerin Rusya’nın etki alanını daraltmak üzere attığı adımlara karşılık yapılan Kırım hamlesi adeta ölümle yaşam arasında tercihi gerektiren bir karardı.
Şimdilik ibre yaşamdan yana görünüyor.
Ama tabancanın topu daha çok çevrilecek. Ve illaki bu süreç tabancayı kafasına dayayıp tetiği çeken oyuncuların/ülkelerin birisinin ölümüyle bitecek.
Tarihte de hep böyle oldu. Her büyük gerilim ya da savaşın sonunda kazanıp güçlenen ve kaybedip dağılan ülkeler var.
Ukrayna ve Kırım eksenindeki gelişmelere baktığımızda, Rus ruleti oynamak için sıraya dizilen ülkeler arasında, Almanya “Tetiği önce ben çekeceğim” diyen oyuncu konumunda görünüyor. Çünkü bir an önce kazanmak ve sonucu görmek istiyor. Hem de oyunun sonunda ölümün olduğunu unutmuşçasına...
Halbuki; bu oyunda Almanya’nın kaybedeceğini, şansın ondan yana gülmeyeceğini söyleyenlerin sayısı hiç de az değil. Kuralları Rusya tarafından belirlenen bu oyunda tetiği şakağa dayamanın anlamsızlığı üzerinden tartışmalar sürüyor.
İhtiyaç duyduğu doğal gazın üçte birini Rusya’dan alan Almanya, şimdi enerji bakımından bağımlısı olduğu bu ülkeye karşı saf tutmanın derdinde. Başbakan Merkel, durmadan enerjide Rusya bağımlısı olmaktan çıkmak gerektiğini söylüyor. Başbakan Yardımcısı ve koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Partinin Başkanı Sigmar Gabriel ise alternatifin olmadığını ifade ediyor.
Yani, Merkel’in Rusya’ya yönelik izlediği politika sadece muhalefet tarafından eleştirilmiyor, aynı zamanda koalisyon ortağını da rahatsız etmiş durumda.
Ne var ki mevcut koşullarda ucuz Rus doğal gazından feragat aynı zamanda Alman sanayisinin kafasına tabancayı dayatmak anlamına geliyor. Rus doğal gazının stratejik önemde olduğunu bilen Alman sermayesi Almanya ile Rusya arasında doğrudan doğal gaz akışını sağlamak için, Baltık Denizi’nin altından geçen, 6 milyar avroya mal olduğu tahmin edilen Kuzey Avrupa Doğalgaz Hattı’nı (NEGP) inşa etti. Dahası bu hafta Der Spiegel’de yer alan habere göre, iki hafta önce Alman enerji tekeli RWE’nin yan kuruluşu gaz depolama şirketi Dea, Rus oligark Michael Fridman tarafından satın alındı. Başbakan Merkel ve Ekonomi Bakanlığı satışa tam destek verdi. Bu demektir ki, Almanya’daki gaz depolama işini de artık Rusya yapacak.
Bütün bunlardan ötürü, Rusya’yla ilişkileri daha fazla germenin Alman ekonomisine büyük zararlar vereceği şu günlerce pek çok kesim tarafından dile getiriliyor.
Rusya’yla yakınlaşmayı savunanlar, sürekli tarihsel bağlara göndermelerde bulunmayı da ihmal etmiyorlar. Örneğin, sağ kanat-muhafazakar kesimler daha çok Çarlık Rusya’sının Almanya’nın ulus devlet olmasına verdiği desteği öne çıkarıyorlar. Sosyal demokratın bir bölümü ise Rusya’nın Hitler faşizmini yenmesinin yararları üzerinde duruyorlar.
Bu nedenle, Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin Putin’i Hitler’e benzetmesi de epey tepki topladı. Daha önce de Hillary Clinton ve Yulia Timoşenko Putin’i Hitler’e benzetmişti.
Putin’i Hitler’e benzetenler Putin’e kötülük yapmaktan çok Hitler’i iyilik yaptıklarını bilmeleri gerekiyor. Zira, Hitler faşizminin hem Almanya dışında hem de Almanya içinde işlediği cinayetler, izlediği politikalar öyle her fırsatta, kolay mukayese edilebilecek bir durum değildir. Hitler ve partisi bugüne kadar hiç kimseyle kıyaslanamayacak düzeyde tarifi zor, büyük bir insanlık suçu işledi.
Gerçi, Hitler’in Alman sermayesinin çıkarları gereği, Doğu’ya açılma adına başlattığı savaş da bir Rus ruletiydi ve “oyun” Hitler’in ölümü, Almanya’nın yenilgisiyle sonuçlandı.
Özetle, Almanya’nın ABD ve NATO’nun bir müttefiki olarak diğer Avrupa ülkelerini de peşine takarak Rusya’ya karşı saf tutması Rus ruleti kadar tehlikelidir ve zaman geçmeden militarist ve gerilim söylemlerinden vazgeçilmelidir.
- 2. Trump döneminde Avrupa'yı neler bekliyor? 17 Ocak 2025 04:58
- Avusturya'dan Güney Kore'ye siyasi krizler ne anlama geliyor? 10 Ocak 2025 04:08
- Almanya ABD’nin arka bahçesi mi? 03 Ocak 2025 04:54
- Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele 27 Aralık 2024 04:19
- Romanya seçimleri, TikTok ve AB'nin demokrasi anlayışı 20 Aralık 2024 05:25
- ‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine 13 Aralık 2024 04:24
- Avrupa'da 'siyasi kriz' hayaleti dolaşıyor 06 Aralık 2024 06:40
- Almanya'yı savaşa hazırlıyorlar 29 Kasım 2024 06:45
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12
- Trump Pandora’nın kutusunu açtı, Avrupa panikte 08 Kasım 2024 12:17
- 5 maddede ABD seçimlerinin Avrupa’ya etkileri 03 Kasım 2024 04:30