21 Nisan 2014 00:23

1 Mayıs yasak, 'fiili başkanlık' serbest

1 Mayıs yasak, \'fiili başkanlık\' serbest

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İçişleri Bakanı Efkan Ala bile, Taksim’de 1 Mayıs’a izin verilip verilmeyeceğine dair gazetecilerin sorularına, “Bu yetkinin İstanbul Valiliğinde olduğunu” söylemişti. Ancak Başbakan önceki gün İstanbul Boğazı’nın altından geçecek kara yolu tünelinin temel atma töreninde, yaptığı konuşmada, bundan böyle 1 Mayıs’ın Taksim’de, Kadıköy’de kutlanamayacağını ilan etti.
Başbakan göre İstanbul’da 1 Mayıs kutlamak isteyenler gitsinler Maltepe ve Yenikapı’daki alanlarda kutlasınlar!
Böylece Başbakan İstanbul’un Belediye Başkanı gibi konuşmasına bir de İstanbul Valisi olarak konuşmayı ekledi. Bundan sonra İstanbul Valisinin, diyecek bir şeyi varsa da, ne dese boş!
Öyle anlaşılmaktadır ki Başbakan bu konuşmasında bir lafla Kadıköy’ü de “1 Mayıs ve emekçi gösterilerine yasak alanlar” listesine eklemiştir.
Türk-İş’in 1 Mayıs’ı Kadıköy’de kutlamasına izin veren ve “Bakın İstanbul’da 1 Mayıs’a yasak getirmiyoruz. Bazı sendikalarımız da Kadıköy’de kutlayacak. Demek ki 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak şart değil” diyen İstanbul Valisi sözünü nasıl geri alacak bilmiyoruz.
Vali sonunda “emir kulu”; Başbakan ne derse “hazır ol”a geçip, eğilmek emir kulları için gelenekten de öte emir! Bu yüzden asıl olarak eğer Kadıköy’de 1 Mayıs yasaklanırsa, Türk-İş, “Biz de emir kuluyuz” diyerek tıpış tıpış Maltepe’ye gidecek mi, yoksa bir “hak mücadelesi” verecek mi merakla bekliyoruz.
Yani şimdi beli olmuştur ki İstanbul’da 1 Mayıs’ın nerede ve nasıl kutlanacağına artık tek karar verici olarak İstanbul’un işçileri, emekçileri ve onların örgütleri kalmıştır!
Tabii koca Başbakan siyasetin “tatil” olduğu bir cumartesi gününde konuşma yaparken
1 Mayıs’ı yasaklamakla yetinemezdi. Geçilen sürecin mana ehemmiyetine uygun olarak Başbakan “Cumhurbaşkanlığı seçimi”ne de değindi. Ama değinirken “Cumhurbaşkanlığı seçimi” diye başlattığı cümleyi, “Türkiye 10 Ağustos’ta başkanını seçecek” diye tamamladı.
Bu, herhalde bir dil sürçmesi değildir. Çünkü Başbakan yıllardır “başkan olmak” hayaliyle yanıp tutuşuyor. Bunun anayasal olarak mümkün olmadığı bir döneme girildiğine göre; “Madem anayasal olarak resmen başkan olamıyorum o zaman ben de fiilen başkan olacağım koşulları hazırlarım” diyerek Çankaya’da oturup, parti ve hükümeti de demir pençeyle yöneten bir başkan olmasını sağlayacak düzenlemelere girişti. Çünkü partiyi ve Hükümeti sağlam tutar ve kendi adamlarını parti ve hükümetin başında tutarsa, “fiilen başkan” olmanın önünde hiçbir sorun kalmaz!
Üstelik de “sorumsuz” bir başkan olarak tüm yetkileri de kendi eline alarak!
“Yeme de yanında yat!” durumu yani.
Başbakanın hazırlıkları da bu doğrultuda!
Yani Erdoğan, yasalar ve geleneğe göre cumhurbaşkanı olmak için Çankaya’ya çıkmaya değil, fiilen başkan olacağı bir döneme hazırlanmaktadır. Onun için de Gül başta olmak üzere tüm alternatiflerini seçim sandığına giremeden yarış dışı bırakmayı amaçlayan bir seçim taktiği izlemektedir.
Çünkü daha az yetkiyle donanmanın, Çankaya’ya çıksa bile,  kendisini uzak olmayan bir dönemde Yüce Divan önüne çıkaracağını bilmektedir. Bu yüzden de Yargıyı, Hükümeti, Meclisi (MİT’i, TİB’i, TSK’yi, yandaş medyayı da) elinde tutacağı bir “Cumhurbaşkanlığı” istemektedir.
Bu mümkün mü?
Az çok aklın, vicdanın, demokratik kuralların geçerli olduğu ve mekanizmaların asgari düzeyde de işler olduğu koşullarda sırtındaki bu yolsuzluk, rüşvet kamburlarıyla Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması olanaklı değildir. Ama, ülke iç savaş koşullarına itilerek, Suriye’ye yönelik provokatif girişimlerle birleşen toplumu terörize edecek gelişmeler,… eşliğinde katakulliye getirilen bir seçimle olur mu, olur!
“Bu Anayasayı zorlamaktır; fiilen Anayasa ihlalidir” mi diyorsunuz; o zaman siz “milli irade”ye karşısınız demektir! Peki, Başbakan Erdoğan, eğer “fiilen başkan olursa” ne mi yapacak?
Yaptıkları yapacaklarının garantisidir!
Önceki günkü konuşmasıyla da birleştirirsek Erdoğan; sadece yasama, yargı yürütmeyi şahsına bağlamakla da kalmayıp, belediye başkanları ve valilerini görevini de fiilen üslenecektir!
Yandaşlar ve yalaka takımı dışında “Hayır öyle yapmaz” diyen varsa beri gelsin tartışalım!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa