Galatasaray niye Kadıköy\'e gelmiyor?
Bilgisayarın başına haftanın yazısı için oturduğumda, İnternet haber sitelerine “son dakika” ibaresiyle düştü: Galatasaray yönetimi basketbolda sezonun şampiyonunu belirleyecek final serisinin son maçına çıkmama kararı almış. Maça çıkmama kararının temel gerekçesi olarak, Fenerbahçe Arena’da “can güvenliğinin” olmadığı bir maçın Türkiye Basketbol Federasyonu tarafından seyircili oynatılması gösterilmiş.
Çok güzel bir maçla başlayan final serisinin nasıl olup da bu hale geldiği konusunda kuşkusuz herkesin bir fikri vardır.
Suçlu kim? Kim başlattı? Sorularına final serisini takip eden herkesin bir yanıtı vardır.
Benim de var.
Ama ne yazmanın ne de tartışmanın bir anlamı yok.
Uzun zamandır aynı resme bakıp farklı şekiller gördüğümüz için kimse kimseyi ikna edemez.
Benim baktığım pencereden olay farklı gözüküyor, muhtemelen Galatasaray taraftarının baktığı pencereden olay daha farklı gözüküyordur.
Her iki tarafın da “ama sizde…” diye başlayacak onlarca cümlesi hazırdır.
Bütün “ama”ları bir tarafa bırakırsak ortada olan tek bir gerçek var.
Milyonlarca dolarlık bütçeyi idare eden Türkiye Basketbol Federasyonu tıpkı Türkiye Futbol Federasyonu gibi “yönetme” işlevini yitirmiş durumda.
Sözde “özerk”, özde “Ankara”nın memuru konumundaki federasyonlar artık memleket sporunu yönetemiyorlar.
Kendi başlarına inisiyatif kullanamayan, şeffaf ve adil bir yönetim mekanizmasını kuramayan, artık ayyuka çıkmış biçimde TMSF’nin yani devletin elinde olan “yayıncı kuruluşun” kuklasına dönüşen, basketbol ve futbol milli takımlarını Edirne’nin ötesine taşıyamayan her iki federasyon da sportif anlamda “iflas” etmiştir.
Türkiye Basketbol Federasyonu o kadar başarısız ki, gelecek sene borçları dolayısıyla amatör şubelere para yatıramayacak olan “finans dahisi”, amatör şubelerde küçülmeye gidiyorum demek yerine, federasyonun beceriksizliğine gönderme yapıp “gelecek sene liglerde yer almayabiliriz” diyebiliyor. Maliye ile yapılan anlaşma gereği seneye amatör branşlara yatırım yapamayacak olan Galatasaray yönetimi, eleştiri oklarını kendi üzerinden beceriksiz federasyona yönetimine yönlendirirken federasyon tek kelime edemiyor.
Türkiye Basketbol Federasyonu o kadar başarısız ki, memleket basketbol liginde oynayan oyuncuların yüzde 90’ının nefret ettiği bir karakteri milli takım teknik direktörü olarak atayabiliyor.
Bu yazının yayınlandığı gün oynanacak basketbol final serisinin son maçına Galatasaray yönetimi aldığı karar gereği çıkmaz mı yoksa iki gün içinde verilecek taahhütler sonrasında karar değiştirip çıkar mı? Bilinmez. Ancak artık çıksa da çıkmasa da Galatasaray yönetimi iyi bir algı yönetimi yaparak amiyane tabirle “bombayı basketbol federasyonun kucağına” bıraktı. “Cemal Nalga” rezaletinin hafızalardan silindiği bir zamanda o zamanın gereğini yapmayan federasyon yönetimini uçuruma itti.
Basketbol Federasyonu ömrünü tamamlamıştır, tıpkı futbol, voleybol, güreş, halter ve diğer spor branşlarının federasyonları gibi.
Futbol, basketbol, voleybol çok göz önünde olduğu için görüyoruz ama sporun her branşında memleket sporcularının yerlerde süründüğü gerçeğini unutuyoruz.
“Ahbap-çavuş” kapitalizmine göre oluşturulan federasyon yönetimleri, liyakatten uzak teknik yönetimler memleket sporunu çökertti.
“Ama nasıl yönetti Cüneyt Çakır Brezilya-Meksika maçını” cümlesi dışında, elde ne kaldı memleket sporu adına?
Evrensel'i Takip Et