25 Haziran 2014 00:05

Ben neyi, nasıl istersem onu araştıracaksın ve bileceksin!

Ben neyi, nasıl istersem onu araştıracaksın ve bileceksin!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bilmem kaçıncı yeni yükseköğretim yasa tasarısı gündeme oturdu yine. Son zamanlarda eğitimde meydana gelen çeşitli gelişmelerle paralel bir gelişme bu da… Bu gelişmeyi, hiç de şaşırılmayacak bir şekilde tek güç haline gelme arzusu olarak tanımlayabiliriz. Hatta başkanlık sistemine geçiş arzusuyla bile paralel görmek mümkün. AKP’nin başkanlık sistemi, nasıl yasama, yürütme ve yargıyı elinde bulunduran bir gücü öngörüyorsa eğitimde de meydana gelen gelişmeler her şeyi merkezden yöneten ve her şeye gücü yeten ulu bir gücü işaret ediyor.
Bütün yönetim gücünü elinde bulundurmaya çalışan ve yükseköğretimi kontrol altına almaya çalışan bir kanun tasarısı kanunlaşmak üzere… AKP’nin iktidara gelirken YÖK hakkındaki atıp tutmalarının gerçek olmadığı son dönem iktidarında elle tutulur hale gelmeye başlamıştı. Bu yasa çıkana kadar ne gibi değişiklikler olur belli olmaz. Özellikle vakıf üniversitelerinin denetimi ve yönetimiyle ilgili bazı değişiklikler olacakmış gibi görünüyor ama üniversitelerde çalışan bilim insanlarının hangi konularda araştırma ve çalışma yapacağına ilişkin yerleştirilecek kontrol mekanizmasında herhalde değişiklik olmaz. Bunun için itiraz edebilecek, hükümet üzerinde etkili olabilecek bir irade bilim insanları arasında mevcut değil. Bilim insanları ne güçlü bir sermayeye sahipler ne de toplumsal baskı unsuru olabilecek türden herhangi başka bir etki gücüne…
Öğretim elemanlarının, yurt dışı görevlendirmelerinde YÖK ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının görüşünü alarak belirleyeceği öncelikli alanlarda araştırma yapacak olması, bilimsel özerkliğe oldukça aykırı. Yani merkezi anlayış diyor ki, benim istediğim alanda araştırma yapacaksan seni yurt dışına gönderirim ve desteklerim. Bu bakanlığın neoliberal gelişme modelini destekleyen bir bakanlık olduğunu düşünecek olursak, araştırma yapılmasını isteyeceği alanların eleştirel bir özelliğe sahip olmayacağını tahmin etmek güç olmasa gerek… Ya da her zaman olduğu gibi göstermelik şekilde bazı konulara ya da bazı kişilere eleştirel anlayışla araştırma yapmaları için destek vereceklerini ama bu desteğin de belli bir düzeyi aşmayacağını da tahmin etmek güç değil.
Bu düzenlemeyi başka bir düzenlemeyle birlikte düşünmek lazım... Doçentlik unvanı verme yetkisinin bağımsız bir kurum olan Üniversiteler Arası Kurul’dan (ÜAK) alınarak YÖK’e devredilmesi de bilimsel özerkliğe aykırı durumlar yaratabilir. Kimlerin doçent olacağına bu tasarıyla YÖK’ün karar vermesi, bu karar sürecini daha da merkeze çekme arzusunun göstergesi. Doçentlikler, ya çapulcu bilim insanlarına giderse, diye korkuyorlar herhalde. Bu düzenlemeyle, bunu engellemiş olacaklar.
Tüm tıp fakülteleri üzerinde etki sahibi olacak bir Sağlık Bilimleri Enstitüsünün oluşturulması da yine bütün gücü elinde bulundurma arzusunun bir başka yansıması. Bu enstitünün tüm tıp fakültelerinin kadroları üzerinde istediği gibi oynama yapabileceği konuşuluyor. Bu endişe boşuna değil çünkü bir mütevelli heyeti tarafından yönetilecek olan bu enstitünün mütevelli heyeti başkanının sağlık bakanı olması düşünülüyor tasarıya göre… Dolayısıyla hükümet hükmedecek tıp fakültelerine.
“Demokrasiyi en iyi biz biliriz ve yerleştiririz” diyenler bütün güçleri kendi ellerinde toplamaya çalışıyorlar. Daha ne beklenebilir ki? Ama önemli olan buna uyanmak ve buna uyanabilmeleri için insanları ikna etmeye çalışmak. Özellikle yükseköğretimde bu tür gelişmeler neden mümkün hale geldi? Çünkü ithal ikameci anlayışla bilim yapmaya alışmış ve eleştirel sorgulama sürecini yaşayamamış, yaşatamamış, kendisini fildişi kuleye kapatarak toplumdan yalıtan bilim insanları buna bugüne kadar fırsat verecek bir tavır ve tutum içinde oldular da ondan. Bilim insanlarının örgütlenmesi de hep yalnızlıklarla doluydu. Hep duyulmayan çığlıklarla anlatmak zorunda kaldılar dertlerini. Susan bilim insanlarına da sıra geldi şimdi. Umarım çok geç değildir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa