Soma yetmez: Üniversite ve TÜBİTAK araştırma altyapısının taşeronlaştırılması
Fotoğraf: Envato
Yükseköğretim kurumlarının araştırma altyapılarının satılması, taşeronlara devri, dışarıdan yönetici atanması ile ilgili bir yasa teklifi Başbakanlıkça 17.03.2014 tarihinde meclise gönderilmiş durumda. Bu sadece özelleştirme açısından değil, ülkenin stratejik gelişimi, kritik bilgilerin güvenliği, adalet açısından da çok önemli bir konu. Ülkenin en önemli toprak-maden analizleri buralardan geçiyor, genetik-insan araştırmaları, teknoloji araştırmaları buradan geçiyor, bilirkişilik yapılıyor, çevre etki değerlendirmeleri yapılıyor, denetimlerde rol alınıyor, tüm bunlara nasıl güvenilecek. YÖK’ten, TÜBİTAK’tan, rektörlerden ses yok.
Oysa YÖK, TÜBİTAK, rektörler o kadar çok açıklama yapıyorlar ki. Son yıllara kadar en yaygını Avrupa ülkeleri ve ABD’deki “sözde ermeni soykırımı tasarılarına” karşı kınama yapmak şeklinde idi. Doğramacı, Sağlam, Gürüz ve Teziç döneminde askerlerle ve devrin cumhurbaşkanlığı ile paralel şekilde açıklamalarda bulunuluyordu.
O köprülerin altından çok sular geçti. Padişahlar değişti, ancak alışkanlıklar değişmedi, iktidara yalakalık baki kaldı. Hem de asgari ilke ve ölçülerini de kaybederek. Dün Kenan Evren’e, Turgut Özal’a, bugün II.Abdülhamid’e, Erdoğan’a fahri doktora dağıtıyorlar. İşin ölçüsü öyle kaçtı ki, yolsuzluğa rüşvete bile destek açıklamaları var.
17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sürecinde önce “millî iradeye saygı” bildirisi geldi. Ardından 29 Mart’ta yerel seçimlerin arifesinde 77 üniversite rektörünün imzasıyla, Suriye’de savaş kışkırtıcılığı yapıldığına dair tapelerin yayımlanması ile 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ülkenin barış ve istikrarını bozduğu bildirisi geldi (tam yerel seçimlerden 1 gün önce AKP’ye oy istediler): “Dünyanın 16’ncı, Avrupa Birliği’nin 7’nci büyük ekonomisi olan ülkemizin, ekonomik gelişmesini sürdürmesi, refah düzeyini artırması, bölgesel ve küresel politikalarda etkili olabilmesi toplumsal barışın, istikrar ve güvenin devamı ile mümkündür. Bunları tehlikeye sokacak ve ulusal güvenliğimiz açısından risk doğuracak her türlü davranıştan, özellikle içinden geçtiğimiz süreçte, ısrarla kaçınılması gerektiğinin altını çizmek isteriz. Türkiye büyüdükçe ve güçlendikçe etki alanını genişletmekte, insani yardımlarını artırmakta, yatırımcılar için bir cazibe merkezi ve güvenli liman olma özelliğini pekiştirmektedir. Türkiye’nin istikrar ve güvenliğini bozmaya kimsenin hakkı yoktur ve bu amaca yönelik girişimlere kesinlikle izin verilmemelidir. (…)” Marmara Ü. Rek. Prof. Dr. Zafer Gül, İstanbul Teknik Ü. Rek. Prof. Dr. Mehmet Karaca, Yıldız Teknik Ü. Rek.Prof. Dr. İsmail Yüksek, Çukurova Ü. Rek. Prof. Dr. Mustafa Kibar…
30 Nisan’da 43 üniversite rektörü Mısır Başmüftüsüne mektup gönderdi. “Sayın Şevki İbrahim Abdülkerim Allam Mısır Başmüftüsü. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. (…) Haklarında idam kararı verilmekte olan Mısır Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının cezalarının infazı Mısır ve İslam dünyasında derin yaralar açacak, adalet ve güven duygusunu zedeleyecektir.” Marmara Ü. Rek. Prof. Dr. Zafer Gül, İstanbul Teknik Ü. Rek. Prof. Dr. Mehmet Karaca, Yıldız Teknik Ü. Rek.Prof. Dr. İsmail Yüksek…
29 Ekim 2013’te ODTÜ öğrencilerinin başbakanı protestosunda da 13 üniversite rektörü ODTÜ’yü kınamıştı. Bunların içinde yine Marmara, İTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi rektörleri vardı. ODTÜ’yü ve öğrencileri kınarken 40 civarı öğrencinin yaralandığı polis şiddetine karşı herhangi bir yorumda da bulunmamışlardı. Gezi’de öğrencisi dayakla öldürülüyor, ses yok. Asistanlarına disiplin soruşturması açmakla meşguller.
Soma’da 301 işçi öldü. YÖK ve TÜBİTAK’ın söyleyeceği pek bir şey yok.
Polisin-güvenlikçinin öğrencileri tekmelediği, taşeron işçilik ve geçici sözleşmelerin yaygın uygulandığı YÖK ve TÜBİTAK Soma’da yaşananlara ne diyebilir ki? Hatta işletme sahibine fahri doktora bile verebilirler.
YÖK, TÜBİTAK, Başbakanlık, tekme tokat sille hakaret yalan yalakalık. Varlığım kahraman ırkıma feda olsun. Allah’a şükür, para gani gani. İşçinin sömürüsü ölümü fıtrattan, yoksulun başı sağolsun.
- MEB’in başarısı muhteşem tıklanma rekoru: İnsanın iyi ki pandemi ve deprem olmuş diyesi geliyor 10 Ocak 2025 04:58
- 22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı 03 Ocak 2025 04:26
- Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli 27 Aralık 2024 04:43
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15