E-Bileti Bırak Yusuf Yerkel’e Bak
Soma “katliamının” üzerinden bir hafta geçti.
Soma işçilerinin ağzından dökülen cümleleri, anlattıklarını hayretle izliyor memleket halkı.
Meğer “işçi sınıfı” diye söze başlayanlara, “Siz dinozor musunuz? İşçi sınıfı mı kaldı?” diye saldırıya geçenler büyük bir yalanı gizliyormuş.
Meğer “özelleştirmeler” verim arttırma kisvesi altında işçilerin, emekçilerin kölelik koşullarında çalıştırılmasını sağlıyormuş.
Meğer “taşeronlaşma”, sendikaların iğdiş edilmesini, işçilerin, emekçilerin sefalet koşullarına biat etmesini sağlayan bir sistemmiş.
Meğer sendikaların önemli bir kısmı çoktan işçilerin haklarını savunan örgütler olmaktan çıkıp, işverenlerin danışmanı ve “taşeronların” yancısı olarak hareket ediyormuş.
Meğer memleketin “medya” düzeni bütün bu gerçeklerin üzerinin örtülmesi için örgütlenmiş adeta siyasal iktidarın bir aygıtı haline gelmiş.
Sol/sosyalist çevrelerin yıllardır, evrensel gazetesinin yayına başladığı günden beri ısrarla anlattığı gerçekler, “301 madencinin bedenleri” üzerinden, bir karabasan gibi çöküyor memleketin üzerine.
***
Futbol dünyası da “Soma katliamına” duyarsız kalmadı.
Fenerbahçe 100 madenci çocuğuna beş yıllık eğitim bursu verecek.
Fenerbahçe ve Beşiktaş geliri Soma madencilerine verilmek üzere dostluk maçı yapacaklar.
Fenerbahçe-Galatasaray süper kupa maçının hasılatı da Soma’ya gönderilecek.
Birçok taraftar grubu, birçok spor kulübü Soma için seferberlik ilan etti yardımlar yapılıyor.
Bu insani yaklaşım çok önemli ancak bir şeyi unutmayalım, bu yardımları yaparken esas sorumlulardan biri olan madeni işleten şirketin mal varlıklarına el konulup, “katliamdan” zarar gören işçilere dağıtılması gerektiğini de haykırmaktan uzak durmayalım.
***
Taraftarlar tribünlerde çok küfür ediyor.
Bunu kim söylüyor?
Küfürsüz tek cümle kuramayan, TFF yöneticileri, medyada spor programı yapanlar, iktidar mensupları.
İnternet’te herhangi bir arama motoruna girin “küfür ve spor programı” yazın.
Canlı yayında ağızlarından kaçırdıklarına bakın.
Bir de 17 Aralık’tan beri ortaya dökülen dinlemelere.
Küfürsüz tek cümle kuramayan “ikiyüzlüler”, sözde taraftarı terbiye etmek için ceza üstüne ceza veriyorlar.
İkiyüzlülük bu kadar mı?
E-bileti nasıl savunuyor aynı kesimler?
E-bilet tribünlerdeki küfür ve şiddeti engelleyecekmiş.
Taraftar markette silahlı güçlerle adam kıstırıp tokatlıyor mu?
Taraftar yere düşmüş, özel harekatçılar tarafından elleri tutulmuş bir insanı hunharca tekmeliyor mu?
Taraftar insanlara yardıma gelmiş avukatları “pusuya” düşürüp kollarını kırıyor mu?
Taraftar 13 yaşındaki çocukları, altını ıslatacak kadar korkutuyor mu?
Memleketi şiddet sarmalına sokanlar, “taşerona” aktarılacak uygun bir meblağ karşılığında tribünleri sözde “şiddetten” arındıracakmış.
Tribünde “şiddeti” engellemek istiyorsanız, tribün “taşeronu” Aktif Bank’ın “passolig” uygulamasını bırakın, stat girişlerine Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in yerdeki insanı tekmeleyen resimlerini asın. O resmi gören tribündeki hiç kimse, utancından bir daha “şiddet” kavramını düşünmez bile.
Evrensel'i Takip Et