18 Haziran 2014

İslam dünyası kan ve barut dumanları içinde çırpınırken, Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı adayı olarak Recep Tayip Erdoğan’ın karşısına, İslam İşbirliği Teşkilatının eski genel sekreteri çıkarıldı. “İslam Dünyasının hak ve çıkarlarını korumak, Üye devletler arasında iş birliği ve dayanışmayı güçlendirmek” amacıyla kurulduğu ilan edilen bu teşkilatın bugüne kadar bu yolda neler yaptığını araştırırsanız, elinize kocaman bir hiçten başka bir şey gelmeyecektir. İslam Kalkınma Bankası gibi ekonomik ve mali yan kuruluşlara sahip olan bu teşkilatın, İslam dünyasında belli başlı ABD iş birlikçisi devletler tarafından kendi burjuvalarına para aktarmaktan başka bir icraatı da doğal olarak yoktur. Genel olarak, dünya kapitalizminin ve emperyalist politikaların bir eklentisi olarak hareket eden bu teşkilatın, Filistin sorunu başta olmak üzere, Müslüman halkların can yakıcı sorunları karşısında daima halkların öfkesini yatıştırmaya, mücadeleleri engellemeye yönelik politikalar geliştirmesi de yadırgatıcı olmamıştır. İİT’nin (eski adıyla İslam Konferansı Örgütü) esas olarak kapitalist dünyanın din esasına göre bölünme ihtimalinin ortaya çıkarabileceği engelleri aşmada İslam dünyasının entegrasyonuna yönelik bir proje olduğundan kuşku duyulamaz. Kuruluşundan bu yana geçen zaman içinde yaptığı bütün çalışmalar, yan kuruluşları ve uluslararası politikada tuttuğu mevzi, bunun kanıtıdır. Küçük bir örnek olsun; Türkiye’nin ezeli belası olan Kıbrıs konusunda, İİT, bugüne kadar “Çözüme yardımcı olmak” gibi ortaya söylenmiş bir laf dışında Türkiye’nin hiçbir beklentisine olumlu cevap vermemiştir. Ortadoğu’da örneğin Sisi darbesine karşı, o zamanlar Genel Sekreter olan Ekmeleddin İhsanoğlu, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ı boşa düşürmüştür. Avrupa’nın ve ABD’nin politikalarına yakın durmayı tercih etmiştir.
Bütün bunlar, yeni cumhurbaşkanı adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nun tercih edilmesinin uluslararası boyutlarını yeterince açıklamaktadır.
Bu adaylıkta, yalnızca AKP’nin adayına karşı İslam dünyasına yakın bir başka aday çıkarmış olmaktan öte hesaplar bulunduğunu düşünebiliriz.
Açıktır ki, seçilme şansı çok düşük olan bu adayın RTE’nin karşısına çıkarılmış olması, bir ucundan Türkiye’nin şu anda içinde bocaladığı Ortadoğu bataklığıyla ilişkilidir. İç politika hesapları bakımından AKP oylarını bölmek, AKP içinde bir gruplaşma yaratmak vs. gibi yanları bulunsa da, İhsanoğlu’nun esas olarak “diplomatik” ve uluslararası bir hamlenin aracı olduğunu düşünmemiz için yeterince sebep vardır. Dış politikayla iç politikanın bu kadar iç içe geçtiği bir zamanda, kıpırdayan her yaprağın dünya rüzgarından etkilenmesi kaçınılmazdır.

 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et