16 Haziran 2014 00:52

Dünya Kupası deyip geçme tanı fuhuşu, yalanı, istismarı

Dünya Kupası deyip geçme tanı fuhuşu, yalanı, istismarı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünya Kupası’nın Brezilya’da yapılacağı belli olduktan sonra ünlü bir spor ürünleri markasının tişörtü dolanmaya başladı ortada, üstünde koca memeli, esmer tenli, bikinili bir kadın ve “Skora baaak- Brezilya” cümlesi. Diğer bir ürünün üstünde “I love Brazil” yazıyor, bu sevgi ifadesindeki “kalp” ise yine esmer tenli bir kadının kalçasının arkadan görünüşü biçiminde yapılmış.
Ne kadar yaratıcı değil mi? Dünya Kupası’nın sadece sportif bir faaliyet olmadığını bundan iyi anlatamazlardı herhalde!
Dünya Kupası evsahipliğini kadınlarının “seksiliği” üzerinden de pazarlamaya çalışan Brezilya için ünlü markanın bu pazarlama stratejisi, ülkenin stratejisinin adeta bir göstergesi.
Hangi ülkede olursa olsun her Dünya Kupası, sayıları yüzbinleri bulan kadın ve çocuğun yoksul ülkelerden “seks köleleri” olarak “sporseverlere hizmet için” kaçırıldığı, satıldığı, tartışmalarına sahne olur. Hatırlarsanız Almanya’da gerçekleşen kupa öncesinde kurulan mobil genelevler, bu genelevlerde Doğu Avrupa ve Balkanlardan getirilen kadınların beyaz kadın ticareti yapan tacirler tarafından devletin bilgisi dahilinde pazarlanması, bunun da “namuslu kadınları korumak için uygulanan bir yöntem” olarak sunulduğu hatırınızdadır.
Büyük protestolar ve gösterilerin içinde yer alan Brezilyalı kadınlar zaten insan ticareti, uyuşturucu, fuhuş ve çocuk istismarının önlenmesinde çok zayıf bir karnesi olan ülkelerinde Dünya Kupası’nın bu sorunları “baş edilemez ama meşru ve kabul edilir” hale getireceği kaygısı taşıyor.  
Brezilya, korkunç gelir adaletsizliği ve yoksulluk nedeniyle kadınların fuhuşa zorlandığı, çocuk yaşta fuhuşun çok yaygın olduğu, istismarın dünya düzeyinde de “alarm veriyor” diye anıldığı bir ülkeydi zaten. Dünya Kupası tartışmalarıyla beraber, Brezilya kadın hareketi uzun yıllardır mücadele ettikleri şiddet ve istismarın önlenmesi için Alo Şiddet Hattı, polislerin eğitilmesi ve kendi sorumluluk alanlarında gerçekleşen olaylar karşısında sorgulanabilir hale gelmeleri gibi adımlar atılmışken Dünya Kupası’nın kadın bedeni üzerinden pazarlanmasının kendilerini daha da geriye götüreceğini düşünüyor.
Dünya Kupası başlamadan önce başlayan “iç göç”ün büyük kısmı, müsabakaların yapıldığı merkezlerde “genelev alanı” olarak kurulan bölgelere giden kadınlar ve ne yazık ki çocuklar tarafından gerçekleştiriliyor. 2 ila 4 dolara ilişkiye girmeyi kabul eden, ama yasalara göre 14 yaşında olduğu için kendi rızasını oluşturabileceği söylenen çocuklar, uyuşturucu ve şiddetin eline korunmasız olarak bırakılıyorlar.
Sunday People gazetesine konuşan 13 yaşındaki Lorissa, ciğerlerine doldurduğu tinerin açlık sorunu için “birebir” olduğunu söylüyor: “Tineri çekince kafam güzelleşiyor, ama asıl vücudumu hissetmemek, vücuduma ne yapıldığını hissetmemek en güzeli. Ne sana yapılanı hissediyorsun, ne açlığını ne de bir acını” diyor.
Sadece Brezilya’dan değil, pek çok Latin Amerika ülkesinde insan ticaretiyle getirilen kadınlar, gayet organize ve kontrollü bir sektörün ucuz “hammaddeleri” olarak, canları ve duyguları hiçe sayılarak kullanılıyorlar.  
Hem Brezilya hükümetinin hem de spor endüstrisinin kadınlar üzerinden pazarlamakta bir beis görmediği bu organizasyon, daha ilk haftasında 13 kız ve 8 erkek çocuğun cinsel istismar ve korkunç şiddet nedeniyle hayati riski yüksek bir biçimde hastanelere kaldırılmaları, izleyici olarak gelen 2 Amerikalı kadının tecavüze uğramasının ülkelerinde büyük bir infialle karşılanması, bir haber kanalı muhabiri kadının canlı yayın sırasında yanından geçen “taraftarlarca” sıkıştırılması ve dudaklarından öpülerek taciz edilmesi haberleriyle anıldı. Yok, anıldı demeyelim, bunlar koca organizasyonun “olur o kadarları” olarak arka plan bilgisi olarak kaldı. Yansımayan neler var, kim bilir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa