21 Mayıs 2014

Politika ve ekonomi arasındaki ilişkiler, toplumsal sonuçlarının yanı sıra, uluslararası sorunların da ana kaynağı olarak, günümüzün pek çok çelişkisini tetikliyor. Bunun son örneği, Rusya’nın Kırım politikasında görülmüştür. Ukrayna’daki sorunun, halk çoğunluğunun AB’ye katılma isteğiyle yönetimin buna yanaşmaması ile ilgili olduğu görünüşü dünya basının çizdiği tabloya hakimdi. Rusya da özellikle Ukrayna’daki Rusya karşıtı neofaşist hareketi gerekçe göstererek ve Kırım nüfusunun çoğunluğunun Rusya ile birleşmeyi istediğini öne sürerek, Kırım’ı ilhak etmişti.
Bu resimde, ekonominin, maddi çıkar hesaplarının renkleri hiç görünmüyordu.
Ukrayna üzerinden Batı ile Rusya arasındaki savaş tehdidine kadar gelen gerginliğin derinliklerinde, Kırım’la birlikte Rusya’nın denetimine geçen Karadeniz kıta sahanlığı bulunduğu artık apaçık görünmeye başladı.  Batı basını, Kırım’la birlikte kaybedilen petrol rezervlerinin trilyon dolarlık olduğunu yazıyor.
Ortadoğu’da olduğu gibi, petrol kokan her yerde kendilerini gösteren ve arkalarında savaş, terör ve toplu kıyımlar getiren Shell, Exxon Mobil ve Petrom şirketleri, arkalarında dev emperyalistlerle birlikte yine bu sahnede de yerlerini almış bulunuyorlar. Ne var ki bu kez karşılarında petrolün ve doğal gazın fiyatını en az kendileri kadar bilen ve diğer emperyalistlerden geri kalmaya hiç de niyeti olmayan Rusya vardı.
Rusya, Kırım’a konmakla, Karadeniz’de sahip olduğu 67 bin kilometrekarelik kıta sahanlığını 160 bin kilometrekareye çıkarmış oldu. Üstelik bu yeni alan, hamsi ya da kalkan balığından çok petrol rezervine sahip…
Bu arada, Türkiye, Kırım Tatarlarının durumundan endişeli! Ve ilginçtir bu konuda yanında Almanya var. Almanya da, Kırım Tatarları hakkında çok endişeli! “Kırım Tatarlarının milli lideri” sanıyla son günlerde medya figürü haline getirilen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ABD’de Tatarların sorunlarını anlatan konferanslar veriyor. Türkiye’de ise, nereden aklımıza geldiyse, “Tatarların vatanlarından sürgün edilişinin 70. yıl dönümü” Ankara Tandoğan Meydanı’nda düzenlenen bir mitingle anıldı. Bu gibi günler için elde tutulduğu anlaşılan Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin düzenlediği mitingde, “Kırım Tatar milli mücadelesi uğruna hayatını kaybedenler, hicret ve göçler sırasında vefat edenler ve 18 Mayıs 1944 Sürgününde şehit olanlar” için Kur’an-ı Kerim ve dua okundu!
ABD, bu faktöre ne değer biçiyor henüz belli değil! Ama gerek nüfus oranı, gerekse 70 yıl öncesinden söz ederken bugüne dair herhangi bir “Kırım kanıtı” ileri süremeyen nesnel gerçeklik karşısında, Tatarların durumu, petrol savaşının bir kozu olarak kullanılmaya çok elverişli görünmüyor. AB ve ABD buradan bir bahane yaratabilirler mi, doğrusu kestirmek zor. Sinekten yağ çıkarmayı bilen emperyalizm için bile oldukça zayıf bir faktör olan bu sorun, Türkiye açısından “Orada biz de varız!” diyebilmek için önemli görünüyor. Ola ki, Batı, yeni bir “gerekçe üretimi” için Türkiye’ye ihtiyaç duyar da, “Tatarların acısı ne kadar köpürtülebilir” diye sorarsa, “onu da biz biliriz bizzzz…” diyebilmek için hazır olmakta fayda var diye düşünülüyor olabilir!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et