26 Mayıs 2014 06:57

'Esma kızımız' da Berkin neyimiz?

\'Esma kızımız\' da Berkin neyimiz?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

"Delikanlı”.. Yani militan olmakla kalmayan.. Tam bir “dava adamı”.. Baştan ayağa ideolojiye gark olmuş bir Başbakana sahibiz! Kimimiz övüyor bu hasletleriyle.. Kimimiz yeriyor. Ortalaması olmayan.. Zaten ortalamayı tutturma peşinde de olmayan bir Başbakan!
Kimi “Dik dur eğilme, bu millet seninle” sloganlarıyla baştacı ediyor.. Kimi, düşman görüp tek seçeneği “İstifa”yı sloganlaştırıp küfür ediyor. Başbakan böyle mi olur, tartışılır; ancak birbirine karşıt iki eğilimin de kendi seçimi ve eseri olduğu tartışılmaz! Soma’yla sınıfın da işe karıştığı milyonların karşısına dikildiği Gezi’den sonra, düşmanlaştırıp kutuplaştırmayı, toplumu ortasından bölmeyi, buradan, bir bölümünü kendi peşinde kemikleştirmeyi çıkar yol sayıyor.
Meydanlarda “Kardeşlerim” diye sesleniyor. “Kardeşi” olduklarını düşündürtüyor. Parayla mı? Parayla kardeşleşeni de var kuşkusuz ve az değil. İhale dostları.. Onlardan götürü/taşeron iş alanlar.. Taşerondan taşeron alanlar.. Hiç çalışmadan belediyelerden falan maaşa bağlanmış olanlar.. Satın almak/alınmakla hiç ilgisi olmadan.. Yokluk ve çaresizlikten taşeronda bile çalışmaya muhtaç olup razı gelenler.. Ya da yine yokluktan, zekat, sadaka ya da düpedüz iane dağıtımıyla minnet duygusuyla dolanlar...
Ama bir de siyaseten ve ideolojik argümanlarla şüphesiz “kan kardeşliği”ne çağrı çıkarılması var. Almanya’da vurguluyor: “Başörtüsünü sadece üniversitede değil kamuda dahi özgürlüğüne kavuşturduk. Artık benim başörtülü kızım okuluna gidebiliyor, devlet dairelerinde çalışabiliyor.” İnançlara saygısızlıkla karşı çıkanı kalmamış olsa da, din vurgulu istismar amacıyla “türbanlı bacılarımız” argümanı hâlâ kullanılıyor: “Kardeşiniz” bilip “Beni desteklemezseniz, yine inançlara saygısızlığın eski günlerine dönersiniz” hatırlatmasıyla devlet ve örneğin üniversite kapılarında itilip kakılmış olmalarıyla korkutularak, safları sıklaştırmaya zorlanıyorlar. Daşman kim? Zamanında türbansızlığı dayatan Ergenokon mu? Hayır! Onlarla ittifak kuruldu, kurulacak! Düşman, Berkinler.. Düşman, Gezi! Düşman, kendilerinden olmayan herkes!
İdeolojik ayrım ve düşmanlaştırma net: Mısır Darbesine direnirken öldürülen Esma’yı şehit ilan edip, en son Köln’de yaptığı gibi, sürekli olarak anıyor: “Esma kızımızı kurşunlayarak şehit ettiler”. Ama Berkin, şehitlik bir yana, “ölmüş, geçmiştir”! Gerçekte değil, “Kılıçdaroğlu’na göre, bu zat ekmek almaya giderken ölmüş birisi”dir! İnsaf.. Vicdan.. İnsaniyet! İnsanlık, hem de ölüm ve cenazeler üzerinden bu denli birbirine düşmanlaştırılmaya çalışılabilir! “Esma Kızımız”! ve “Bu Zat” Berkin! Tam ideolojik düşmanlaştırma! Ölüm bile eşitleyemiyor! Zihniyet yaman! Militanlık yaman! Dava adamlığı ve kararlılık yaman!
Oysa ayet Zincirlikuyu girişinde yazılıdır: “Her canlı bir gün ölümü tadacaktır!” Ayrım yoktur. Peki neden “Esma Kızımız şehit”, Berkin Oğlumuz “zat”tır, “Ölmüş, geçmiş birisi”dir? Kim, ideolojik neden dışında bir neden gösterebilir? Biri neden yüceltilir de, diğeri hem içerik hem de üslup olarak aşağılanır? Uğur Kurt’un öldürülmesi karşısında, yeni katilliklere çağrı çıkarılarak, nasıl “polis nasıl sabrediylor, anlamıyorum” denebilir?
Neden açıktır: Düşmanlaştırıp kutuplaştırarak safları sıklaştırmak. Toplumun, Soma’nın bir kez daha kaçınılmazlığını gösterdiği emek-sermaye karşıtlığından değil.. Milyonlarca emekçinin yanlış safta kalacağının umulduğu “inanan-inanmayan” bölünmesine oturtulmaya uğraşılan “biz” ve “onlar” ya da “kardeşlerim” ve “bizden olmayan herkes” dayatılmış karşıtlığından saflaşmasına çalışılması..
Cumhurbaşkanlığı umudu da buradadır! Hele Soma sonrası tutar mı?!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa