Gezi ve sanat
Gezi direnişleri hayatın her alanında yankısını buldu. Bir yıl nasıl geçti? Zannediyorum kimse anlamadı. Kesintisiz bir mücadele yılı olarak 2013’ü geride bıraktık. Forum kültürü her yanı sardı. Parklar okullar vapurlar… Polis şiddetine karşı meşru müdafaa hakkını kullanan halk, taviz vermeden yoluna devam ediyor.
Gezi’den sonra sanat ne oldu? Diye sorular sorulmaya başlandı. Kamusal sanat tartışmaları sürüyor.
Gezi’den sonra değil, Gezi’yle birlikte sanat anonim, kolektif, isimli isimsiz bir çok sanatçıyla birlikte kendini gösterdi. Mizah, müzik, fotoğraf, tiyatro, mim, stencil, grafiti, resim, bale velhasıl tüm sanat dalları üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Bir anlamda direniş sanatla özdeşleşti. Bu yüzden görünürlüğü de bir o kadar arttı. Direnişçilerin bir çoğu pratik içinde sanatla tanıştı sonrasında sanat eylemeye de devam ettiler. Her direnişçi bir sanatçı, her sanatçı bir direnişçi olarak sahada görevlerini icra ettiler/ediyorlar…
Bu durumdan faydalanmadan olur mu? Olmaz tabii ki. Ne deniyordu Gezi’de Marx’tan yapılan alıntıyla; “Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser”. Kapitalizm söz geçiremeyeceği sanatı ıslah etmeye çalışır. Ortaya bol sorular ve kavramlar atar: “Hadi bakalım solcular söyleyin, bu da sanat mı?” babından değer veriyormuş gibi ıslaha yönelik etkinlikler içine çekerek şık isimli galerilerde (Üstelik tüm prodüksiyonu üstlenerek) ne kadar demokratik ve hoşgörülü bir yaklaşım içinde olduklarını göstermeye çalışır. Alttan alta Komünist sanat olabilir mi?, Sosyalist gerçekçi sanat bu mu? gibi “direniş ve sanat” arasındaki bağı kurcalar. Tabii bu çabalar boşuna değildir.
Gezi’nin yarattığı sanat, direnişin estetiği ile birleşerek büyüyor. Anonim ve kolektif olarak. Gezi’de kimler varsa onların sanatı bu sanat. Sosyalisti ile anarşisti ile muhalifi ile ortak bir platformda kamusal alanlarda yaratıcılığı sergiliyor. Bir çok platform sanatın birleştiriciliğinde ortaya çıkıyor. Kimi bir kolektif grup oluyor kimi forum. “Gezi Sanatı Forumu” ise meydanlarda, sokaklarda… Bundan sonra her alanda olduğu gibi sanat alanında da Gezi bir milat olmuştur. Sanatı bir meslek olarak görmeyen, duygu ve düşüncelerini sanatın diliyle ortaya koyanlar geleceğin sanatını ve dünyasını inşa ediyorlar. Benden söylemesi.
Evrensel'i Takip Et