Başka bir futbol

Endüstri; dayattığı mutlak kazanma anlayışıyla, sosyal boyutunu törpülediği futbolu tamamen rant hedefli (ticari) bir etkinliğe dönüştürerek kirletiyor... Tek amaç kazanmak olunca, amaca ulaşmak adına her yolun mübah görülmesi de içselleştiriliyor. Sonuçta; şiddetten ırkçılığa, şikeden dopinge, militarizmden cinsiyetçiliğe kadar her türlü pislik futbolun içinde pervasızca boy gösterir hale geliyor...
Profesyonelliğin cenderesine sıkışmış spor kültürü rekabet, fanatizm ve mutlak kazanma anlayışı üzerinde yükselirken, sporun; “sağlık”, “oyun”, “eğlence”, “dostluk, arkadaşlık bağlarını pekiştirme”, “yeni dostluklar, arkadaşlıklar kurma”, “birlikte hoş ve keyifli vakit geçirme” gibi olgular içeren sosyal boyutu ise neredeyse unutulmuş durumda.
Saf spor anlayışının ve bu anlayıştan kaynaklanan amatörce heyecanın saha içindeki yerini profesyonel kurnazlıklar(!) aldı ki, bunlar da insanı diğer pisliklerden daha az tiksindirmiyor. Hakemleri aldatma amaçlı sahtekarlıklar, hakemleri etki altına alma amaçlı itiraz eylemleri, futbolcuların birbirlerine yönelik gaddarca ya da sinsice sertlikleri, zaman çalma amacıyla yapılan sakatlık numaraları, oyuncu değişikliklerini ve taç atışlarını olabildiğince ağırdan alma gibi hareketler artık futbolun doğal bir parçası olarak görülüyor... Fanatizmden gözü dönmemiş, gerçekten futbolu seven kişilerin böylesi profesyonel kurnazlıklara tanık olup da futboldan soğumaması, tiksinmemesi mümkün mü?..
Endüstriyel futbola karşı durmanın en iyi yolu ise, tamamen farklı bir felsefe ve yaklaşımla yeni bir spor kültürü oluşturup sonra da bu kültürün içerdiği değerler çerçevesinde alternatif organizasyonlar gerçekleştirmek...
Al Jazeera muhabiri Murat Utku’nun yaptığı haberden öğreniyoruz ki, şimdi endüstriyel futbola karşı sportif ve insani değerler temelinde organize edilen alternatif bir lig var... İsmi de, Karşı Lig...
Bu ligde, endüstriyel futbolun dayattığı ırkçılık, milliyetçilik, cinsiyetçilik, nefret söylemi ve ayrımcılık gibi olgulara kesinlikle yer yok!..
Karşı Lig tümüyle amatör ve hakemsiz bir organizasyon. Öyle ya, herkes dürüst olduktan ve kazanma tek hedef olmaktan çıkarıldıktan sonra ne diye hakeme ihtiyaç duyulsun ki?.. Futbol pekala; farklı kaygılar ve farklı amaçlarla da oynanabilir... Kısacası başka bir futbol mümkün!..
15 Mart’ta başlayan Karşı Lig’de maçlar, Kalamış’taki Kadıköy Belediyesi Gençlik Merkezi’nin halı sahalarında oynanıyor. Ligin ilk şampiyonu 24 Mayıs’ta belli olacak.
Hiçbir ekonomik çıkarın ya da kazanımın söz konusu olmadığı bu ligde mücadele eden takımların kadroları kadın ve erkek oyunculardan oluşuyor. Ayrıca kural gereği mücadele sırasında takımlarda eşit sayıda kadın oyuncunun yer alması gerekiyor.
Takımlar ağırlıklı olarak, Gezi direnişinin ardından parklarda ve mahallelerdeki forum sürecine katılan insanlar tarafından kurulmuş.
Karşı Lig’de cinsiyetçi söylemlere ve küfürlere taviz verilmiyor. Dile yerleşmiş olan ve refleks şeklinde ağızlardan çıkabilen küfürlerden ve cinsiyetçi söylemlerden ise bir süre sonra tamamen arınmayı umuyorlar. Cinsiyetçi söylemlerin ve küfrün üstesinden gelmeden zaten ne yeni bir spor kültürü ne de alternatif bir futbol ligi oluşturulabilir...   
Bir yandan endüstriyel futbola karşı olduğunu dilinden düşürmeyen ancak diğer yandan taraftarlık adına tribünlerden kop(a)mayıp endüstriyel futbolun baş aktörleri olan kulüplerin değirmenine su taşımaktan kendilerini kurtaramayanlar Karşı Lig’de aradıklarını bulabilirler. Tabii söylediklerinde samimilerse...
Karşı Lig; futbolun, insanları mutlu edebilecek şekilde de oynanabileceği düşüncesini hayata geçirmeyi başarmış bir organizasyon. Endüstriyel futbolun; rekabeti düşmanlığa dönüştürüp kazanmayı kutsallaştıran ortamından yaka silkenler için ciddi bir alternatif...
Gerçek futbolseverlerin; endüstriyel futbola karşı atılan bu adıma ilgi göstermesi ve bu adımı ellerinden geldiğince desteklemesi gerekiyor...