21 Nisan 2014

Rojava’da sınıf savaşımları

Barzani yönetiminin Rojava sınırına kazdığı hendek, Kürt siyaseti arasındaki ayrışmayı fiziki bir engelle belirginleştirdi. Rojava’da PKK çizgisindeki PYD’nin yönetimi ele geçirdiği 2012 yazından bu yana Barzani yönetimi (KDP), PYD’nin gücünü kırmak için birçok girişimde bulundu. Rojava’nın Kürdistan Federe Bölgesi’ne açılan Sêmelka sınır kapısının kapatılmasından (ambargodan) AKP’yle işirliği halinde Suriye muhalefeti ve Barzanici Kürt partilerin PYD’ye karşı bir araya getirilmesine kadar her yol denendi ama istenen sonuç elde edilemedi. 2013’te yapılması için komisyonlar oluşturulan  “Kürt Kongresi”nin bir türlü toplanamamasında da Rojava’daki ayrılığın/çatışmanın belirleyici bir rol oynadığı biliniyor. Rojava, IŞİD ve diğer radikal İslamcı çetelerin saldırısı altındayken KDP’nin kazdığı hendek, ‘Kürtlerin birliği’nin en çok tartışıldığı bir dönemde Kürt siyasetinin iki ana çizgisi -PKK ve KDP çizgisi- arasındaki ayrılığın ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Peki, mesele sadece siyasi-ideolojik bir ayrılıktan mı ibarettir?
Öyle olsaydı belki “Kürtler neden birbirleriyle çatışıyor” ya da “Kürtler neden birleşmiyor” gibi iyi niyetli sorular anlamlı olurdu. Oysa iki çizgi arasındaki çatışma siyasi-ideolojik bir ayrımın çok ötesinde anlam taşımaktadır. Elbette söylediklerimizden siyasi-ideolojik ayrılığın bu çatışmada önemli bir yere sahip olmadığı sonucu çıkarılmamalıdır. Ancak Kürt siyasetindeki bu ayrışmayı da belirleyenin tarafların sınıfsal/toplumsal (sosyo-ekonomik) konum ve ilişkileri olduğunu göz ardı etmek, sorunun bulanıklaşmasına neden olmaktadır. Ötesinde bu durum, sorunun ve çözümünün tarafların niyeti meselesine indirgendiği bir yaklaşıma yol açmaktadır.
Kürtler, ‘sınıfsız-zümresiz kaynaşmış bir kitle’ymiş gibi siyasi değerlendirmeler yapılıyor olsa da, bugün yaşanan tam bir sınıf savaşımıdır. Barzani yönetimi on yılı aşkın bir süredir Kürdistan Federe Bölgesi’nde egemen güç durumundadır. Federe yönetim kendi anayasası, bayrağı, parlamento ve hükümeti ile Irak’ta egemenliği merkezi hükümet ile paylaşmaktadır. Bugün bağımsız bir devlet olmasa da dünyanın birçok ülkesinden daha büyük bir ekonomik ve siyasi güç haline gelmiştir. Dolayısıyla Barzani yönetimi, Bölge’deki bütün gelişmelere Federe Kürdistan’daki Kürt egemen sınıfların çıkarları penceresinden bakmaktadır. Irak merkezi hükümeti ile enerji kaynaklarının paylaşımı ve yetki kullanımı konusunda çatışma yaşaması ya da Türkiye ile yakın ekonomik ve siyasi iş birliği içinde olması gibi Rojava’ya yaklaşımını da belirleyen bu sınıfsal çıkarlardır. Barzani yönetiminin bütün egemen burjuva milliyetçiler gibi kendi çıkarlarını bütün Kürtlerin çıkarı gibi göstermeye çalışması, bu durumu değiştirmemektedir.
PYD ise, Rojava’da ezilen bir ulusun demokratik halkçı karakterli kurtuluş mücadelesine öncülük etmektedir. Suriye üzerinden yaşanan kamplaşmada bölge gericiliklerine yedeklenmeyi reddetmesi nedeniyle Türkiye’nin başını çektiği bölge gericiliğinin-ve onlarla iş birliği halinde olan Barzani yönetiminin-hedefi haline gelmiştir. Kürtlerin demokratik-halkçı mücadelesini boğmak için Rojava’nın üzerine el Kaide çetelerini salan AKP Hükümetinin,  çeşitli açıklamalarında “Kürtlere değil, PYD’ye karşı” olduğunu söylemesinin nedeni de AKP ile Barzani yönetiminin temsil ettiği Kürt egemen sınıfları arasındaki iş birliğinden başka bir şey değildir. Barzani yönetiminin de her fırsatta PYD’yi ‘rejim iş birlikçisi’ ilan etmesinin nedeni budur. Çünkü PYD’nin öncülük ettiği demokratik halk hareketi, emperyalizm ve iş birlikçi bölge egemenlerinin Suriye’ye yönelik hesaplarını bozmaktadır. Ayrıca Barzani’nin temsil ettiği egemen Kürt burjuvazisinin kendi çıkarını bütün Kürtlerin çıkarı gibi göstermesini engelleyerek içinde bulunduğu çıkar ilişkilerinin açığa çıkmasına neden olmaktadır.
Gelinen yerde Kürt siyasetindeki sınıfsal çatışma, Rojava sınırındaki hendek gibi açık, görünür hale gelmiştir. Barzani yönetimi, Kürtlerin Bölgesel çatışmanın seyrini değiştirecek önemli bir güç haline gelmesini, kendi sınıfsal çıkarları için kullanmak istemektedir. Ama Rojava’da PYD’nin varlığı, Barzani’nin bu gücü kendi egemenlik ve çıkar ilişkilerini pekiştirmek için kullanması önünde bir engel teşkil etmektedir. Çünkü PYD, Rojava’da gerici saldırı ve kuşatmaya karşı halkın demokratik bir gelecek kurma mücadelesine öncülük etmektedir. O yüzden Rojava sınırındaki hendek, aslında Federe Kürdistan’daki Kürt egemen sınıfları ile Rojava’daki demokratik halk hareketi arasındaki kalın çizgiyi temsil ediyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

OVP masada

OVP masada

Kamu, metal ve liman başta olmak üzere toplu sözleşme ve zam sürecindeki yüz binlerce işçiye orta vadeli programda yer alan düşük zam dayatılıyor. Patron, iktidar ve sendikal bürokrasi eliyle işçilere kabulettirilmek istenen bu zehirli programa karşı işçiler, birleşmek ve insanca yaşanacak ücret talebini kazanmak için yol arıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİSAM: Açlık sınırı 22 bin 886 TL, yoksulluk sınırı 79 bin 165 TL.

Evrensel'i Takip Et