Malvarlığı?

TC Bakanlar Kurulu, Resmi Gazete’de yayımlanan resmi bir duyuruyla Boko Haram’ın Türkiye’deki malvarlığını dondurdu! IŞİD Musul’u belli başlı yönetim ve ulaşım merkezleri itibariyle ele geçirdi!
Bakanlar Kurulu Kararı, Türkiye’deki benzeri örgütlerin destekçileri arasında tepkiye yol açtı. Buna göre,  “Müslüman halkın canını, malını ve namusunu korumak için kendi canlarını feda edenlere resmen terörist denilecek!” Hükümetin bu kararı nasıl aldığına şaşılıyor ve “kimin baskısıyla” böyle bir karar alındığı soruluyor. Ve kararın, Esad rejimine destek anlamına geldiği vurgulanıyor.
Kararda, açıkça adı anılan Boko Haram ve el-Kaide dışında başkaca İslamcı örgütlere terörist denilmediğine göre, bu tepkinin deşifre ettiği, aslında kimse için meçhul yanı olmayan bir bağlantılar zinciridir.
Hükümet, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararlarına uygun olarak zorunlu bir resmi tavır açıklamıştır ve andığımız türden tepkilerin sahiplerini fazlaca korkutacak sonuçlar herhalde bu karardan ötürü ortaya çıkmayacaktır. Zira Asya ve Afrika’nın çeşitli bölgelerinde, özellikle de Suriye ve Irak’ta etki alanını genişleterek varlığını sürdüren “cihatist” örgütlerin örtülü ya da açık bağlantıları, öne çıkmış ikisinin adı verilerek yok sayılmak istenmektedir. Bölgeden bölgeye adları ve örgütlenme şemaları değişen fraksiyonların tümünün bağlantılı oldukları bir merkezin bulunduğu ve bunun da el Kaide olduğu genel kabul gören uluslararası bir rivayettir. Ancak işleyişte, bu ana karargâha karşı alınan önlemlerin, “bilye bombası” gibi hareket eden ve her parçası düştüğü yerde bağımsız olarak patlayarak çoğalan örgütler zincirini etkilemesi beklenemez.
Bunu, BM de biliyor, TC Hükümeti de. Bu karar, örneğin kararda yer alan “60 gün içinde Danıştaya dava açılabileceği” şeklindeki hüküm kadar havada kalmaya mahkumdur. Düşünülebiliyor mu, Türkiye’deki malvarlığının dondurulmasına karşı, el Kaide ya da Boko Haram, Danıştay’a bir dilekçeyle başvuruyor! Ve mesela, Danıştay “yürütmenin durdurulması yönünde” karar veriyor!
Bakanlar Kurulu kararı bir formalitenin yerine getirilmesinden ibarettir ve biçimsel olarak hiçbir eksiği yoktur. Ama halen sürdürülmekte olan politikalar ve Suriye savaşı içindeki Türkiye’nin güncel “harekât planı” açısından esasa ilişkin bir değişiklik olduğuna dair hiçbir işaretin bulunmadığı koşullarda, kimse üzülmesin, kimsenin zaten asla açıkça kendi adlarına kayıtlı olmayan malvarlığına dokunulmayacaktır. Boko Haram kardeşliği bundan bir zarar görmeyecek, Suriye’de ya da Irak’ta hiçbir örgüt, “El Kaide ile bağlantılı tüzel kişi, kuruluş veya organizasyonlar” başlıklı listede adı yazılı olduğu için Türkiye’nin desteğini kaybetmeyecektir.