Kaytan bıyıktan önder kadına
Fotoğraf: Envato
2006 yılı. Cizre’de bir düğündeyiz. Komparsita’yla başlayıp, kasap havasıyla devam eden düğünlerden değil elbet. Çünkü buralarda düğün dediğimiz bir nevi miting, bir gösteri, bir başkaldırı şenliği. Gelinle damat zafer işaretiyle giriyor alana. Gelinin duvağı sarı-kırmızı-yeşil, damadın giydiği leşkerin belinde de aynı renklerden bir kuşak. Zılgıtlar, sloganlar yükseliyor. Kadınlar erkekler yan yana, sadece omuzlarını ve tüm bedenlerini değil, bastıkları toprağı titreterek, hiç bitmeyecek gibi görünen bir halayın içinde nasıl ciddi, nasıl ciddi!
Sonra bir şarkı hep bir ağızdan, ama en çok kadınların sesinden söylenmeye başlıyor. “Beriwane Beriwane tü keça rind ü ciwane/ beriwana mey dillovan/ keça kurdan buye rêzan” Kadınlar, kadınlı erkekli halaydan bir adım öne çıkıp ayrı bir kadın halayı oluşturuyorlar. Tutuşan ellerin zafer işaretli parmakları havada. En yaşlı neneden tut, ayakları üstünde daha yeni yeni durmaya başlayan kız çocuğu bile halayın bir yerinden tutmaya meylediyor. Erkekler meydanı kadınlara bırakmak zorunda kalıyor.
Mihmandarım Beser, kendi seçtiği isimle Berivan, adını aldığı, aslında Cizreli pek çok genç kadının adını aldığı Cizreli Beriwan’ı anlatıyor. Neden kadınların bu şarkıyla coşkun bir sel gibi meydanı ele geçirdiğini ve aslında Kürt kadınların neleri neleri daha ele geçirdiğini ve bir daha bırakmamak için nasıl sıkıca sarıldıklarını…
Cizreli Beriwan, 17 kişinin yaşamını yitirdiği, çoluk çocuk demeden halkın silahlarla tarandığı, yüzlercesinin gözaltına alınıp tutuklandığı ve Gazeteci İzzet Kezer’in öldürüldüğü kanlı 1992 Cizre Newrozu’nun halkı yönlendiren ve pes etmeyen beyaz kefiyeli, leşkerli önderi, cesaretiyle dillere destan olmuş ismi…
Çok değil, o düğünden 15 yıl öncesine kadar aynı coşkuyla söylenen “militan militan/ Simbêl qeytan dayik qurban” diye devrimcinin bıyıklarına kurban olunan şarkı yerini, daha önce hayatta kendi adına hiçbir karar verme olanağı olmamış kadınların hayatın tamamına hükmetme halayıyla Beriwan şarkısına bıraktı. Uzaktan bakanların “cahil, ezilmiş, kırsal kadın” yakıştırmasını yapıp türlü asimilasyon yöntemiyle medeniyet götürme çabasını açıktan sürdürdüğü bir zamanda, o kadınlar bölgenin en güçlü ve kitlesel kadın hareketini doğurdular.
Savaş, gündelik hayatın akışını kana, kayıplara, gözaltı ve tutuklamalara, işkencelere, tacizlere evriltirken, kadınlar politik katılımlarını özgün bir harekete dönüştürdüler. ‘80’ler ve ‘90’larda kadınlar çoğunlukla kendi mağduriyet deneyimleri ile harekete katılıp, “ana, eş, kardeş” olarak var olmuşlarsa da, Kürt partilerindeki varlıklarını yalnızca “eylem gücü” olmakla sınırlı bırakmadılar. Sınır ihlali bugünkü yüzde 40 cinsiyet kotasına, eş başkanlık, belediye başkanlığı ve çok sayıda milletvekilliğine evrildi. Bunlar somut sonuçlar. Ama esasen bugün Kürt hareketi, tepeden tırnağa kadınların iktidarın sessiz mağdurları, erkeklerin ise iktidar taşıyıcıları olmalarını topyekün eleştirerek hareket etmeyi en temel ilke edindi.
Öncesinde “erkeklerin yiğitliğine” yakılan türkülerin gün gelip Beriwan’a, aslında rêzan olan yani “Yol bilen, önderlik eden” başka pek çok kadının adına yazılan şarkılara dönüşmesi, Kürt kadın hareketinin kendi ulusal hareketlerini ve bil cümle memleket halini değiştiren dönüşümün mısraları gibi…
Memleketin en “çağdaş” partileri kendi koydukları “kritik eşik”e ulaşmayı imkansızlaştıran oranlarda kadın aday göstermişken, Kürt kadınlar kimseye eyvallah etmeyerek Türkiye’nin kritik eşiklerini atlıyor. Yoksul sınıflardan, genç ve bizzat hareketin içinde yetişmiş kadınlar halkın temsilciliğini yapıyor.
Türkiye genelinde, rekor oyla belediye başkanlığının kazanıldığı yerlerin başında gelen Cizre’ye 27 yaşındaki Leyla İmret belediye başkanı oldu.
Beriwan’dan Leyla’ya…
Bu hikayeyi anlarsanız, kritik eşiklerin aşılmasının hayat memat meselesi haline geldiği dönemlerde bir öncülük şarkısı da siz yazarsınız.
Anlamazsanız da; gerçeğin dönüştürme gücü karşısında ne durabilir ki?
- “Aileyi koruma” lafının altından yine nefret ve düşmanlık çıktı! 08 Ekim 2022 00:45
- Başörtüsü istismarında at başı gidenler 06 Ekim 2022 04:28
- Bizi kim öldürüyor? 05 Ekim 2022 05:18
- ‘Sözleşmeden vazgeçmiyoruz’ demek ‘Tek adam yönetimini tanımıyoruz’ demek 21 Temmuz 2022 05:00
- Beşikten mezara rehineliğin adı: Çocuk yoksulluğu 15 Nisan 2022 00:55
- Emma’dan Emine’ye... 10 Mart 2022 23:56
- Kadın dostu postunda emekçi kadın düşmanlığının şahikası: Farplas 18 Şubat 2022 01:20
- ‘Küçüğün rızası’ diyen Bakan çocukların nafakasına göz dikti 11 Şubat 2022 00:00
- Cezaevlerine göz kulak olmak, dillerimizi koparamasınlar diye dil olmak... 28 Ocak 2022 05:00
- 6. Yargı Paketi tehlikesi: Nafaka hakkına saldırıda somut adımlar 07 Ocak 2022 04:54
- Geçen hafta yoksulluktan, çaresizlikten yedi çocuk öldü 24 Aralık 2021 05:00
- Asgari ücreti kadınlara lüks haline getirenler 10 Aralık 2021 04:52