17 Mayıs 2014 00:25

Markete sığınıp, 'tuvalet kağıdı' mı aldın yoksa?

Markete sığınıp, \'tuvalet kağıdı\' mı aldın yoksa?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kadıköy merkez, memleketin pek çok yerinde olduğu gibi gazlar altında... Eve dar attım kendimi… Ağzımda maske, yanımda limon ve komşunun, eylemciler için hazırlayıp, koşuşturanlara verdiği Talcid’li sudan bir bardak, köşeyi yazmaya koyuldum. Dairenin içine sızan gaz, artmaya başladı sinsice. Hafiften başım dönse de, nefeslenmek zor değil şimdilik. Gözlerim yanıp, sulandıkça, sık sık silip, devam etmeye çalışıyorum bu diktatoryal atmosferde... Cadde boyunca yürüyen protestocuların, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” şeklinde yankılanan seslenişleri, Moda’nın bitişik nizam apartmanlı dar sokaklarında, peş peşe atılan gazların, fişek gürültülerine karışıyor.  Sokak köpeklerinin uğultuları da ulaşıyor uzaklardan. Şiddet, baskı, zulüm kokuyor hava!

KASKLI, TAKKELİ, TEKKELİ

‘Kasklı, takkeli, tekkeli faşizmin’ başı, gözleri dönmüş bir biçimde, kin, nefret kusarak, korumalarını, çevik kuvveti, kışkırtıp, tekmesi, yumruğu, copu, sopası, gazı, TOMA’sıyla halka saldırtıyordu. Üstüne katran karası çöken ‘matemli’ Soma’da, maden işçilerinin, ‘toplu katliamına’ başkaldıran, acılı ailelerin tepkisine bile, müsamaha edemeyecek kadar ‘gaddar bir diktatör’ vardı karşılarında! Soma halkına da ‘Cüppenizi çıkarın da gelin’ deseydiniz ya büyük usta!

HOROZLANMA USTA

Muhterem şahsınızı, halktan kaçırmak için ya ‘makam aracına’ sokuyorlar, ya da markete atıveriyorsun kapağı. Koruma ordusuyla, mağazanın önünde kıstırdığı Taner Kuruca adlı gence, “Niye kaçıyorsun ulan, ‘istifa’ diyordun” meydan okumasıyla ‘horozlanıp’, sille tokat girişmesini biliyor! Bu kesmiyor tabii onu! Evrensel’de yer alan, Fatih Polat ve Özer Akdemir’in haberine göre de, marketin içinde karşılaştığı 15-16 yaşlarındaki kızın “Babamın katilinin burada ne işi var” diye bağırması üzerine hiddetlenerek, çocuğu koltuğunun altına alıp, defalarca yumrukluyor asrın adamı! PES! HES! KES! Delikanlılığın lügatinde, yanına ‘kasaba nüfusu kadar’ korumayı alıp, “Hadi benim yanımda ‘yuh çekin’ bir de…” diye racon kesmek var mıdır? ‘Yeni delikanlılıkta’(!) mı yazıyor bu?

YERKEL, KASIMPAŞA’YA

Zatıalilerine tepki verdiği için, askerlerce yere yatırılmış genci, Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in dakikalarca tekmelemesini gösteren enstantaneler, dış basına da ‘kapak’ oldu! Beyni ‘kundurasında’ olan, ‘sağlam voleli’(!) bu müşaviri, önümüzdeki sezon Kasımpaşaspor’a transfer etmeyi, bir düşünseniz diyorum. Görev değişikliği mübah değil mi ya? Halktan korkulmaz, karşılarında hayli tedirgin olunuyorsa eğer, çektirilen eziyetler geliyordur akla bir bir. ‘Hayrola dünya lideri! Markete sığınıp, ‘tuvalet kağıdı’ mı aldın yoksa!’

KISA ÇÖPE, UZUN ADAM

Bu maden ilçesinde yaşayan kederli aileleri, kilometrelerce uzaktan kucaklamak için, yüzlerini karalara bulamış, toprağa kömürle ‘Soma’ yazmış, ışığı yanan baretleri kaldırımlara bırakmış, açtıkları pankartlarla, havaya kaldırdıkları yumruklarla, art arda sıraladıkları sloganlarla, canı yanan memleketin, duyarlı, bilinçli, mazlumun yanında, zalimin tam karşısında saf tutup protesto etmiş, edecek yüz binleri, karşılıksız bırakır mıydı hiç Re’cop Takip Bey… Oturma eylemleri, iş bırakmalar, genel grev çağrıları da neymiş! Ama artık ‘kısa’ çöpü çekemeyeceksin be ‘uzun’ adam! Uzatmaları oynuyor, uzamasına az kaldı zaten!

