Suriye’de ‘dar ve daraltılmış bölge’ seçimleri!

3 Haziran’da Suriye’de başkanlık seçimlerinin yapılacağının açıklanması, Amerika’nın tepkisine yol açtı.
Beyaz Saray Sözcüsü Carney, Şam yönetiminin kararını “demokrasi parodisi” olarak nitelendirmiş. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki de, “Şu anda fiili bir referandum çağrısı yapmak hiç de inandırıcı gelmiyor. Hele ki rejim, temsil etmesi gereken insanları katletmeye devam ederken” demiş.
İngiltere Dışişleri Bakanlığından da, seçimin Suriye’de Beşar Esad’ın diktatörlüğünün devamı için organize edildiği vurgulanmış.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon da, Suriye’de mevcut şartlarda seçime gidilmesinin ülkede iç savaşı sona erdirmeye yönelik siyasi çözüm çabalarını engelleyeceğini söylemiş.
Esad rejimi, son dönemde çeşitli bölgelerde askeri başarılar elde ediyor ve kimi kentleri yeniden ele geçiriyor. Askeri alandaki ilerleyişini siyasi bakımdan da pekiştirmek istiyor.
Kuşkusuz, Esad karşıtı güçlerin ellerinde bulunan bölgelere sandık konulmayacak, yalnızca rejimin hakim bölgelerde oy kullanılacaktır. Yani bir anlamda, seçimler “dar ve daraltılmış bölge” sistemine göre yapılacaktır desek, buna bizimkiler fena halde alınacaklardır.
Sandığın bütün kirleri temizlediğine bizi inandırmak isteyenler için burada ters bir durum var. Esad’ın sandıkları, kendi sandıkları kadar ağartıcı bulunmayacaktır.
Oysa T.C. Hükümetinin şimdi üzerinde çalıştığı dar bölge seçim sistemi de, hangi bölgeden kime ne kadar oy çıkacağının aşağı yukarı hesap edilebilir olmasına dayanan bir oyundan başka bir şey değildir. İl ve ilçeler, hatta mahalleler iktidar partisinin oy oranlarına göre yeniden seçim bölgesi halinde düzenlenerek, sonucu önceden belli oy sayımlarına gidilmesi, “demokrasi parodisi” değil mi?
Suriye’de seçimin sonucunda da, oyların da mutlaka yüzde 90’ından fazlası Esad’a çıkacaktır. Açıktır ki, bu seçimlerin demokrasiyle, halkın iradesiyle bir ilişkisi yoktur ve yalnızca diktatörlüğü meşru gösterme, vitrini düzeltme hareketinden öte bir anlam taşımayacaktır.
Esad’ın başarıyla sonuçlanacağı önceden belli bu manevrası onun rejiminin bir diktatörlük olduğu gerçeğini asla örtemeyecektir; “sandıktan çıkma diktatörlük” meselesinde kimden ilham aldığını sormak da bize düşecektir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et