Ortak vicdan
Fotoğraf: Envato
“Doğdum doğalı
Akranı oldum
Bütün kuşakların
Soludum iki çağın havasını”
Bu dizeleri yeniden okurken edebiyatın hele de şiirin insandan, yaşamdan yana olan kararlılığını duyumsadım. Sanatın hep adaleti, vicdanı ve insanca olanı savunageldiğini ve bunu yapması gerektiğini bir kez daha içselleştirdim. Böyledir de, ben bu yaşıma değin daha farklı bir sanat ürününü görmedim. Barışa, kardeşliğe, sevgiye, bölüşmeye mesafeli duran veya onu küçümseyene denk gelmedim. ‘‘Sanat için sanat” diyenlerin ürünlerinde bile bu gerçeğin derin izleri vardır. Bu coğrafya da yaşananlara bakılırsa sanatın bu yanı daha net görülür. Sanatçılar hep daha iyi ve daha adil bir dünya ve yaşanan acıların, felaketlerin, soykırımların sesi, kulağı, vicdanı olmuşlardır.
Devlet ve iktidarlar inkarın, ötekileştirmenin, dışlamanın üzerine inşa edildi. Tarihi gerçekler tekçi ve İslami-Sünni- bir paradigma üzerine inşa edildi. Bu paradigma doğrultusunda halkların arasına nifak tohumları ekildi, halklar ayrıştırıldı, toplum kutuplaştırıldı, kültürler yok sayıldı. Bunun sonucu yapılan katliamlar, vahşetler, felaketler ya hamasi söylemlerle kutsallaştırıldı, ya da sıradanlaştırıldı. Oluşturulan bu algı ne yazık ki “sorgulama”, “yüzleşme”,”hesaplaşma” yerine unutma ve unutturmayı sağladı. Resmi tarih yalanlarıyla beyinler uyuşturuldu. Kuşkusuz bu halkın genel sorunlarında ortaklaşmasını engelledi, ortak bir vicdanın oluşumuna set çekti. Oysa “ortak vicdan”ı başaramayan insanlığın çektiği acılarla doludur tarihin kanlı sayfaları.
Şimdiler de bir baharın serin rüzgarları gibi insanı umutlandıran gelişmeler yaşanmaktadır. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde açılan “Ortak Vicdan Anıtı” bu adımlardan biridir. Üzerinde geçmişte yaşananların unutulmaması için Türkçe, Kürtçe, İngilizce, Ermenice, İbranice, Arapça “Acıları ortaklaştık ki bir daha yaşanmasın” yazılmış.
Başbakanın daha önce “Dersim” konusundaki açıklamaları ve 1915 yılında yaşanmış “soykırım” veya ‘‘büyük felaketten” 99 yıl sonra Ermenilere taziye mesajı yayınlamasını bu anlamda “ortak vicdan”oluşturma çabalarına önemli bir destek olarak görmek gerekir. Ancak bu yeterli değildir. Bu coğrafyada yakın tarihimizde de benzer yüzlerce hak ihlalleri, katliamlar yaşandı. Gerçek bir adalet ve vicdan için yaşananların sadece anılması değil, yapılan haksızlıklarla, suç işleyenlerin cezalandırılması da gerekir.
Langston Hughes, kendisi gibi kara derililerin bir köle olarak götürüldüğü Amerika’da sadece gökdelenler, saray merdivenleri, yemek yapmak, mısır üreterek değil acılardan bir büyük vicdan da ürettiler. Lirik Ozan “ben de söylüyorum Amerika’nın türküsünü
Görecekler
Ne denli güzel olduğumu
Ve utanacaklar
Amerika’yım ben de” diyordu.
Kimsenin utanmayacağı ve kimsenin üstün olmadığı bir yaşam için…
“ortak vicdan” için…
- Bir kuşağın katilleri 21 Haziran 2014 00:29
- Kapanmasın kirpiklerin 14 Haziran 2014 00:09
- Şiire saygıyla 07 Haziran 2014 00:27
- Zinciriye şairleri 31 Mayıs 2014 00:05
- TÜYAP Diyarbakır 24 Mayıs 2014 00:12
- Vicdan göçüğü 17 Mayıs 2014 00:26
- Sanat bir yürüyüştür 10 Mayıs 2014 00:14
- Dünyanın gülü Mayıs 03 Mayıs 2014 00:07
- O gün 19 Nisan 2014 00:09
- Enfal 12 Nisan 2014 07:24
- Seçimden sağaltılanlar 05 Nisan 2014 00:01
- Sandık ve vicdan 29 Mart 2014 00:10