02 Mayıs 2014 09:38

Bugün 2 Mayıs 2014

Bugün 2 Mayıs 2014

Fotoğraf: Envato

Paylaş

1 Mayıs’a bir gün kala yazmak ve 1 Mayıs’tan bir gün sonra okunmak. Gerçekten heyecanlanıyorum. Ülke bölünmüş vaziyette. 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkacağız diyenler ve hayır yassak diyen devlet. Artık bu devletin ne işe yarar olduğunu sormuyorum. Zaten o bildiğini okuyor. İster çıkardıkları yasalarından olsun, ister kanun hükmünde kararnamelerinden olsun, kendi yasaklarını önce kendileri deliyorlar. Twitter’ı yasaklıyor kendi bakanları milletvekilleri vs’leri deliyor. You tube’yi yasaklıyor yine en başta onlar deliyor. Koydukları yasaklara hukuku alet ediyorlar ya da hukuku kullanıyorlar da diyebiliriz. Akla sığmaz bir adaletsizlik almış başını gidiyor. Yasaklar toplumun kabulü değilse onu topluma kabul ettiremezsiniz…
Bu ülkede İnternet’ten anlamam diyenler bile İnternet kurdu oldu. Belki iyi oldu bu sayede bilişim teknolojileri uzmanı olduk hepimiz. Az şey mi? Dünyada bir çok insan medeni bir şekilde bilgisayarını açıp bir şey düşünmeden İnternet’le dünya bağlantısını kurarken bizler abudik kubidikliğini öğrenmiş olduk)
Biter mi bitmez tabii. Biliyorsunuz savaş muhabiri olmak zordur. Hatta gelişmiş memleketlerde önce savaş muhabirliği eğitimi filan veriliyormuş. Maşallah neredeyse profesyoneli amatörü yolu Taksim’e düşen fotoğrafçılar hatta o sıcak haziran günlerini yaşayanlar sertifika alacak derecede savaş muhabirliği stajı yaptı. Az bir şey mi ya savaş çıkarsa bir anda bir sürü savaş muhabiri) demek ki yasakların faydalı yanları da var(!) Şaka bir yana sakın bu hükümet Suriye ile savaş çıkarttığında uzman savaş muhabirleri sayesinde şanlı Türk ordusunun destan yazacak olan başarılarının görsel malzemeleri için hazırlık yapıyor olmasın)

Biraz ironi iyidir. Fazlaca derine girmeye gerek yok. Evet bugün 2 Mayıs
Şimdi Taksim yasak denilen 2007 yılında  500 kişi ile Dolmabahçe’den Taksime çıkışı hatırlıyorum. Meydana gelindiğinde 5000 kişi olmuştu. Hani yasaktı nasıl deldik dendi. 2008 ise resmen işgal altında bol ve uzun süren çatışmalı 1 Mayıs geçirildi. 2009 çatışmalar sonunda makul sayı adında bir şey icat edildi. Meydana gelindiğinde günün sonunda 50 bin kişi toplanıldı. Coşkuyla geçen 2010, katılanların hâlâ hatırındadır. Yasaksız tam tersine devletin ikiyüzlülüğünü ortaya koyan 1 Mayıs. 2011 ise rehavetle geçen ve Taksim’de kutlanan 1 Mayıs. Polis yok şiddet yok sorun yok. Anlaşılan devlet bundan müthiş korkuyor. Çünkü o zaman otoritelerini gösterecek bahaneleri kalmıyor. Büyüklüklerini göstermek için toplumu terörize etmek zorundalar, sindirmek için korku toplumu yaratmak lazım. Gezi direnişinde artık bu korku eşiği aşıldı. Halk kendi davasına, sorununa sahip çıkmayı öğrendi. Ama devlet geç öğreniyor. Deneyimlerim ve gözlemlerim bu yılın 2008 1 Mayısı’ndan daha sert geçeceğini söylüyor. Korkarım sabaha kadar sürecek çatışmalar bol gözaltılar sakatlanmalar yaşanacak. 1’ini bilmem ama 2 Mayıs’ta  gün doğarken Taksim’e girilecek diye bir his var içimde…Ya da sıkıyönetim ilan eder bunlar diye düşünüyorum. Yine zarar ziyan emekçinin cebinden milyonlarca lira kendi halkına karşı sıktığı gazda bombada TOMA’da heba edilecek binlerce polise çift maaş yan maaş ikramiye falan. Onlarcası yaralanıp hasar görecek. Açılacak davalarda devlet tazminat ödeyecek. Kaynak? Senin benim vergimden.
Ya da hele devlet sen biraz uzak dur. Çarçur edeceğin masrafın milyonda birini harca halk çiçekleriyle çoluk çocuğu ile 1 Mayıs Bayramı’nı nerede isterse kutlasın. Sen de asli vazifeni yap. Her bayram yaptığını yani fazlasını değil. Artık siyaseten yönetemediğiniz devleti terörize ederek, korku ve sindirme ile yönetirim sevdasından vazgeçin. Unutmayın ki son sözü hep direnenler söylemiştir. Kendinizi istisna sanmayın!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa