02 Haziran 2014 00:35

Gezi'ye saldırı... Taşeron işçiye saldırı...

Gezi\'ye saldırı... Taşeron işçiye saldırı...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Saldırmazlarsa rahat etmiyorlar! Hep saldırı.. Daima saldırı..
Alışkanlığın gücünü belirten güzel bir söz var: “Alışmış kudurmuştan beterdir”!
Tabii ki sadece alışkanlık değil. İdeolojik tutum.. Günümüzde, kapitalizmin, yüksek artı-değer sömürüsü ve tatlı kârların esenliğinin sağlanması için zorunlu olan zorbalık. Kimse emeğinin ve ürünlerinin hırsızlanmasına gönüllülükle razı olmaz. Kimse elindeki avucundakine el konulmasını kabullenmez. Razı etmek için zor gerekir. Kapitalist devlet bunun için vardır. Öncesinden devralınan devletin onca kolluk gücüne.. Mahkemesi.. Hapishanesine o nedenle itiyaç olmuş.. Burjuvazi sömürü koşullarının esenliğini sağlayagelmiş devleti mükemmelleştirip artıdeğere el koyuşunun hizmetinde kullanmaktadır. Ama zorbalık, saldırganlık ideolojik bir devamlılık.. Taa yağmacı barbarlık günlerinden kalma geleneksel ilişkilenme türü.. Alışkanlık halidir de.
Savaş açılacak değildir, ama.. alışkanlıkla Alman Cumhurbaşkanına bile yönelir bu tutum. “Haddini bil” diye bir başka ülkenin partisinin Eş Başkanı C. Özdemir’e de. Neymiş aslen “bizden”miş! “Bizden” olanlara yönelik saldırı ve aşağılama hele.. mübahtır! Değil ejderha olmak.. Koç olsan bile kâr etmez. “Faiz lobisi” diye “Gezi kışkırtıcısı” olarak hedef tahtasına oturtulursun. Yandaş kömür şirketi ve ocakları denetlenmez, sen denetlenirsin!
Ama bunlar çeşnisidir! Asıl “ayak takımı”ndansan yanmışsın. İşte o zaman saldırılardan saldırı beğen! Kırk katır da senin içindir.. Kırk satır da! Zehirli gaz.. Tazyikli su.. Plastik ve gerçek kurşun.. Cop.. Kelepçe.. Mahpusluk...
31 Mayıs’ta.. Gezi’nin yıl dönümünde.. Gezinin anısına toplanmak isteyenler yine saldırıya uğradılar.. En hunharından saldırıya...
Ama Fatih’in “kardeşlerim”den oldukları bilinen esnafı da.. Küçük bir hoşnutsuzluk belirtisi gösterdiğinde saldırıya uğramış.. Dükkanları talan edilmiş.. Polis.. Hele iyice bıçkın olan birkaçı Allah yarattı demeyip esnafa sille tokat girişmişti. Alışkanlıktı artık. “Kardeşim” olsan bile arada kaynayıp gidebiliyordun! Halktansan.. Küçük bir hatan.. Ne hatası.. kaşının üstünde gözün olması yeterdi! Gelsin saldırı.. Cemevinin bahçesinde olsan da fark etmez! İşte Uğur!
Cemevinin bahçesinde olsan fark etmez de.. Hemen sonrasında acılı Soma’da olsan fark eder mi? Polisten de nasibini alırsın.. Müşavirinden de.. Bizzat Başbakanın kendisinden de.. Tekme ve tokatlar senin içindir!
Tabii, Soma olunca frene basılıp durulur.. İşçidir. Sadece acılı oluşundan değildir.. “Uyuyan dev”dir! Uyandırmaya gelmez diye düşünülür.. “Kardeşlerim” vurgulu “biz-onlar” kutuplaştırmasının şaşmasından ürkülür. Ya sahte “biz-onlar”ın yerini gerçek “emek-sermaye” kutuplaşması alırsa.. Viraj alınır. “Fıtratında var” zorlamasından cayılır.. Kömür şirketi suçlanır. İsyan nedeni olan taşeronluğun yasaya bağlanacağı söylenir. Denir ki: “Kölelik”.. “Yıl sonundan önce kaldırılacak”!
Denmeye kalmaz.. Önce Ağaoğlu’nun 1453 inşaatinde Hakan kardeşimiz düşüp ölür. Bu cumartesi Kartal’da iskele çöker.. Üç işçi kardeşimiz daha.. İki ayda bir Soma kadar ölü çıkar işçi evlerinden. Tümü taşerondur. “Kaldırılacaktır” ya: Adıyaman’da TPAO’nda taşeron patronluğun kaldırılmasına gelinir. İşçiler işsiz kalacaklardır! Kaldırma böyledir! Yasa da Meclise gelir: Önce taşerona verilemeyen “asıl iş” de taşerona verilebilecektir artık.. Ve eskiden bu yönden mahkemeye başvurabilen taşeron işçi artık mahkemeye bile gidemeyecek!
İşçi kardeşliği ayağa kalkmadan burjuvalar taşerondan cayacak ha! Ancak daha ileri gider.. saldırı tazelerler! Saldırganlık ruhlarına işlemiştir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa