Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı çocuklara yol göstermiş. Çocuklar çığlık atmalıymış. Ya anne babalar? Onlar da çocuklarına çığlık atmayı öğretmeliymiş.
Bunlar pek ciddiye alınacak laflar değil. “Aile ve Sosyal Politikalar” diye bir bakanlık olması da zaten çok garip. Ama söylenenleri de, bakanlığın adını da ciddiye almak gerekiyor. Durum çok vahim.
Taze Bakan Ayşenur İslam şöyle demiş:
Tıpkı ateşe ellerini uzattıklarında ellerinin yanacağını bilmeleri gerektiği gibi bir yabancı ile karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiğini bilmesi gerekiyor çocuklarımızın.
Akran istismarına nasıl karşı koyacağını bilmesi öğrenmesi gerekiyor. Aileleri eğitmemiz gerekiyor. Bu eğitimlerimiz vardı zaten. Biz bunları yapmaya bugünden itibaren başlıyoruz. Başladık…
Çocukların çok küçük yaşta öğrenmesi gereken bir başka şey ise yabancı mesafesini korumak. Annelere çok basit bir şey öğretebilirim. Çocuklara çığlık atmayı öğretmeleri gerekiyor. İstemedikleri bir durumda karşılaştıklarında çocuklarımızın çığlık atması gerekiyor etrafı haberdar edebilmeleri için. Bu bir savunma değil. ‘Aman çocuğum sessiz ol’ diye yetiştirdiğimiz çocuklardan bahsediyoruz. Hayır, çocuklar ses çıkarmalı.
Sayın Adalet Bakanımız ve Başbakanımızla görüştük. Cinsel istismar ve saldırı suçlarıyla ilgili cezaları yeniden düzenleyen bir tasarı var. Adalet Bakanlığı geçtiğimiz dönemde bu teklifi kendi gündemine aldı. Şimdi bu taslağın Meclis gündemine inmesi için bir kararlılık gösteriyoruz. Bu kanunda çocuklara ve yetişkinlere karşı işlenen cinsel suçların ceza oranlarını nispi olarak arttırıyor bu tasarı. Her türlü cinsel suçta belli oranlarda artırım oluyor.
***
Bakanın geçmişini merak etmemek elde değil. Bakan öğretim üyesi. Doktorası Türk Dili ve Edebiyatı alanında. Belli ki, bakanlığa devredilen alan ve kurumlar ile ilgilenen sosyal hizmetler gibi bir alandan değil.
Ama bakanın bağları güçlü. Eski bir AP milletvekilinin oğluyla evli ve Türkiye’nin ilk örtülü Milletvekili Merve Kavakçı’yla eşi üzerinden akraba. Eşi Bahadır İslam ise ünlü “Mavi Marmara” ekibinde yer alanlardanmış. Gazze’ye “yardım” götüren Mavi Marmara’da doktor olarak görev almış.
***
Bakanın tavsiyesi ve sözleri, aslında AKP iktidarı boyunca sık görülen bilgi kırıntıları ile gündemi değiştirmek ve sorumluluğu başkasına yıkmak taktiğinin son örneği. Çocuk haklarını ciddiye almayan bir iktidarın yaptığı yanlışlar ve çocukları için yapmadığı nice iş varken, bakanlık zaten ancak bunu yapabilir.
Türkiye’de çocukların yaşam hakları ellerinden alınıyor. Bu bir. Çocukların korunma hakları hep askıda. Keyfe bağlı. Bu iki. Çocukların gelişme hakları 4+4+4, din dayatmacılığı, cinsiyet ayrımcılığı, paralı eğitim gibi uygulamalarla sürekli geri itiliyor. Bu da üç. Ya katılım hakkı? Çocukların kendilerini ilgilendiren konularda söz sahibi olması zaten siyaset yapmaları demek. Kendi hakkını savunmak ise Türkiye’de tüm hakların çiğnenmesi anlamına geliyor.
Bakanın sözünü ettiği cezaların ciddi olduğu Başbakanın son açıklamaları ile belli oldu. Müebbet, asmak kesmek. Hepsini deneyebilirlermiş. Türkiye’de çocuk haklarını bizzat çiğneyen hükümet kendisine ceza mı kesecek yani? Çocukların tarlada, sokakta öldürülmelerine değil ses çıkarmak, teşvik eden bir hükümet, çocuklara zarar verenlerden söz etme hakkına sahip midir?
Bakanın tavsiyesi çığlık atmakmış. Çocuklar çığlık atsa duyacaklar mı? Çığlık atsak duyacaklar mı? Tecavüze uğrayan kız çocuklar çığlık atsalar duyacaklar mı? Tecavüze uğrayan kız çocukları tecavüzcülere teslim etmek isteyen bir anlayışın sahipleri, çığlıkları duyunca yardım mı edecekler?
Berkin Elvan için milyonlar çığlık attı. Duydular da ne yaptılar? Berkin’i, ana babasını, Berkin için sokaklara dökülenleri mitinglerde yuhalattılar.
Türkiye’de çocuklar çığlık çığlığa ama bu düzende onları duyan mı var?

Evrensel'i Takip Et