Kurultay Komitelerinin çağrısı
Birleşeceğiz, …bölünmeyeceğiz, … mücadele edeceğiz!” diyor bugün gazetemizde “ilan” olarak yayımlanan çağrı.
Çağrıyı yapan, son üç-dört yıl içinde çeşitli iller ve sanayi merkezlerinde ileri işçi kesimlerinin yaptığı ve sendikal kurultaylarda seçilen Kurultay Komiteleri.
İŞÇİLERİN SÖZÜ VAR!
Mevcut sendikal yapıyı eleştirip egemenlerin, sermaye ve hükümetlerin sendikal bürokrasinin iş birliği ile kurduğu, işçilere emekçilere dayattığı düzene karşı, “Biz razı değiliz ve sözümüz var” diyen Kurultay Komiteleri “sözlerini” şöyle tamamlıyor:
* Biz mücadele etmek isteyen ve bu yolda adımlar atan işçiler olarak mücadeleci tüm sendikacılara çağrıda bulunuyoruz: Çabalarımızı ortaklaştıralım.
* Tüm işçi kardeşlerimizi, sendikalarımızı, sendika bürokrasisinin tahakkümünden kurtarmaya, sermayeye karşı mücadele merkezleri olarak yeniden örgütlemeye çağırıyoruz. Sendikalar işçilerindir.
* Mücadeleci işçileri işyerlerinde, fabrikalarda komiteler kurarak kendi kaderi üzerinde söz ve karar sahibi olmaya çağırıyoruz. Gücümüz örgütlülüğümüzdür.
* İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü olan 1 Mayıs’ı kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde fabrikalarında, organize sanayi bölgelerinde, işyerlerinde hakları için mücadele eden tüm işçi ve emekçi kardeşlerimizi ortak platformlar etrafında bir araya gelerek gücümüze, güç katmaya çağırıyoruz.
Birleşe, birleşe kazanacağız.
BU BİR İLK ADIMDIR VE ASIL OLAN BUNDAN SONRASIDIR!
Elbette ki bu bir çağrıdır, bir girişimdir. Bu yüzden de asıl olan bundan sonra Kurultay Komitelerinin çağrısı doğrultusunda atılacak adımlardır.
Şu çok açık ki bugün sendikal bürokrasinin yönetimindeki sendikalar, üyesi olan işçilerle bağlarını bile sadece aidat almaya indirgemiş, varlıklarını üyelerini sendikal mücadelenin dışında tutmaya bağlamış, sınıf örgütü deme ötesinde her şeyin yakışacağı örgütler haline gelmişlerdir. Dolayısıyla da işçilerin haklarının savunulmasının, sermayeye karşı örgütlenme ve mücadele merkezleri olması gereken sendikalar TİS’leri bile yapamaz hale gelmişlerdir.
Kurultay Komitelerinin girişimi de sendikal mücadeleyi bu aciz çizgisinden çıkarmak, işçi yığınlarını sendikal mücadelenin içine çekmek, sendikaların “işçilerin evi” haline gelmesi için bir mücadele girişimidir.
Bugüne kadar işçiler, bu mücadeleyi az çok uyanış içine girdikleri her yerde vermeye çalıştılar. Ama bugüne kadar bu mücadeleler hep yerel ve kısmi kaldı. Ve sendika yönetimlerini gasbeden sendikal bürokrasi bu çabaları, çoğu zaman da patronlarla ve hükümetle iş birliği içinde bastırdı.
Bu girişimle Kurultay Komiteleri, bugün sendikal mücadeleyi ayağa kaldırmak ve sendikaları sermaye ve patronlardan bağımsız hareket eden sınıf örgütlerine dönüştürmek için mücadeleden yana sendikacıları, tüm işçileri, kamu emekçilerini mücadeleye çağırmaktadır.
Dolayısıyla bu girişimi yapanlar Kurultay Komiteleridir ama aslında atılacak ilk adımlardan itibaren bu mücadele, işçi ve kamu emekçileri sendikalarındaki tüm ileri unsurlarla, sanayi havzalarında bugüne kadar çeşitli biçimlerde mücadelenin içinde olmuş tüm işçi kesimleriyle birlikte yapılabilecek bir mücadeledir. Ve çok açık ki bu mücadele; sendikalı sendikasız, kamu emekçisi ya da özel sektör işçisi, “taşeron” ya da “kadrolu” demeden tüm işlerinde her sektörden mücadele eden tüm işçi kesimlerinin mücadelelerinin birleştirilmesi mücadelesidir.
KURULTAY KOMİTELERİ NEYE ÇAĞRIYOR?
Kısacası Kurultay Komitelerinin çağrısı;
- Sendikaların işçi sınıfının sömürüye ve sermayeye karşı örgütlenme ve mücadele merkezi olması,
- Tüm işçileri sendikal mücadelenin içine çeken bir anlayışla sendikal mücadelenin örgütlenmesi, sendikaların işçi sınıfının sınıf olarak örgütlenip mücadele ettiği sınıf örgütleri olması,
- Sendikaları işçilerle patronları uzlaştırmasının, giderek hükümetin ve sermaye partilerinin arka bahçesi yapan sendikal bürokrasinin yönetimlerden tasfiye edilmesi,
- İşçilerin, emekçilerin sendikaları vasıtasıyla siyasete, ülkenin yönetimine (iç ve dış politikada hükümetin politikalarına) müdahale ve demokratik bir Türkiye mücadelesinde yer almaya,
- Sömürüsüz, baskısız, halkların kardeş olduğu bir dünya, tüm bölge halklarının kardeş olması için işçi enternasyonalizmi doğrultusunda bir mücadele çağrısıdır.
BU ÇAĞRI TÜM EMEK GÜÇLERİNE, TÜM İLERİ GÜÇLEREDİR!
Bu çağrı elbette aynı zamanda amaçlarına varmak için ileri işçilerin ve tüm sınıfın mücadele etmesi için gerekli inisiyatifi almaları çağrısıdır.
Ve bu çağrı sadece işçileri, sınıftan yana sendikacıları değil, işçi sınıfının, emekçilerin, halkın ülkenin kaderine sahip çıkmasından yana tüm güçlere, tüm demokrasi güçlerine dayanışma ve ortak mücadele çağrısıdır.
Ki bugün; emek mücadelesinin hem fikri birikimi hem de ileri işçi kesimlerinin ulaştığı nicel ve nitel düzey, bu alanda yeni güçlerin ayağa kalkması, mücadelenin birleşmesi bakımından son derece elverişlidir.
Bize düşen ise, Kurultay Komitelerinin bu çağrısına var gücümüzle destek vermek, bu girişimin yaygınlaşıp güçlenmesi için tüm imkanlarımızı seferber etmektir!
Evrensel'i Takip Et