17 Nisan 2014 00:05

Tribünler toplama kampı olmasın: e-bilet’e hayır!

Tribünler toplama kampı olmasın: e-bilet’e hayır!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

14 Nisan’dan itibaren memleket tribünlerine girebilmek, sevdiğiniz renklerin maçını seyredebilmek için “passolig” gibi cafcaflı bir adla pazarlanan e-bilete sahip olmak “kanun gereği” artık mecburi.
Tribün emekçileri, geleni görebilen taraftarlar, uzun zamandır, e-bilet uygulamasıyla ilgili haklı tepkilerini dile getiriyordu.
Geçmişteki o “aşk dolu” günlerinde, “paralel ve meridyen” medya, 6222 sayılı sözde “sporda şiddeti önleme” adı altında çıkartılan,aslında “futbol alanını ele geçirme” yasasının bir sonucu olan e-bilet uygulamasını birlikte cansiperane savundukları için tepkileri görmezden gelmişlerdi. Merkez ve muhalif medyaya yönelik olarak da “karaborsayı” ve “şiddeti engellemek” gibi kimsenin itiraz edemeyeceği “havuçlar” sunulduğu için o mecrada tepkileri,istisnalar dışında, görmedi.
Şimdi gün geldi çattı.
Bu hafta süper lig şampiyonluğunu belirleyebilecek olan Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi olimpiyat stadında oynanacak.
80 bin kişilik Olimpiyat stadına “deplasman yasağı”gibi ilkel bir uygulama nedeniyle Fenerbahçe taraftarı gidemeyecek.
Şaşıracak bir durum yok. İşçi ve emekçilere 1 Mayıs’ı kutlamak için, bütün uluslararası hukuku ayaklar altına alarak Taksim’i yasaklamaya çalışan zihniyet, taraftarlara deplasmana gitmeyi yasaklamış, şaşıralım mı?
Peki, maça gitmek isteyen Beşiktaş taraftarları, çArşı mensupları ne yapacak?
Önce ya memleket sathında sadece 4 şubesi bulunan Çalık grubunun AktifBank’ına, ya onun taşeron olarak kullandığı PTT şubelerine ya da sırf bu maç için açılmış “passolig” bürosuna gidip resim, ikametgah, nüfus kayıtları ve bilumum kişisel bilgilerini verip, üzerine bir de ilk sene için 15 TL sonrasında ne ödeyeceklerini bilmedikleri bir kart alacaklar.
Bu arada imzaladıkları sözleşmeyle,Çalık grubunun,kendi kişisel bilgilerini, ticari işletmeler ve kamu (devlet) kurumlarıyla, paylaşmasına da izin verecekler. Sonra 2 TL hizmet bedeli daha, ödeyip tribünde nereye oturacaklarına dair bilginin olduğu e-bilet sahip olacaklar. Bu arada kendilerine dikkat edecekler, arada hastalanıp maça gidemezlerse, o e-bileti al kardeşim ben gidemiyorum sen git diye kimseye veremeyecekler.
Bu maçı kaçırmak istemeyen ve iki takımı da tutmayan bir futbolsever ise e-bilet alırsa, geçmiş olsun artık Beşiktaşlı olarak sisteme kayıtlı olacağı için başka takımların maçlarını seyretmek için tribüne gidemeyecek.
Sözde tribün “şiddetini” ve “karaborsayı” engelleyecek diye propagandası yapılan e-bilet uygulamasının tam da Hillsborough faciasının 25. yıl dönümünde devreye sokulmasındaki “manidar zamanlamayı” da görmeden geçmeyelim.
25 yıl evvel, 15 Nisan 1989’da, Hillsborough stadında, Nottingham Forrest ile Liverpool arasında oynanacak maçın başlangıç anlarında çıkan olayların sonucunda 96 Liverpool taraftarı hayatını kaybetti. Maç sonrasında emniyetin ve İngiliz medyasının yoğun çabasıyla “sarhoş”, “holigan” diye yaftalanan Liverpool taraftarı suçlu ilan edilmişti. Dönemin Başbakanı Thatcher, bugün Türkiye’de futbola yönelik yapılmaya çalışılan bütün düzenlemelerin kaynağını oluşturan uygulamaları, “Hillsborough faciasını” bahane göstererek hayata geçirdi.
Taraftarlar fişlendi, işçi sınıfı ve yoksullar tribünlerden dışlandı, işçi sınıfının bir alt kültürü olarak şekillenen tribün kültürü yok edildi. İngiliz tribünleri toplama kamplarına dönüştü.
23 yıl sonra, yani bugünden sadece 2 yıl önce, İngiliz hükümeti ortaya dökülen belgelerden sonra, Liverpool tarafından özür diledi, 96 taraftarın hayatını kaybetmesinde esas suçlunun emniyet güçleri ve güvenlik önlemlerini almayan yetkililer olduğu ortaya çıkmıştı. Ama İngiliz tribünleri için iş işten geçmişti.
Şimdi memleket tribünleri ve taraftar grupları benzer bir sınavın karşısında. Taraftar grupları e-bilete karşı onlarca açıklama yaptılar. Bu satırlar yazılırken Cuma günü oynanacak Kayseri Erciyes-Trabzon maçı için sadece 1 taraftar “passolig” kartı almıştı. Pazar günü oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe maçı için ise sadece 3000 taraftar e-bilet peşine düşmüştü. Bu rakamların düşüklüğü tribünler için umut verici. Çünkü ya taraftar grupları bir araya gelip bu e-bilet rezaletini hep birlikte ortadan kaldıracak ya da memleket tribünleri 25 yıl sonra İngiliz tribünlerinin karikatürüne dönüşecek.
Memleket statlarının geleceğini e-bilete karşı taraftarların kuracağı “kaldırım tribünleri” belirleyecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa