25 Mayıs 2014

Victor Jara için kömür karası bir yazı

Victor Jara, hemen herkesin bildiği Şilili bir müzikçidir.
Doğumunu değil ama 16 Eylül 1973’deki ölümünü Şili’deki Pravda Muhabiri Vladimir Çerniçev’in anlatımıyla o yıllarda hemen herkes duydu:
   “Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı yoldaşı, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor’un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar.”

Victor Jara, tam adıyla Víctor Lidio Jara Martínez, 28 Eylül 1932’de Santiago’da Lonquén köyünde doğdu. Babası Manuel çiftlikte kahyaydı. Annesi Amanda ailesinin geçimi için çok sayıda işte çalıştı. Victor’un babası çok içiyor ve  annesine kötü davranıyordu. Bir süre sonra ailesini terk etti. Amanda hem ailenin geçimini  tek başına sağladı hem de  şarkı söyleyip, gitar çalmayı ve Şili halk müziğini oğluna öğretti. Annesinin ölümüyle sarsılan Victor eğitimini yarım bırakarak ilahiyat okumaya başladıysa da bu uzun sürmedi.Lonquén’e dönerek  yakın arkadaşları ile kendini folklor eğitimine adadı.Universidad de Chile’de tiyatro okuluna başladı, çok sayıda tiyatro yapımında yer aldı. Halk Müziği Şarkıcısı Violetta Parra ile tanışınca yeniden folklor eğitimine döndü. 1966’da ilk albümü çıktı.
Jara’nın şarkıları fakir-zengin bir arada yaşayan bir toplumda, sıradan insanlara yaşamlarındaki sorunları gösterir. Birçok şarkısı haksızlıklara başkaldırıdır. Victor Jara Güney Amerika’da “Nueva cancion”(Yeni Şarkı ) diye anılan devrimci akımın en önemli temsilcilerindendir. Victor Jara birçok protest şarkıcı gibi komünistti, öteki şarkıcılarla birlikte Salvador Allende ve sol partilerin birleştiği bir hareket olan Unidad Popular yararına birçok konser verdi. 11 Eylül 1973’de Augusto Pinochet’nin gerçekleştirdiği darbede, işi başında tutuklanıp birçok yoldaşıyla Şili Ulusal Stadyumu’nda işkence gördü. Bir makineli tüfekle öldürüldü, cesedi Santiago Mezarlığı yakınında bulundu. Karısı onu defnettikten sonra Şili’yi terk ederek  1994’te onuruna “Fundación Víctor Jara”‘yı kurdu.
Bugün Víctor Jara’nın Santiago mezarlığındaki mezar taşında  Hasta La Victoria / “Zafere kadar!” notu var. Eylül 2003’te öldürülmesinin 30. yıl dönümünde öldürüldüğü Şili Ulusal Stadyumu’nun ismi Estadio Víctor Jara olarak değiştirildi.
Victor Jara’yı öldürülen bütün devrimci sanatçılar adına,  Adnan Özer’in çevirdiği Madencinin Şarkısı şiiriyle selamlıyorum:
Gider, gelir, iner, çıkarım
Bunların hiçbiri
Kendim için değil
Madenciyim ben
Madene giderim
Ölüme giderim
Madenciyim ben.

Kazar, çıkarır, terler, kanarım
Her şey patrona gider
Bir damla acı olsun değil
Madenciyim ben
Madene giderim.

Görün, duyun, düşünün, ağlayın
Bunda ne kötülük var
Her şey yolunda gidiyor
Madenciyim ben
Madene giderim
Ölüme giderim
Madenciyim ben.

 (Bulabilirseniz Hamit Kalyoncu’nun Kömür Kokan Şiirler antolojisi (Pervaz Yayınları) bu günlere en uygun kitaptır. Bulamazsanız   Evrensel Basım Yayın’ın Emek Şiirleri Antolojisi ya da Emek Öyküleri Antolojilerini okuyun).

Evrensel'i Takip Et