Kelime oyunları meselesi (1)
Kirvem,
Senin de bildiğin gibi, özellikle şu son yıllarda dünyanın birçok ülkesindeki parlamentolarda, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1915 yılında Ermenilere soykırım yapılmıştır diye kararlar alındı, alınıyor.
Yine malum olduğu üzere her yıl 24 Nisan’da bu konu sil baştan gündeme taşınırken, gözler genellikle Amerikan başkanlarının, şimdilerde de Obama’nın vereceği “ferman”a, kulaklar da yine onun söyleyeceği “sihirli” kelimeye odaklanır:
Obama, “soykırım” demedi…
Obama, “büyük felaket” dedi…
Obama, geçen yıl Ermenilerin “Medz Yeğern” dediği büyük felaket deyimini kullandı...
Her 24 Nisan’da Obama, “Onu dedi, bunu dedi, şunu demedi” lafazanlığıyla bu “mesele” ertesi bahara ertelenmek üzere derin dondurucuya konulduktan sonra “kış uykusu”na çekilme dönemi başlar…
Sonra?..
Sonra yine aynı fasit daire etrafında ha babam de babam hayasızca dön dur!
Kirvem, tam da Paskalya Bayramı’nın kutlandığı bu günlerde Barack Obama’nın, bu yıl bu konuyla ilgili yumurtlayacağı yumurtanın rengi, bu satırları karaladığım saate kadar henüz meçhuldü, ama ortalıkta dönenip duran laflara bakılırsa özetle denen şu:
… “1915 olaylarının 99. yıl dönümünde, ABD’nin Erivan Büyükelçisi John Heffern, ‘24 Nisan’ dolayısıyla ‘kuvvetli’ açıklamalarda bulunmasının beklendiğini söyledi. Obama’nın, ‘1.5 milyon Ermeni’nin katledildiğini’ belirteceğini ancak bunun için hangi kelimeyi kullanacağını bilemediğini kaydetti. Yarın yapılacak açıklama öncesinde Washington’daki hava, Obama ve John Kerry’nin yapacakları açıklamalarda ‘soykırım” ifadesine yer vermeyecekleri yönünde. ‘Katliam’ sözcüğü ise bu açıklamalarda sık sık kullanılan bir ifade olarak biliniyor. Washington, ‘soykırım’ ifadesinin kullanılması halinde Türk-Amerikan ilişkilerinin ciddi bir yara alacağının bilincinde.”
Her sene sergilenen bu “oyun”, her 24 Nisan’da sahnelenen bu utanç “sahne”sinin, bu yıl da devreye nasıl sokulacağını kendi payıma zerre kadar önemsemezken, beri yandan da “1.5 milyon Ermeni’nin katledildiği” belirtilirken, bunun için hangi “kelime”nin kullanılacağının, inceden inceye “muhasebe”sinin kafalarda yapılmasına acaba ne buyrulur?..
“Politik” mülahazalarla insanların duygularıyla alay edercesine, onların acılarını bir taraftan güya dillendirirken, öte taraftan da tipik bir tüccar yaklaşımıyla “kâr-zarar” hesaplarına yatıp, kendi ülkelerinin “menfaat”lerini öncelikle gözetip, sonra da güya “adalet”ten yana tavır takınırken, bunu bir bakıma “kelime oyunları”na dökmek “siyaset” icabıysa, ehh o zaman batsın böylesine rezilane siyaset!
Batsın! Çünkü kökünde, kökeninde, temel felsefesinde nalıncı keseri gibi hep kendinden yana yontan, kantarın topuzunu daima kedinden yana kollayan bu tür zihniyetlerden ne köy olur ne de kasaba!
Batsın! Çünkü böylesine “ikircik”li, böylesine “ikiyüzlü” bir yaklaşımı, tarih boyunca benimseyip, bunu da alavere dalaverelerle insanlık alemine hak, hukuk adına pazarlayanlar, bana kalırsa öncelikle “insan”lık adına utanç duymalılar.
Obama dün ne demişti, bugün ne buyurdu hesaplarını bir kenara dehleyip, beri taraftan başımızın başı Muhterem Başbakanımız Erdoğan’ın, bu “mesele” doğrultusunda attığı adımın “hayırlara vesile” olmasını dilerken, bu bapta iki satır daha karalamayı haftaya bırakalım Kirvem!
Not: Mektubu zarflayıp tam da postaya atmak üzereyken, Obama Hazretlerinin bu yıl da “soykırım” demediğini öğrendim. Hepimizin gözü aydın olsun!
Evrensel'i Takip Et