Ayşenur Zarakolu’nun aydınlık gülümsemesi yansıyordu gülüşlerine. İki genç meslektaşım bu yılın İnsan Hakları Derneği Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri’nden birini alacaklardı. Geçen bahar devletin tüm öfkesi ile insanların üzerine çöktüğü günlerde daha da çok insanın ölmemesini, sakat kalmamasını borçlu olduğumuz “Gezi Hekimleri” adına bu ödülü aldıklarını söyleyen ve onlar adına yargılanan meslektaşlarımız. Sevgili Sercan Yüksel bir cerrahi asistanı olarak ancak tören bittikten sonra gelebildi. Onun adına da ödülünü almak üzere bir başka genç meslektaşım, meslek örgütümüzün çiçeği burnunda Yönetim Kurulu Üyesi İncilay Erdoğan eşlik etti sevgili Erenç Yasemin Dokudan’a.
Haftanın ilk günlerinde adaletin sarayında kurban edilmeye çalışılan bu gencecik, umut dolu meslektaşlarımız Erenç ve Sercan, o gün yaptıkları konuşmalarla da içimizi gururla doldurdular. Camiyi kirlettikleri ve suçluları korudukları için düzenlenmişti bu kurban töreni… Törende bir avukatın da ifade ettiği gibi yürütmenin başı böyle buyurmuştu aslında. İşte o törende sevgili Erenç 2 Haziran akşamı sosyal medyadan ve Tabip Odasından Kabataş bölgesinde çok sayıda yaralıların olduğu ve doktora ihtiyaç bulunduğunu öğrendiğini, bu nedenle tıbbi müdahalede bulunmak için camiye gittiğini ve  yaralılara müdahale ettiklerini söyledikten sonra, “Olay, deprem gibi sel gibi olağanüstü bir durumdu. Bize atfedilen suçlarda suçluyu kayırmak gibi suçlamalar yöneltiliyor. Bizim amacımız bunlar olamaz, mesleki refleksimizle hareket ettik. Yolda bayılan, uçakta fenalaşan birini görüp yardımına koştuğumuz gibi Bezmi Alem Camii’nde de mesleki refleksimizle aynı şeyi yaptık. Suçlamalar beni çok şaşırttı, tıp fakültesi eğitimini yanlış mı öğrendim diye düşündüm. “Yanlışsam benim düşüncemi düzeltsinler” deyiverdi. Öğretmenleri olarak bizler de öğrencilerimizin yanındaydık. Düzeltmek ne kelime, biz de o gün onlardan öğrendik onurlu duruşu ve özveriyle günler, geceler boyu bize ihtiyaç duyulan her yerde hekimlik yapmayı! Ve o gün hepimiz için bir ödül töreniydi…
Haftayı bitirirken, bu kez bir sarayda değil, 30 yıldır bu topraklarda hak mücadelesi veren İnsan Hakları Derneğinin ödül törenindeydik. Onların gözlerindeki ışığı gördük, yüreklerindeki sevgiye tanıklık ettik bir kez daha. İnsan hakları mücadelesinin bayrağını gençlerle el ele taşımanın onurunu yaşadık.
Sevgili Erenç tıp fakültesinde öğrencimizdi, adli tıp uzmanlığını seçti ve asistanımız oldu. Asistanlığı sırasında gönüllümüz olarak destek verdiği Türkiye İnsan Hakları Vakfının şimdilerde hekimi olarak emek veriyor. İnsan hakları mücadelesine gönlünü, ömrünü vermiş biri olarak aldığım en güzel armağandır sevgili meslektaşım.
Onur duyduğumuz bu aydınlık gençler de bizim ödülümüzdür!

Evrensel'i Takip Et