\'Arife tarif gerekmez\' meselesi (1)

Kirvem,
Bu haftaki mektubuma bir anıyla başlamak istiyorum.
Ardı ardına yazdığı hikayelerinin yanı sıra, keza bir zamanlar gerek Marko Paşa, gerekse Zübük gazetelerinde değindiği güncel konuları kendine özgü mizahi üslubuyla anlatan Aziz Nesin’i, henüz üniversite öğrencisi olduğumuz fi tarihinde konuşmacı olarak Laleli’deki edebiyat fakültesine davet etmiştik;  o da bu isteğimizi, arzumuzu kırmamış, böylece tıklım tıkış doldurduğumuz büyük bir anfide, deyim yerindeyse daldan dala atlayıp çeşitli konulardaki düşüncelerini aktarıp bizlerle paylaşmıştı.
Mesela ona göre isimlerinin önünde, “kartvizit”lerinde şu veya işin “profesör”ü olduklarını beyan eden bilim adamlarımızın veya “molla”larımızın neredeyse hemen hepsi, herhangi bir konu hakkında fikir beyan etmeye kalkıştıklarında, durduk yere işi yokuşa sürüp, lafı uzatıp boş yere zaman harcamayı nedense hüner belliyorlardı!
Yine ona göre, hepimizin bildiği mesela sıradan bir “masa”dan mı söz edilecek, o zaman öncelikle ciddi ciddi masanın “tarif”inden yola çıkmayı, dolayısıyla masa derken yuvarlak mı, kare mi, dikdörtgen veya oval mi, üç, dört ya da kaç ayaklı, ayrıca ahşap mı, demir, yoksa cam mı, hangisinin daha dayanaklı, hangi tür masanın daha estetik, daha zarif, falan feşmekan olacağından dem vurup böylece saatlerce bu tarz laklakiyatla masayı unutup, bunun yerine tarifiyle oyalanıp duruyorlardı!
Aziz Nesin’in kendince o günlerde basit bir masa örneğinden yola çıkıp koyduğu bu “teşhis” doğru muydu, ya da bu konu hakkında kimler ne düşünür bilemem, ama tam da şu son günlerde ülke genelinde ısıtılıp ısıtılıp temcit pilavı gibi önümüze sürülen, giderek sanki bir nevi kördüğüme dönüştürülen şu meşhur cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili yazılıp, çizilenlere bakılırsa, görünen o ki; mizahımızın bu büyük ustasına hak vermemek elde değil zo!
Nitekim milletçe her birimiz bugün yarın, eninde sonunda seçip, akabinde de başımıza belki de “taç” yapacağımız bu “muhterem zat”ın, hangi taraklarda bez dokuyup, hangi kulvarlarda koşuşturup, kısacası hangi yolun yolcusu olacağını merak ederken, diğer yandan da evvelemirde onun “tarif”iyle meşgulüz!
Hal, ahval böyle olunca, ehh o zaman da hepimiz kendi işkembemize, kendi paşa gönlümüzün “kriter”lerine göre oluşturduğumuz bir “tarif”ten yola çıkarken, aslında şu anda beğensek de beğenmesek de yürürlükte olan anayasa hükmünce görevlerini yerine getirip, keza yapacağı yemine sadık kalmayı taahhüt eden cumhurbaşkanından ziyade sanki “insanüstü” bir varlığın tarifiyle uğraşıp duruyoruz!
Mesela bu bapta sadece bir örnek vermek gerekirse, Alevi Bektaşi Federasyonu seçilecek olan cumhurumuzun “tarif”ini şöyle yapıyor:
“ Düşünce ve inanç özgürlüğünden yana olan bir cumhurbaşkanı… Evrensel hukuktan ve insan haklarından yana olan bir cumhurbaşkanı… Bütün inançlara ve kimliklere eşit mesafede duracak bir cumhurbaşkanı… Farklılıkları zenginlik olarak kabul eden bir cumhurbaşkanı… İnançları ve kimlilikleri ötekileştirmeyen bir cumhurbaşkanı… Demokrasiyi içselleştiren, basın özgürlüğünü, yargı bağımsızlığını, çoğulculuğu, hukuk devletini savunan bir cumhurbaşkanı… Dinin ve dini kurumların devletin kurumsal kimliği dışında olmasını savunacak, laikliği prensip edinmiş bir cumhurbaşkanı… Sosyal devleti savunan bir cumhurbaşkanı…”
Aslında özüme kalırsa “Arife tarif gerekmez”, üstelik böylesine niteliklerden yana bol kepçeyle nasibini almış “arif” bir cumhurbaşkanına bu ülkede “hayır” diyecek bir “andavallı” , hatta benim gibi zeka yoksunu bir “ebleh” var mı keza bilemem, ama “tarif” etmekle iş bitmiyor ki ağparik!
Öyleyse?..
Öyleyse devamı haftaya Kirvem!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et