Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
5 Haziran 2014

Festus Okey davası ve adalet

20 Ağustos 2007 tarihinde İstanbul Beyoğlu Polis Merkezinde polis tarafından öldürülen Festus Okey’in davası Yargıtay 1.Ceza Dairesinin  27 Ocak 2014 tarihinde kararı bozması nedeniyle, bugün (5 Haziran 2014) yeniden, 21. Ağır Ceza Mahkemesinde  görülecek. Mahkeme, Festus’un akrabalarının müdahillik talebini inceleme ve  araştırma yapmaya ihtiyaç duymadan reddetmişti. Ardından da Polis Memuru Cengiz Yıldız’a taksirle insan öldürmekten 4 yıl 2 ay hapis cezası vermişti. Polis memuru memuriyet görevini (Kamu görevlisi olmanın tanıdığı yetkilerle birlikte), belinde silahı ile 2007’den beri sürdürüyor ve tutuksuz yargılanıyor. Şaşmamak gerekiyor.
Türkiye’nin adalet sistemi ve yargı pratiği cezasızlık temeline oturuyor. AİHM ilk kez Yaşa/Türkiye kararında (2 Eylül 1998, paragraf 104) cezasızlık  kavramını kullanmıştı.
Cezasızlık nedir?
Cezasızlık, ağır insan hakları ihlallerinin faillerinin bulunmaması, soruşturulmaması, kovuşturulmaması ve cezalandırılmaması halidir. Bu konuda Türkiye zengin bir pratiğe sahiptir. Yüzlerce tek tek ve toplu cinayet davalarının sanığı durumundaki asker-polis kamu görevlileri, cezasızlık politikasının sonucu olarak tutuksuz yargılanıyor, korunuyor. Ya davalar açılmıyor, soruşturmalar zaman aşımına uğratılıyor; açılsa da sonuçlandırılmıyor ya da beraat ya da çok hafif cezalarla kurtuluyorlar.
Bu davalarda failler,  genellikle   tutuksuz yargılanırlar;  hatta emekli olurlar ve maaşlarını almaya devam ederler ama adresleri yıllarca  tespit edil(e)mez. Söz gelimi Hacettepe Üniversitesi Öğrencisi Birtan Altınbaş’ı 1991 yılında işkence ile öldüren polisler 14 yıl boyunca yargı huzurunda çıkarıl(a)mamıştır. Sonuçta da  çok hafif cezalarla kurtarılmışlardır.
Davaların nakli de başvurulan yöntemlerden birisidir.
Söz gelimi son yıllarda bazı  katliam  davalarının-ki çoğu Kürt coğrafyasında gerçekleşen katliamlarla ilgilidir- Çorum, Ankara, Kırıkkale, Kayseri, Eskişehir, İzmir’e nakledilmesini örnek olarak gösterebiliriz.
Festus davası adalet sisteminin ve yargı pratiğinin tipik örneği sayılabilir. Üstelik bu davada sanık polis memuru nefret suçunu da itiraf etmektedir.
Festus’un derisinin rengi somut olarak uyuşturucu suçundan şüphelenilmesi ve gözaltı işlemi için gerekçe olmuştur. Sanık polis, bunu ifadesinde açıkça ikrar etmiştir. İnsanların derisinin renginden hareketle işlem yapmak, özgürlükten yoksun bırakmak, ırk ayrımcılığı yapma suçuna girer.
Bir istatistik var, polisin cinayetleriyle ilgili:
Baran Tursun Vakfı, geçenlerde  2007 yılından beri polisin öldürdüğü 155 kişinin adını yayımladı. Bu kişilerin 27’si karakollarda öldürülmüşlerdi. (12 Mayıs 2014, bianet.org.tr)
Yargıtay 1.Ceza Dairesi müdahillik konusunda bozdu Festus Okey davası kararını. Hemen önemli bir notu da düşmeliyiz: Yargıtay Cumhuriyet Savcısı hazırladığı tebliğnamede sanık polis memurunun taksirle insan öldürmekten değil olası kasttan cezalandırılmasını istemişti.
Taksir nedir ? Taksir, Türk Ceza Kanunu’nun 22/2.maddesine göre, “Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.”
Olası kast ise 21/2.maddede düzenlenmiştir :
 “Kişinin, suçun kanunî tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâlinde olası kast vardır.”
Taksirle insan öldürmenin cezası, kanunun 85. maddesinde yazar:
“Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Tekrarlayalım: Festus’u öldüren polise 4 yıl iki ay ceza vermişti mahkeme.
Olası kastın cezası mı?  21. maddeye göre, müebbede kadar gider…

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Padişah yetkisi

Padişah yetkisi

Devlet Denetleme Kuruluna verilen sınırsız kayyım yetkisiyle Cumhurbaşkanı, bir talimat vererek kamu kuruluşlarından belediyelere, sendikalardan meslek odalarına ve barolara kadar tüm kurumların yönetimlerini, yargı kararına gerek olmadan görevden alabilecek. Prof. Dr. Metin Günday “Bu bir kayyım yetkisi. Anayasa’ya aykırı” dedi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Kara Harp Okulu mezuniyet törenindeki kılıçlı yemin nedeniyle 5 teğmen ordudan ihraç edildi.

Evrensel'i Takip Et