Bu ne iktidar hırsı!
Her devrimin olduğu kadar her karşı devrimin de temel sorunu iktidar sorunudur. İstesen de görmezden gelemezsin: İktidar kimin olacak? Şu ya da bu parti değil. Hükümet sorunu değil. İktidar sorunu.
Hangi sınıfın iktıdarı? Hangi alt ya da üst kimlikler değil, kimliklerin hükümet ve politikaları üzerinde ne tür etkileleri olacağı da değil.. Kimlikler önemsiz değildir. Hele inkar edildikleri.. Hak ve hukukları tanınmadığı durumda önemleri artar. Kimliğin biri “ezen” diğeri ya da diğerleri “ezilen” olarak şekillenmişse, buradan mücadele ürer. Eşitlik talebi kendisini dayatır. Önce alanlarda.. Sonra masada. Masa reddedilirse, çözüm alanlarda aranır. Güç yeterse çözülür, yetmiyorsa, güç birikimi zorunluluğu kendisini kabul ettirir. Süreç gerekir. Çözüm sürece yayılır.
Kimlik sorunları, hükümet değişikliklerinden etkilenir. Şu ya da bu rejimin geçerliliği önemsiz sayılamaz. Alın ulusal sorunları.. Ya da inanç sorunlarını.. Hatta kadın ve gençlik sorunlarını. Az çok demokratik bir rejimle despotik otoriter denilen türden anti demokratik rejimler fark etmeyecek midir? Şüphesiz eder.
Kadının örneğin, ikincil, tabi cins sayıldığı, ancak örtünerek özgürleşebileceğine üstelik kendisinin inandırıldığı koşulları dayatan bir hükümet, kadın sorununun şöyle ya da böyle şekillenmesini etkilemezlik edebilir mi? Ya da “dindar ve kindar bir gençlik yetiştirme” peşindeki bir hükümetin varlığının gençlik sorununun biçimlenişini etkilemeyeceği nasıl tasarlanabilir? Ya da ulusal sorun. Ne denli biçimsel.. Üstelik biçimsel olmakla kalmayıp ne denli sınırlanmış ve güdük olursa olsun, burjuva demokratik rejimde İrlanda sorununun çözümünde.. Yüz yıla bile yayılsa.. Hala çözülmemiş çok sayıda yönü kalsa.. Hatta çözüm için İrlanda’nın sözcüsü olarak masaya oturulan Gary Adams için yıllar sonra tutuklama kararı çıkarılsa bile.. İngiltere’de bir yol tutulur.. Oturulur masaya.. Ne kadarsa o kadar anlaşılır. Adams tutuklansa bile, Kraliçe, IRA ve İrlandalıların asıl yönetici/önderi McGuinness’le oturur Windsor şatosunda yemek yer. “İçerde” tutulmayı bırakalım.. McGuinness bugün Kuzey İrlanda Başbakan Yardımcısıdır. Ve kapitalizmde ne kadar çözülebilecekse, üç aşağı beş yukarı, o kadar çözüldüğü söylenebilir İrlanda sorununun. Geç bir çözümünün olabileceği kadar... Ya da İsviçre.. Daha ileri bir çözümdür ve neredeyse kapitalizm koşullarında olabilecek en ileri çözüm örneğidir: Kantonlar kendi kendilerini yönetir, kendi dillerini konuşurlar.. kimse kimseye “efelik” taslamaz. Ama Türkiye’de.. Hele kararların tek kişinin iki dudağının arasına sıkıştırılma peşine düşüldüğü koşullarda.. Biçimselliği bile olanca biçimselliğiyle sadece görünüşte olan.. Ve burjuva demokrasisi kategorisine dahi girmeyecek olan.. Basın özgürlüğü “ligi”nde ancak Libya ve Sudan’ın yanında yer bulabilen Türkiye’de “başka türlü çözülür” de değil, çözülmez.. Lafı edilir.. “Çözüm sürecinin sağlıklı işlediği” ileri sürülür. Ama çözüm yönünde tek adım atılmaz: Sadece görüşme! Sadece aldatıcılık! Ezilen ulusun önderi Öcalan bırakın Başbakan Yardımcılığını.. hala “hapiste” çürütülür ve Adalet Bakanı tarafından “ev hapsi” söylentisi bile yalanlanır!
Başka bir hükümet.. belki farklı davranacaktır. Ama demokratik bir devrimden geçilmeden ezilen ulus, ezilen ulus olarak kalmayı sürdürecektir! Üstelik demokratik devrim bile, ancak sosyalist devrimin önünü açarak kesin bir çözüm için toprağı düzleyecektir. Gereken, hükümet değişikliğiyle sınırlı sayılamaz. Hırsıyla birlikte iktidar değişmelidir! Tekellerin iktidarının yerini işçi ve emekçilerin iktidarı almalıdır.
Evrensel'i Takip Et