19 Nisan 2014

MİT yasası sadece MİT\'in yasası mıdır?

MİT Yasası” diye adlandırılan ve asılında MİT’i her tür denetimin dışına çıkaran, “ulusal çıkar”ın, özgürlüklerin, gerçeğin, “MİT ne derse o!” olduğu yasa AKP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçirildi.
Kökleri ta İttihat Terakki’nin Teşkilatı Mahsusa’sına dayanan MİT’in bunca yıldır, eylemlerini dayandırdığı bir yasası elbette vardı. Ama, 2007’den beri AKP Hükümeti MİT’e özel bir rol vermeye girişti. Türkiye’nin “Yurtta sulh cihanda sulh” sloganıyla ifade edilen, “Misaki Milli sınırlarını koruma” esaslı dış politikasını “pasifist”, “edilgen”, “monşer diplomasisi”, “kabuğuna çekilmiş Türkiye politikası” diye eleştiren ve AKP Hükümeti etrafında kümelenen güçler, “aktif dış politika” dedikleri politik tutuma geçmede MİT’i bu “aktif dış politikanın koçbaşı” olarak yeniden örgütlemeye yöneldiler. Böylece “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Türk Dünyası”, “Osmanlı’nın atının ayağının değdiği toprakların ecdat yadigarı, ata mirası topraklar” görme hamasetinin politikaya dönüştürülmesinde MİT, “örtülü vurucu güç” olarak öne çıkarıldı.  
Anımsanırsa Türkiye’nin dış politikasına yönelik “Aktif dış politikaya geçmeliyiz” önerisi de ilk kez 85’inci kuruluş yıl dönümünde MİT tarafından yayımlanan bir raporla gündeme getirilmişti.
2007 yılı MİT bakımından da AKP iç ve dış politikası bakımından da son derece önemli bir yıldı. Çünkü 2007’nin yıl başında MİT’in yukarıda sözünü ettiğimiz raporu yayımlandı. 2007’nin eylülünde ise Washington’da Bush’la görüşen Erdoğan, ABD ile tüm sorunlarını çözmüş, “bölgesel güç” görevine bir “model ülke” rolünü üstlenerek yeni görev ve sorumluluklarla dönmüştü. Bush, Türkiye’nin bölgede daha aktif dış politika izlemesine de destek vermiş, “PKK Türkiye’nin ve ABD’nin düşmanıdır” da diyerek, o yıllarda Kürt sorununun çözümünü askeri yollarla çözmeye soyunmuş olan Erdoğan’ın arkasında yer aldığını yüksek sesle ilan etmişti.
Türkiye’nin “komşularla sıfır sorun” diye başlattığı “aktif dış politika” atağı, Davutoğlu’nun “Derin Strateji”si kılavuzluğunda Yeni Osmanlıcı bir çizgiye girilmesine yol açarken iç politikada da Kürt sorununun çözümünde “Kürt açılımı” adı altında Kürt sorununu bir “istihbarat” ve “terörle mücadele” sorununa indirgendiği politika legalleştirilmişti.
Kısacası Mecliste gürültülü tartışmalar eşliğinde geçen MİT Yasası, sadece bir “MİT Yasası” değildir. Tersine bu yasa, 1- Hükümetin duvara çarpan dış politikasını MİT üstünde girişilecek örtülü operasyonlarla bataktan çıkarma hamlesi, 2- Elbette aynı zamanda Kürt sorununun çözümünde, Kürt siyasi güçlerinin “Müzakereye yasal zemin oluşturması için gerekeli yasal düzenlemelerin yapılması” talebine “istihbaratçı çözüm”cülerin; “Bakın MİT’le görüşmelerinizi yasallaştırdık, daha ne istiyorsunuz?​” demenin yasasıdır!
Dolayısıyla tıkanan çözüm sürecini AKP Hükümeti, Meclisi, Hükümeti devreye sokarak değil MİT’i devreye sokarak aşmayı planlamaktadır.
Bu yüzden de AKP Hükümeti; dış politikada yeni Osmanlıcı hedeflere varılması ve iç politikada da Kürt sorununun çözümü, özgürlükler ve demokratikleşme talepleri uğruna verilen mücadelelerin bastırılıp ezilmesi için MİT’i sınırsız yetkilerle donatarak, her tür antidemokratik girişime, özgürlük düşmanlığına “yasal kılıf” hazırlamayı amaçlamıştır.
Bütün bunların da ötesinde; eğer bir ülkede hükümet, Meclis, istihbarat örgütlerini, emniyeti, askeri güçlendirmek için yasalar çıkarıyor, düzenlemeler yapıyorsa, hiç kuşku duymadan söyleyebilirz ki; o ülkede gidişat demokrasiye, özgürlüklere doğru değil, despotizme, baskıcı bir rejime, faşizme doğrudur. MİT Yasası bu gidişatın şu andaki aşamasıdır. Ve bu yüzdendir ki; MİT Yasası tek başına bir yasa da değil, İnternet sansür yasası, HSYK Yasası, Başkanlık sistemi girişimleri, Seçim Yasası’nda “yüzde 10 barajını” bile aratacak “dar bölge sistemi”… girişimleriyle birlikte değerlendirilmesi gereken bir yasadır.
Dolayısıyla mücadele sadece MİT Yasası’na karşı bir mücadeleyle sınırlı olmamalı, demokratik Türkiye mücadelesi taleplerine MİT Yasası’nda MİT’i özel bir örtülü operasyon kuvveti haline getiren bu yasanın özüne, maddelerine karşı bir mücadele olarak anlaşılmalıdır.
Somutlarsak bu yasa; MİT’in sınırın ötesine bir tim geçirip “Türkiye’ye doğru sekiz füze atarak” bir Suriye-Türkiye savaşı başlatmanın ya da Hükümetin ihtiyaçları doğrultusunda provokatif, kontra eylemler yapmasının suç olmaktan çıkarılmasının yasasıdır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et