İşçiler ‘müjdeye’ hazır mı?
Fotoğraf: Envato
Hükümetin işçilere yeni bir “müjde”ye hazırlandığı ortaya çıktı.
Aslında “sosyal güvenlik paketi” denilen ve “Taşeron çalışmasının yeniden düzenlenerek yasal bir zemine kavuşturulacağı” amacıyla hazırlandığı iddia edilen düzenlemenin çoktan beridir Hükümetin gündeminde olduğu biliniyordu. Dahası, geçtiğimiz yıl bugünlerde Çalışma Bakanı Çelik, bu düzenlemeyi “Meclis kapanmadan” (2013’ün 1 Temmuzu’ndan önce) geçireceklerini “işçilere müjde” olarak ilan etmişti. Ancak işçiler ve sendikalardan gelen tepkiler sonucu düzenlemenin Meclisten geçirilmesi ertelenmişti. Çünkü kamuoyuna yasanın taşeron çalışanlara bir hak getirmediği gibi, “özel istihdam büroları” ve “Kiralık işçilik” için zemin hazırlayacağı öne sürülerek düzenlemeye yoğun biçimde karşı çıkılmıştı.
Şimdi Hükümetin Meclisten geçirmeyi amaçladığı “sosyal güvenlik” paketinin daha önce karşı çıkılan;
1- Taşeronlaştırmanın zeminini genişleterek, “işletmenin asıl işinin” de taşerona verilmesinin önünü açacağı,
2- “Kiralık işçiliği” yaygınlaştıracağı ve “kısmi zamanlı çalışmayı” teşvik ederek, kamuda bile günde 3-4 saatlik çalışma “imkanı” getireceği ve böylece bu işçiler için emekli olmanın bile mümkün olmayacağı,
3- “Özel istihdam büroları”nın dayanağını güçlendiren düzenlemeler getirilerek, taşeron ve kiralık işçiliğin teşvik edileceği, asıl patronun İstihdam Bürosu olan ve ayda birkaç gün ya da ayda 3-5-10-… gün çalışan kiralık işçinin hak mücadelesi verme imkanını da tümüyle ortadan kaldıracağı,… gibi düzenlemelerin şimdi Meclise getirilmek istenen pakette de korunduğu anlaşılmaktadır.
Çok açık ki bu tür düzenlemelerin olduğu bir “sosyal güvenlik paketi”nin Meclisten geçmesi demek, taşeron işçiliğin “kiralık işçilik”le çeşitlenip büyümesinin sağlandığı gibi aynı zamanda bugün taşerona verilmesi yasak olan “işletmenin asıl işinin” de taşeron çalışmasına açılmasıyla Türkiye’nin bir “taşeron işçilik cennetine” dönüştürüleceğini söylemek yanlış olmaz. Ve elbette bu durumda da gerek taşeron işçilerin gerekse kiralık işçilerin bir hak mücadelesi vermesi, bunun için örgütlenmesinin imkanları da tümüyle ortadan kaldırılmak istenmektedir.
Hükümet böyle hazırlıklar içinedir, dahası Hükümet “paketi” hazırlamıştır ve Meclise göndermek için zaman ve zemin kollamaktadır. Ancak konfederasyon ve sendikaların üst yöneticileri, bütün bu olanlardan hiç haberleri yok gibi davranmaktadır. Ama bu sessizliğe bakınca, “Hükümet patronlarla ve sendika bürokrasisiyle el altından anlaştı mı?” sorusu akla gelmektedir. Çünkü örneğin en büyük konfederasyonun (Hükümetle içli dışlı olması da buna eklenirse), Türk-İş ve Hak-İş’in üst yönetimlerinin bu gelişmelerden haberdar olmaması hiç akla uygun değildir.
Ama bu bilmezden, duymazdan gelme sendikal bürokrasinin en eski doğrusu ve ne yazık ki sıkça “başarılı” biçimde kullandığı bir yöntemdir.
Muhtemeldir ki taslak Meclise gelirse de sanki yeni duyuyormuş gibi “Meclis Genel Kuruluna gelirse eylem yaparız ha!” denecek, ama bir göstermelik eylem yapma cesareti bile gösterilmeyecektir.
Bunları bir “karamsarlık tablosu” çizme ya da sendika yöneticilerini peşinen “karalamak” için söylemiyoruz. Tersine onların bugüne kadar yaptıklarına bakıp, yapabileceklerini söylüyoruz.
“Söylüyoruz” ki; taşeron işçiliğe karşı mücadele edenler; “kiralık işçilik” ve “özel istihdam bürolarına” karşı duran her sektör ve her kademeden mücadeleci sendikacılar, ileri işçi kesimleri, taşeron çalışan işçiler, iş arayan işsizler, yarın bu yasaların boğazını sıkacağı bugün kendilerini “kadrolu” gören işçiler sendikal bürokrasiden bir şey beklemesinler!
“Söylüyoruz” ki; bu mücadele içindeki sendikacılar ve işçiler, her imkanla aralarında birleşerek;
* Taşeron çalışmaya son verilmesi,
* İşçilerin sendikalaşmasının önündeki engellerin kaldırılması,
* “Kiralık işçilik” ve “Özel istihdam bürolarının yasalaştırılması” girişimlerine son verilmesi,
* Esnek çalışma ve onun bir biçimi olarak “kısmi zamanlı çalışma” uygulamalarına son verilmesi için her yolla mücadele etsinler!
Yoksa Hükümet ve patronlar kimsenin gözünün yaşına bakmadan, hatta bu “pakete”, uzunca zamandan beri istedikleri gibi, “Kıdem tazminatını fona devretmeyi” de koyarak, işçilere vereceği “müjdeyi” daha da şatafatlı bir hale getirerek Meclisten geçirmekte tereddüt etmeyecektir.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00