Gezi Parkı\'nın doğum günü: Emniyet, kutlamaya 25 bin polis, 50 TOMA ile katılacak

Başbakan Erdoğan’ın kafasında şiar edindiği tek düstur, ‘toplumu davul gibi gerim gerim gereyim ki, elimdeki tokmağı vurduğumda, ekstradan gürültü kirliği yaratarak, çıkan sesleri bastırayım, kakofoni ile birlikte oluşan kaostan yararlanayım.’ Değiştirmeye hiç niyeti olmadığı taktik bu! Recop Takip Bey’in, Köln Turnesi’nde, ‘kulları-kılları’, Ren Nehri’nin Doğu’sunda verdiği vaazını dinlerken, Batı’sında da Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu ve diğer muhalif kitleler, protestolarını sürdürüyordu. “Ali’siz Alevi” dedikleri, öncelikle ‘Erdoğan’sız Türkiye’ talebinde ısrarlıydılar.

MERKEL’E TEHDİT

1960’lı yıllarda Türkiye’den göçen ve orada doğan çocuklarıyla, bugün 3,5 milyon nüfusa ulaşan Alamancılar nedeniyle, bu ülkede de ‘söz ve hak sahibi’ olduğu hülyasına kapılan büyük usta, yoğun protestolara rağmen, istifini hiç bozmadı. Hatta 2013 Almanya Federal Seçimleri sırasında da, Erdoğan, şansölyeyi, gurbetçi oylarını, başka partiye yönlendirebileceği konusunda tehdit bile etmişti, gurbetçilerin, bu ‘heterojen profilini’ kale almadan.

SIRA ALMAN BASININDA

Recop Takip Bey’in, 20 bin kişilik gruba hitabeti, ‘AKP tüzüğü gereği’(!), ‘Kur’an okunarak’ başladı. Büyük usta, Angela Merkel’in, ‘buraları 2008’deki gibi karıştırıp, dağıtma’ uyarılarına kulak asmayarak, hutbesinde,“Entegrasyon konusunda sizler hiç zorluk çıkarmadınız, asimilasyona gelirsek ona ‘Hayır’ diyorum. Biz dinimizden, dilimizden, kültürümüzden taviz veremeyiz” diyerek, Alamancılara, ‘Deniz Feneri’ ile ışık tuttu. ‘Asrın liderinin’ gündeminde, ‘yurdum medyası’ yanında, bu kez ‘Alman basını’ da vardı:

TELEFON MEDYACILIĞI

“Burada bir kısım medya ve bazı örgütler, Türkiye Başbakanı’na farklı şekillerde hakaretler ediyorlar. Kendini bilmez bir derginin attığı manşet manidardı. Şahsımı cehenneme gönderiyordu. Değerli kardeşlerim, ülkemdeki bazı medya ile bunlar, aynı manşetleri atıyorlar. Basın özgürlüğü yok diyorlar.” Herhalde ‘aynı manşetlerin’ altına sığınan, Sabah Güneş’i, Akşam Star’ı, Yeni Şafak Takvim’i, emsal teşkil etmiş olmalı! Basın özgürlüğü olmaz olur mu yav? Madenin dibine kadar var! Hangi densizlerin iftiraları bunlar? Gazetesi, televizyonu, bilâ-istisna herkesin sesine kulak veriyor. Başbakan Efendi, sarılıyor telefona: “Alo Fatih… Alo Mustafa… Alo Akif… Hello BBC, Hallo Der Spiegel… Bonjour Le Monde… Esselâmü aleyküm El Arabiya.” Al işte sana ‘telefon medyacılığı.’ Teknolojinin geldiği nokta bu. 1985’li yıllara kadar, santrale yazdırılıp, telefon edilirdi, AKP Türkiye’sinde ise telefon edilip, yazdırılıyor!

LÜTFİ ELVAN’IN CEBİ

‘Patron’ şunu da hatırlatayım aklımdayken; deprem sonrasında, redaksiyon için, bir gazeteyi veya televizyonu aramak icap ettiğinde, telefon çekmiyorsa ne yapıyoruz; Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın cebini tuşluyoruz. Bir başka tercihimiz ise, ‘telekinezi uzmanı’,Telekom’cu Yiğit Brüt’ün, TÜRKSAT-4A uydusu, 2340 Mhz bandındaki, ‘frekansını’ yakalamaya çalışmak olabilir! Hükümet, ‘uçan daire’ gibi maşallah!

DER SPİEGEL

Dayak yiyen bizim muhabir ve kameraman arkadaşlarımız için, ‘hadi onlar artık şerbetlidir’ diyelim. Alman Der Spiegel dergisinin, Türkiye muhabiri Hasnain Kazım, Soma’daki maden faciası ile ilgili olarak konuşan madencinin,“Cehenneme kadar yolun var Erdoğan!” sözünü, haberleştirip, başlığa çekince, AKP fanatikleri tarafından elektronik posta, Facebook, Twitter bombardımanına tutulmuş, ‘Seni sokakta görürsek gırtlağını keseriz’ şeklindeki ölüm tehditleri karşısında, ülkesine ‘kesin dönüş’ yapmıştı.
Alman mizahı da, biraz problemlidir açıkçası. Habere bir düzeltme verip, gönül alabilirlerdi doğrusu: “Madenci ağız değiştirdi; biz Erdoğan’ın, cennete gitmesine de razıyız!” Köln’de bir de demez mi usta; “Türkiye’siz Avrupa Birliği eksiktir.” 27 Avrupa Birliği Üyesi de ‘eksik olma Türkiye!’ tezahüründe zaten!

PİNOKYO HAZRETLERİ

Recop Takip Bey, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin dediği gibi ‘sallamalarını’ sürdürdü Yalova’daki mitingte: “Halkın sevgilisi olan merhum Menderes’i, bize yaptıkları gibi, hilelerle, çok alçakça iftiralarla, silah zoruyla indirdiler. ‘Dönemin başbakanı’ lafı geçen iddianame hazırlamış polis benim için.” Ancak tutanaklarda, ‘Pinokyo Hazretleri’ için,‘dönemin başbakanı’ ifadesinin kullanılmadığı, Recep Tayyip Erdoğan ile mevcut ‘makamının’ zikredildiği ortaya çıktı. Aslında 2071’i hedeflemiş ‘bir dünya liderini’ anarken, insan hiç olmazsa, ‘her dönemin başbakanı’ sıfatına odaklanırdı. ‘Zamane polisleri’ bunlar canım!

SABIR TAŞI

Daha önce, “Polis nasıl sabrediyor anlayamıyorum” diyen Recop Takip Bey haklı! Berkin Elvan’ı, başından vurup, komaya sokan polis, görevini tam yerine getirememenin burukluğu içinde, küçük çocuğun yaşamını yitirmesi için, tam 269 gün ‘sabredip’ bekledi! Başkentte, Ethem Sarısülük’e, tabancasıyla ateş ederek katleden, çevik kuvvet memuru Ahmet Şahbaz, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 5. duruşmasında ‘susma hakkını’ kullandı. Konuşmayarak, ‘sabretmeye’ devam etti! Eskişehir’de, Ali İsmail Korkmaz’ı sokak ortasında döverek öldüren 4’ü polis 8 sanıklı davanın 2. duruşması da 12 Mayıs’ta Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılmıştı. Olay sırasında, Korkmaz’ı tekmeleyen emniyet mensupları, gencin başına çöreklenenler arasında, darp sırasının kendilerine gelmesi için görüntülere göre, büyük ‘sabır’ göstermişlerdi! Memleketi ‘sabır taşına’ döndürdün Recop Takip Bey! ‘Ya sabır! Ya keramet!’

MADENCİ TABLOSU

Bu yetmediği gibi “Polis vurmayıp da ne yapacaktı?​” diye soruyor. “Asmayalım da besleyelim mi?​” nin, 21. yüzyıla evrilmiş hali bu olsa gerek! Sahi bu arada, grupta hediye edilen, zat-ı alilerinin de kompozisyonda boy gösterdiği ‘madenci tablosunu’, yoksa Kenan Evren mi yaptı? Göz göre göre, Soma’da 301 maden emekçisinin yaşamını yitirmesinde, hükümetin de ihmali olsun, sonra ‘maden raporunu’ pişkince; ‘takdir-i ilahi’, ‘alın yazısı’, ‘kader’ diye düzenleyin! Üstelik, (dağılmış) Aile ve Sosyal (a)Politikalar Bakaniçesi Ayşenur Müslim(!), bu minvalde açıklama yapsın: “Mağdur aileler, başa gelenleri, bir ‘kader’ olarak kabullenmekte, bir sıkıntı göstermiyor.” Bizim bildiğimiz bir tek ‘kader’ var; o da kadınların seçimle ve atamayla gelinen karar mekanizmalarında eşit temsilini sağlamak için, 1997’de kurulan Kadın Adayları Destekleme Derneği; KA-DER.

GERGEF USTASI

Memleketin ‘gergef’ ustası, döktürmeye ‘Ehl-i Beyt Dostları’ üzerinden devam ediyor: “Sağdan soldan Alevileri toparlayıp getiriyorlar. Bu defa da Soma’yı karıştırtacaklar. Hızır Paşalar asırlar öncesinde kalmıştır. ‘Açılın kapılar, şaha gidelim’ diye medet arama dönemi de, asırlar öncesinde kalmıştır.” Öyle ya! Şah İsmail yerine Yavuz’a başvurup, ‘bize ‘yüreğin gibi’ bir ‘taşköprü’ yapar mısın’ talebinde bulunmaları gerekirdi! Pir Sultan Abdal’dan ‘kısmen’ ödünç alalım: “Yürüt bre Gızır (köy bekçisi) Paşa/ Senin de çarığın yırtılır/ Doldurduğun kutuların/ O da bir gün saçılır.” Beyefendi Almanya’dayken,  yurdun dört bir yanında ‘Alevi Mitingleri’ yapıldı. İşçi sendikaları ve STK’lar, Kadıköy’de buluştu.

İN O KOLTUKTAN

Dağa çıkan çocuklar için usta kükrüyor: “Yavruları dağa kaçırılan anneleri, niye görmüyorsunuz? Ey BDP-HDP neredesiniz? Bu annelerin yavrularını alıp geleceksiniz, alıp gelmediğiniz takdirde bizim B planımız C planımız devreye girer.” Kılıçdaroğlu, genel müdürü, Bahçeli, genel müdür yardımcısı, Demirtaş da, genel koordinatörü ya! Veriyor direktifleri! Selahattin Demirtaş da makaraya sarıyor: “Ya Başbakan, eğer bu çocukları biz dağdan indireceksek, sen in de o koltuktan, biz oturalım. Sen bostan korkuluğu musun? Sevdiği 4 çocuk var, kendi çocukları. Biri paraları topluyor, biri yatırımları yapıyor, diğerleri hani bana, hani bana diyor.”

Ç PLANI

Recop Takip Bey, siz ne yapacaktınız bu çocukları? ‘Umreye’ mi götürecektiniz? ‘Yaz kampına’ mı alacaktınız?  Yoksa ‘yüzme kursuna’ mı yazdıracaktınız? O yaştaki çocukları orada tutmazlar, bir ‘dağ havası’ aldırıp gönderirler gerisingeri. B planınız Boko Haram, C planınız Cemaat… Adam Ç planını soruyor; ‘Çözüm Süreci.’

H.A.M.’IN TELGRAFI

Çağdaş aydınlanma ve uyanışın, ortaçağ karanlığı ve engizisyon zulmüyle birlikte yaşandığı ‘gazi payeli’ mekan; Gezi Parkı 1 yaşında… ‘12 Ağaç gibi’ (!) kökler salarak, her geçen sene, daha da cüsseleşecek gövdesiyle, umutlar derleyecek, türküler, marşlar seslendirecek genç fidanlara. İstanbul Emniyeti’nin 25 bin polis, 50 TOMA’yla katılacağı bildirilen doğum günü partisine, ‘Taksim Dayanışması’ ev sahipliği yapacak. İstanbul Valisi H.A.M. ise, her zaman ki ‘misafirperverliği’ ile ‘Taksim’in yasak olduğunu’ bildiren bir ‘kutlama telgrafı’ çekti. İstanbul’un mülki amiri, üç dört gün önce de bir gece yarısı, kan ter içinde,  kabustan uyanarak tweet atmıştı: “Dut ağacından oklava, darı unundan baklava olmaz.” Sayın H.A.M. “Darağacından gölge, fay hattında meskun bölge olmaz.” Vali H.A.M’ın, ‘Yurtdışı Gezileri daha hesaplı’ şeklinde bir açıklama yapması da bekleniyor!

MAYIN EŞEĞİ, ÇAYIR FATMA

‘Hızını alamayan’ trenin mimarlarından, eski Ulaştırma Bakanı İnali-Binali Yıldırım’ın İzmir Liman İşletmesi yolsuzluğu ile ilgili olarak, birkaç ay önce gündeme gelen bacanağı Cemalettin Haberdar’dan sonra, Kızılay İstanbul Şube Başkanı, kardeşi İlhami Yıldırım’ın, Okmeydanı’nda yaşananlara yönelik attığı tweet tepkilere yol açtı: “Eğer arpanız fazla geldiyse, o arpayı önünüzden almayı da biliriz. Arpa taşıyanları da biliriz. Ya bu ülkede ‘eşek gibi’ sessizce yaşayacaksınız, ya da defolup gideceksiniz. Sizlere her kim destek oluyor, yüz veriyorsa da şerefsizdir.” 
Şşşşşşşşşt buraya bak İlhami! ‘Arpalık’ sende ‘hazım müşkülatı’ yarattı galiba! Gösteri ve yürüyüş yasasına, düşünce özgürlüğüne, insan haklarına, demokrasiye, yargıya, bürokrasiye, basına, her platforma ‘mayın’ döşediniz. Bu ülkenin duyarlı, yürekli, bilinçli, aydın insanları, ‘mayın eşeği’ ve ‘çayır Fatma’ mı? ‘Katır kısırlığındaki’ perspektifini değiştir sen! Bir hadis-i şerif şöyle buyurur: “Eşşeyyu şeyhun lâ cahilû eşşeyyu. (Her şey bir şeydir, cahil hiçbir şey değildir) Seni de ‘Kızılay’dan ‘Yeşilay’a kaydırıp, ‘konsepte’ uygun hale getirirler tahminimizce!

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et