04 Temmuz 2014 07:19

Favori var sürpriz yok

Favori var sürpriz yok

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünya Kupası’nda grup maçlarını ilk sırada tamamlayan sekiz takım da adını çeyrek finale yazdırmayı başardı. Bu anlamda ikinci turda sürpriz yaşanmadı. Oysa grup maçlarında kendilerine pek şans tanınmayan Şili, Yunanistan, Kosta Rika, ABD ve Cezayir gibi takımların başarısı, sürprizlerin ikinci turda da devam edebileceği umudunu yaratmıştı. Ancak favoriler, zorlanarak da olsa ikinci turu fire vermeden geçtiler. Turnuvanın ilk etabında bolca yaşanan sürprizler, ikinci turda bitti!.. Artık yola devam eden 8 takım kalmışken, bundan sonraki hiçbir maçın sonucu sürpriz olarak nitelendirilemez. Her takım, her takımı kupanın dışına itebilir ve bu hiç kimseyi şaşırtmaz...
Dünya Kupası’nda gördük ki, futbolda sürpriz olgusu giderek ortadan kalkıyor. Kağıt üzerinde elbette favori takımların olacağı ama buna karşılık hiçbir sonucun şaşkınlık yaratmayacağı bir döneme giriyoruz. Çünkü takımlar arasında, fizik-kondisyon kapasitesi ve taktik anlayış gibi temel konularda pek bir fark kalmadı. Moral, motivasyon, özgüven ve disiplin açısından da bir zafiyet yaşanmıyorsa, o zaman skoru genellikle, “doğru yerde, doğru zamanda, doğrusunu yapma” gibi ayrıntılar belirler hale geliyor...
Bazı sıra dışı oyuncuların sahip olduğu bireysel yetenek ve yaratıcılık gibi özellikler, “fark yaratma” anlamında kimi takımlara avantaj sağlıyor gibi görünse de disiplin ve dayanışma üzerine kurgulanmış takım oyunuyla bunun da üstesinden gelinebiliyor. Nitekim çoğu maçta da gelindi. Yeter ki, kondisyon yeterli düzeyde olsun ve doğru kademe oluşturma, doğru pozisyon alma gibi temel savunma ilkeleri disiplinden şaşmadan uygulansın... Moral, özgüven ve motivasyonu yitirmedikleri, disiplini de elden bırakmadıkları sürece, küçük olarak görülen takımlar büyüklerle pekala başa baş mücadele edebiliyorlar... Yine de oyunun kaderini belirleyecek noktalarda “küçük” takımların eksiklikleri var. İkinci tur maçlarında bütün grup ikincilerinin elenmesi tabii ki tesadüf sayılamaz...
Özellikle savunma hataları ve gol pozisyonlarında becerikli olma gibi skor üzerinde belirleyici rol oynayabilen konularda, “küçük” takımların biraz daha gelişme kaydetmesi ve daha dikkatli olması gerekiyor. Genelde “büyük” takımlar karşısında baskı altında kaldıkları ve daha az gol pozisyonu yakaladıkları için savunmada hata yapma, hücumda ise gol kaçırma lüksleri rakiplerine göre çok daha az. Almanya ile Cezayir arasındaki karşılaşmada bunun örneklerini gördük. Cezayir’in hızlı oyuncuları ani karşı ataklarla (kontrataklarla) Almanya’nın ağır stoperlerine zor anlar yaşatıp pek çok gol pozisyonu yarattılarsa da fırsatları değerlendiremediler. Oysa son paslarda biraz daha dikkatli, son vuruşlarda biraz daha becerikli olabilseler, kupanın favorileri arasında gösterilen Almanya’yı saf dışı edebilirlerdi. Tabii burada Almanya’nın kalecisi Neuer’in de hakkını vermek lazım. Tecrübesi ve sezgileriyle kaleciden çok bir stoper gibi Cezayir’in ataklarını kesti Neuer.
Futbolun ulaştığı noktada; herkesin topun arkasına geçmesiyle kalabalıklaşan savunmalar karşısında gol pozisyonu üretebilmek giderek güçleşiyor. Bu nedenle gol bulmak adına kontratakların ve ceza sahası civarından atılan şutların önemi artıyor. Savunmada kapılan topları hızla karşı atağa (kontratağa) dönüştürerek rakip savunmayı eksik ve dengesiz yakalamaya çalışmak, en önemli stratejilerden birisi haline geldi. Bundan sonrası için; disiplinli ve risksiz oyunu tercih edip savunma hatalarını asgariye indiren, buna karşılık gol arayışlarını da kontrataklarla, şutlarla, kanat varyasyonlarıyla zenginleştirmeyi başaran takımların hedeflerine daha kolay ulaşabileceğini söyleyebiliriz...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa