Hamas ve El-Fetih nerede anlaştı?
Fotoğraf: Envato
Geçen hafta içinde Filistin’in iki büyük örgütünün aralarında sürüp giden anlaşmazlığa son verdikleri açıklandı. Bazı gazeteler, iki örgütün birleştiğini, bazıları Filistin’deki tarihsel bölünmenin sona erdiğini yazdı. Her iki örgüt, halkın ve gençliğin birlik istediğini söyleyerek bu çağrıya bir cevap olmak üzere aralarındaki anlaşmazlıkları bitirme yönünde adım attıklarını açıkladılar.
Hamas ve el Fetih arasında, ideolojik ve siyasi ayrılıklar, yalnızca Filistin’in özgürlük mücadelesinin taktik ve stratejik sorunlarına değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilere de yansıyan sonuçlar doğuruyordu. Fetih Örgütü, silahlı mücadeleyi ilk başlatan örgüt olarak halk nezdinde köklü bir prestije sahipti ve Efsanevi Liderleri Yaser Arafat’ın ölümünden sonra da geçmişin mirasına dayanarak “tek temsilci” rolünü oynamaya çalıştı. Ancak, ABD, İsrail ve Mısır arasında kurulan esas olarak Filistin’in tarihsel haklarına ve halkın tam özgürlük taleplerine karşı duran bütün planların içinde uzlaşmaya yatkın bir tavırla yer aldı. Hamas, bu oyalayıcı ve uzlaşmacı tavra karşı tepkilerin sonucunda doğdu ve özellikle Gazze şeridinde oldukça güçlü bir halk desteği buldu. Gazze’de yönetime Hamas’ın gelmesinden sonra, iki ayrı yönetim, iki ayrı Filistin görünümü ortaya çıktı. Özellikle ABD ve İsrail’le ilişkiler düzeyinde bu farklılık Hamas’ın sürekli bir “çıkıntı” olarak görülmesine yol açtı.
Bundan önce de, çeşitli kanallardan iki yönetim arasında görüşmeler, uzlaşma ve birleşme çalışmaları yapıldığı göz önünde tutulursa, bu yeni anlaşmanın ne kadar ciddi ve gerçekçi olduğu tartışılabilir.
Yapılan açıklamalar, “Halkımıza ayrılık döneminin bittiği müjdesini veriyoruz”, “Yüksek ulusal sorumluluk çerçevesinde görüşmeler başlamıştır” gibi heyecan dozu yüksek ifadeler içerse de, işin esasına dair hiçbir işaret verilmemektedir.
ABD’nin ve İsrail’in bu açıklamalar karşısında tepki göstermesinin sebebi, bugüne kadar el Fetih’le yürütülen “barış görüşmelerinin”, şimdi Hamas’la ilişkili bir Fetih’le yürütülmek zorunda kalınacağıdır.
ABD’nin yıllardır soruna ilişkin temel ilkeleri aslında pek fazla değişmemiştir: “Her Filistin hükümeti, açıkça ve tartışmasız şekilde, şiddete başvurmamayı, İsrail devletini tanımayı, iki taraf arasındaki önceki anlaşmaları ve yükümlülükleri kabul etmeyi taahhüt etmelidir.”
El Fetih, bu çerçeveyi esas olarak kabul etmiş ve İsrail’le görüşmeler de ABD’nin denetiminde bu esaslar üzerinde yürümüştür. Hamas ise, bu ilkelerden, özellikle şiddete karşı şiddetle direniş ve İsrail Devletini resmen tanıma konularında Fetih’ten ayrı bir yol izlediğini her fırsatta açıklamıştır. Dolayısıyla, Hamas ile el Fetih arasında “birlik” yolunda adım atılması, ABD’yi ve İsrail’i rahatsız etmiştir. Her ikisi açısından da soru şudur: Kim, kime yaklaşıyor? Fetih mi Hamaslaşıyor, Hamas mı Fetihleşiyor?
İkinci olasılık, ABD’yi de İsrail’i de pek memnun edecektir.
Fakat Filistinli örgütlerin birlik açıklamasında bu konuda hiçbir işaret yoktur.
Aksine, açıklama belirsizliklerle doludur ve önümüzdeki sürece ilişkin herhangi bir tahminde bulunma olanağı vermemektedir.
Birlik kelimesinin büyüsüne kapılan Filistin halkının yeni bir hayal kırıklığına uğramasını asla istemeyiz. Ancak birlik, Filistin halkının özgürlüğü yolunda ileri adımlar getirecekse, bölgeden emperyalist ve Siyonist tahakkümün temizlenmesini sağlayacak bir gelişmeye yol açacaksa, bu bütün halkların çıkarına olacaktır.
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Gariplerin ölümü 29 Mart 2017 00:38
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- Almanya'ya karşı birleşik milli cephe! 08 Mart 2017 00:10
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43