Yürüyüş var...
Fotoğraf: Envato
Gündem Çocuk Derneğinin önceki gün kamuoyuna sunduğu “Türkiye’de Çocuğa Yönelik Ayırımcılık Raporu”, Türkiye Cumhuriyeti’nin de imzalamış olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin her gün ihlal edildiğini gözler önüne seriyor.
Çocuklara ayrımcılık uygulanmaması Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin en önemli ilkelerinden biri. Ama bu ilke sürekli ve sistematik olarak ihlal ediliyor. Tam da bu nedenle Gündem Çocuk Derneği bu rapor ile çocuklara yönelik ayırımcılığı görünür kılmayı hedefliyor. Derneğin yaptığı basın açıklamasında raporun, “Türkiye’de çocukların ayırımcılığa uğramamaları için devletin, yükümlülüklerini bir an evvel yerine getirmesine katkıda bulunmak. Diğer yandan sivil toplum örgütlerine ve bireylere de ayırımcılıkla mücadelede rollerini hatırlatmak ve bir yol haritası sunmak,” amacıyla hazırlandığı vurgulanıyor.
Raporda ele alınan 15 ayırımcılık alanı şunlar: Irka dayalı ayırımcılık (ırkçılık), etnik kökene dayalı ayırımcılık, cinsiyete dayalı ayırımcılık, cinsel yönelime dayalı ayırımcılık, engelliliğe dayalı ayırımcılık, ekonomik ayırımcılık, çocuğun birinci derece yakınlarının meslek ve/veya işleriyle ilgili ayırımcılık, çocuğun birinci derece yakınlarından birisinin cezaevinde bulunmasıyla ilgili ayırımcılık, çocuğun gelişimsel, fiziksel farklılık(lara) ya da dezavantaj(lara) sahip olmasıyla ilgili ayırımcılık, eğitim sisteminin ürettiği ayırımcılık, çocuğun anne ve/veya babası ile birlikte olamamasıyla ilgili ayırımcılık, çocuğun suça sürüklenerek ya da suç mağduru olarak çocuk adalet sistemine dahil olmasıyla ilgili ayırımcılık, çocuğun birinci derece yakınlarından birisinin engelli, hasta ve/veya bakıma muhtaç olmasıyla ilgili ayırımcılık.
***
Raporda ele alınan alanlardan biri cinsel yönelime dayalı ayırımcılık. Cinsel yönelimleri farklı olan milyonlarca çocuk, genç ve yetişkin dünyanın birçok yerinde sürekli ve sistematik olarak ayrımcılık ile karşılaşıyor. Tam da bu nedenle, cinsel yönelime dayalı ayırımcılığın görüldüğü her yerde mutlaka teşhir edilmesi gerekiyor.
Raporun ekleri arasında yer alan deneyimler ayırımcılığın hem çok incitici ve örseleyici olduğunu, hem de ayırımcılığa uğrayan bireylere verilecek olan desteğin ne kadar koruyucu bir işlev gördüğünü gözler önüne seriyor:
İlkokulda sınıftan iki erkek arkadaşım bana “Sen kız gibi konuşuyorsun, biz seninle konuşmayız” demişti. Bana “Sen neden böyle kadın gibisin” diye sorarlardı. Benim o zaman en çok canımı acıtan ise “Senin baban da mı böyle?” diye sormalarıydı. Bu hakikaten o zaman canımı çok acıtıyordu.
Okulda, çocuksun ya, saklambaç oynar, şu oynar, bu oynar. Ya ben oynayabilir miyim, diyemiyordum. Hep ben uzaktan izlerdim.
Türkçe dersindeydik ortaokulda galiba (...). Bir fabl yazacaktık ve kendimizi bir hayvanla özdeşleştirecektik. Ben de dedim ki aslan olayım! Öyle, o geldi aklıma, öyle hiç de ataerkil falan da düşünmedim. O yaşta tabii ne kadar düşünebilirsem. Bunu söylediğimde bir arkadaşım “Ondan aslan falan olmaz, olsa olsa kaplan olur” demişti. O zaman hoca çok tepki göstermişti. “Sen sus, konuşma. Bir daha arkadaşına böyle bir şey söylediğini duyarsam dersten atarım. Dersime giremezsin.” demişti. Öğretmen öyle tepki verip beni koruyunca ben kendimi gerçekten aslan gibi hissetmiştim. Gururun okşanmıştı. Yalnız olmadığımı düşünmüştüm.”
***
Cinsel yönelime dayalı ayırımcılığa karşı çıkmak haklar ve özgürlükler mücadelesinin ayrılmaz bir parçası. İstanbul’da bugün gerçekleştirilecek olan 12. Onur Yürüyüşü bu nedenle çok önemli. Eğer siz de İstanbul’da olmadığınız için veya başka bir nedenle bu yürüyüşe katılamayacaksanız, belki bugün “Benim Çocuğum” belgeselini (Surela Film, 2013) izleyebilirsiniz.
Can Candan bu belgeselde çocukları LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) olan ana ve babaların deneyimlerine ışık tutarak çok samimi, çok dürüst ve çok zor bir mücadeleyi izleyicilerin gözleri önüne seriyor.
Çocuğa Yönelik Ayırımcılık Raporu, 12. Onur Yürüyüşü, “Benim Çocuğum” belgeseli hepsi daha kapsayıcı, daha adil, daha eşit bir dünya için verilen mücadelenin bir parçası. Daha güzel bir dünya ve adil bir toplum mücadelesi tüm renkleri ve çeşitliliği ile sürüyor.
- Neden unutturmak istiyorlar? 22 Aralık 2024 04:15
- Çocuk çocuktur! 08 Aralık 2024 04:29
- Soul Behar Tsalik: Gazze’den çıkın! 01 Aralık 2024 04:30
- Profesör Saibaba ardından 17 Kasım 2024 04:01
- Irkçılığa karşı zırh gerek 03 Kasım 2024 04:03
- Almanya, militarizm ve okullar 20 Ekim 2024 04:15
- Nihon Hidankyo kuruluş bildirgesi 13 Ekim 2024 04:15
- Yuval: Soykırıma ortak olmam 29 Eylül 2024 04:54
- Ordunun kıskacındaki gençler 15 Eylül 2024 04:08
- Nükleer felaket önlenebilir 08 Eylül 2024 04:27
- Nükleer kuyu 01 Eylül 2024 04:25
- Oryan Mueller de reddediyor 25 Ağustos 2024 04:40