YOKSULLUK-YOKSUNLUK

Haykıranlar, hıçkıra hıçkıra ağlayanlar, dizlerini dövenler, göğüslerine vuranlar, gidenlerin fotoğraflarını öpenler, ölü ya da diri, yerin dibinde mahsur kalmış yakınlarına sarılabilmek için ocak önünde, endişeyle bekleşen aileler… Buğulu gözleri, ocak girişine kilitlenmiş, kömür tozlu-karbon- monoksitli bu ağır ortamda, sık aralıklarla soluyan perişan insanlar. Her yukarıya çıkarılan sedyeye doğru, bir umut seyirten, yoksul ve yoksun Somalılar… Belki koca, belki kardeş, belki evlat, belki de hâld1, amca, dayıoğlu. Kimilerinin kaybı da birden fazla. Bile bile vicdansızca ölüme itilmiş, yüzlerce maden emekçisi.

RTE AŞ

Yandaşlarının sermayelerini, yeni kapitallerle katmerleştirebilmeleri için, kelepir özelleştirmelerle, taşeronlaştırmalarla, makyajlarla, kamuflajlarla, inkarlarla, geçiştirmelerle, ‘idareimaslahat’ bir hükümet boy gösteriyor sahnede. Dünkü soL gazetesinin iddia ettiği manşet de, hiç kimseyi şaşırtmasın: ‘Madenin sahibi Erdoğan.’ E ne de olsa, RTE AŞ bu… Memleketi aldı bitirdi, sıra canlarda…

FITTIRTMA AHALİYİ

Re’cop Takip Bey’in ‘iş güvenliği’ ve ‘işçi sağlığı’ için aldığı yeni önlemleri açıklaması, acıları, bir nebze de olsa dindirip, gönüllere su serpmişti: “Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığımız görüşme ile bugün itibariyle salalar verilecek. İmam hatip okullarında, Kur’an kurslarında hatm-i şerifler okunacak. Cuma günü hutbeler, bu kardeşlerimize yönelik olarak irat edilecek.” Hatta ramazanı da öne çek, ‘umreye’ sepetle, acılı aileleri Sayın Başbakan… Ne diyordu: “Bu ölümler, madenciliğin fıtratında var.” İyice ‘fıttırtma’  artık ahaliyi. ‘Ucuza mal edeceğim’ diye teknolojinin kullanılmadığı ocakta, ne fıtratı, ne hilkati, hidratı… Hatta , ‘fitre ve zekatlarınızı, Soma’ya gönderin’ telkinini de verin de, biraz daha hümiliye edilmiş (aşağılanmış) olsun bu gariban zevat! Bu durumda bile ‘din üzerinden oy simsarlığına’ devam ha başkan! ‘Dağıtırsın kömürleri, hiçe sayarsın ömürleri’  

2002’DEN BERİ YAS

“Başbakanlık tarafından genelge ile Türkiye genelinde üç günlük yas ilan edildi” diye buyurmaz mı bir de? Bakma o eğdir, kaydır oylara hiç… Memleket,2002’den beri yasta. Vaazlarla, itfaiyelerle, TOMA’larla sönmez kolay kolay, o ‘yıkılmış ocaklara’ düşen ‘ateş.’ Soma’daki maden ocakları için araştırma önergesi veren CHP milletvekili Özgür Özel ve onu destekleyen MHP ve BDP’ye kulak asmayıp, bir çırpıda reddetmişti AKP grubun, bu incelemeyi. Bugün yaşıyor olacaktı bu masum işçiler. Efendim aslı, astarı şuymuş: “O günkü önerge, gündemi önlemeye yöneliktir. Soma ile ilgili tek kelime geçmemektedir.” Herkese ‘saydırmaktan’, sonunda ‘saymasını’ unutmuş! Demek ki arkadaş, dinlemeye takılan telefon görüşmeleri ve bilgisayar işlemlerindeki gibi ‘anahtar’ sözcükleri arayıp, kararını veriyor lahzada.

CAHİLİYE DEVRİ’NDE OCAK

Malumatfuruş Re’cep Takip Bey, “Maden işletiminin nasıl olduğunu bilmiyorsunuz sanırım” diye sürdürdüğü ‘hutbesinin’ bir bölümünü de, basın mensuplarını, kronolojik olarak aydınlatmaya ayırıyordu: “İngiltere’de 1862 ‘deki göçükte 204 kişi, 1866’taki kömür tozu patlamasında 361 kişi, 1894 patlamasında 290 kişi ölmüş. Belçika’da 87’de metan gazı patlamasında 120 ölü. Fransa’da 1906 da ölen sayısı 1099. Amerika 1907-361 kişi. Yakın dönemlere bakıldığında Japonya 1914’te 687, 1942’de Çin’de kömür tozu karışımı patlamada ölü sayısı 1549.” Televizyondan bunu izlerken, kendi kendime dedim ki; ‘kesin Cahiliye Dönemi’ne kadar uzanacak!’

JEOLOJİ MÜH. SANKİ

Bilgi notlarının bir kısmı, çıkan kargaşada cebinden düşmüş olmalı ki, yoksa şunları da anlatırdı moral vermek için: “Dünyada 723 milyar ton taşkömürü, 277.5 milyar ton linyit var.  Kömürü MÖ’lü yıllarda ilk Çinliler kullanmıştır. Kömürün oluşumunda, Karbonifer, Permiyen, Kretase dönemleri vardır. Türkiye’de taş kömürü 1829’da Uzun Mehmet, linyiti 1906 yılında Mehmet Ağa bulmuştur.” Adam derya…  ‘jeoloji mühendisi’ gibi şakıyor!

X= ‘288 MADEN İŞÇİSİ

Tıbbi bilgisini de döktüren Recop Takip Bey, can veren maden işçileri için ‘ex’ yerine, “Bir taraftan ‘x’ olanlar da var” diye rapor veriyordu. ‘X’ değil, ‘Y’(Yer) oldular maalesef. Başbakanın ‘X’ den kastettiği, nereye kayboldukları belli olamayan ‘288 maden işçisi’ herhalde! Aynı zamanda ‘medya patronu’ olan Başbakan, kaybettiğimiz emekçilerin sayısını, Soma’da ‘garantili’ olarak açıklıyordu: “Anadolu Ajansı olarak söylüyorum, ölen sayısı 238.” Bir de ‘devletin televizyonunu’ uyarmadan duramıyordu: “TRT alt yazıyı yanlış giriyor.” Soma’ya ‘taziye’ için mi gittiniz, yoksa AA’yı denetleyip, TRT’nin ‘reji odasına’ müdahale etmeye mi? Bari siz çıkın işin içinden!

MEGA YALDIZ TARKAN

İTÜ Bahar Şenlikleri kapsamında, ‘Soma katliamını’ umursamayarak, kara günde, konserini iptal etmeyen ‘mega yaldız’ olan Tarkan, Tweet atarak özür diliyordu: “Dün geceki konserimden sonra haberdar olduğum ‘Roma faciasıyla’ ilgili, derin acı ve üzüntü içindeyim. Bu faciada hayatını kaybedenlerin aile ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diliyorum. Bu vesileyle 2 bin 767. yılına giren Roma’yı kutlarken, kurucu ikizler Romulus ve Remus’u saygıyla anıyorum.” Ayakyoluna giderken de mi kimse haber vermedi sana kuzucuğum?

‘KÖMÜR LOBİSİ’ DAHLİ

Serbest Çalışma ve Asosyal Güvenlik Bakanı Faruk Dökümçelik, sonunda ortalığa çıkıp,  basın toplantısı düzenleyerek kendisine soru yöneltiyordu: “Kaza neden olmuştur? Yasa var mı var? Denetim var mı var?”  Demek ki bu kazada, yine o ‘dış mihrakların’ bir parmağı var, su götürmez bir şekilde ‘kömür lobisinin’ bir dahli oldu! Bakan’ın, Soma’ya intikal edememesinin ‘mazereti’, doktorunun izin vermemesi! Cehennemden çıkarılıp, bindirildiği ambulansın sedyesine yatırılırken, ‘kömür çamuruna’ batmış çizmesini, “Çıkarayım mı?” diye soran, maden işçisi kardeşimiz Murat Yalçın kadar da mı duyarlılığınız yoktu Sayın Çelik? Kolunda serum, “Abi baretim kaybolmasın, maaşımdan keserler’’ diye telaşa düşen ocak emekçisi gibi ‘biçare’ durumunuz mu vardı yoksa?

TRAFO ÇATLAMASI

Radyasyonlu Enerji ve Gayritabii Kaynaklar Bakanı Taner Çuvaldız, fena halde ‘trafolara’ takmış vaziyette. 30 Mart Yerel Seçimleri gecesi, oyların sayımı sırasında 40’a yakın yerdeki elektrik kesintisini, ‘trafolara giren kedilere’ bağlamıştı. Soma’daki maden ocağında yaşanan felaketi de, ‘trafo patlamasına’ yoruyordu bu kez. Sayın Bakan, yitirdiğimiz emekçi sayılarını, ‘açık arttırma’ ya da ‘doğal gaz zammı’ gibi aktardı: “151… 166… 196… 201… 205… 245… 274… 282… 284…” AKP’nin Anayasa değişikliği için aradığı 367’ye dayanmaz umarım kayıplarımız! Soma Maden Ocağı’ndaki yangın, Türkiye ve dünyadaki ‘insan için atan’ yürekleri yakıp kavurdu. ‘Güle güle’ kullanın da, sahi, sığındığınız marketten, hakikaten ‘ne ders aldınız’ Sayın Başbakan ya?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa