4 Temmuz 2014

Daha \'başlangıç\'ta iki karşıt çizgi

Cumhurbaşkanı seçimine üç adayın katılacağı dün artık resmen kesinleşti. Adaylar; AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve MHP-CHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu.   
Başbakan Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı için seçim kampanyasını cumartesi günü Samsun’dan başlatacakmış. Başbakanın ikinci durağının da Erzurum (pazar günü) olacağı belirtiliyor. Nasıl ki Mustafa Kemal Anadolu’yu kurtarmak için Samsun’a çıkmış ve Anadolu’daki direnişleri birleştirmek için ilk kongresini Erzurum’da yapmışsa! Tabii burada asıl amaç ulusalcı, ırkçı şoven kesimlere, “Bakın sizin adayınız benim!” demek.   
“CHP-MHP Çatısı”nın Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ise kampanyasını önceki gün Hacıbektaş’tan başlattı. Protokol ziyaretlerini tamamlayan İhsanoğlu, son olarak Yozgat’ta aile yakınlarını ziyaret ettikten sonra Hacıbektaş’a geçerek, Hacıbektaş Müzesi’ni ziyaret etti ve “İhsanoğlu bizim adayımız olacak nitelikler taşıyan bir kişi değil” diyen, kendisine ve CHP’ye tepki gösteren Alevilere yönelik mesajlar verdi. Yani “muhafazakar”, bu yanıyla da Alevilerden pek hoşlanmayan bir gelenekten, yani Erdoğan’la aynı kültür ve gelenekten gelen İhsanoğlu da burada Alevilere “Bakın sizin adayınız benim!” demek istiyor.
Doğrusu, her iki adayın da “başlangıç” noktası önemli. Çünkü Erdoğan, kampanyasını Samsun’dan başlatarak, “cumhuriyet düşmanı olmadığını” öne çıkaran bir kampanyaya hazırlandığı gibi İhsanoğlu’nun da Alevilere karşı soğuk olmadığını göstermek için kampanyasına Hacıbektaş’tan başladığı anlaşılıyor.
Kampanyalara istismarcılık ve takiyeyle başlanması çok bilinen ve pek çok duruma uyan bir fıkra olması nedeniyle bir kez daha hatırlatmakta sakınca yok.
Napolyon’la sohbete koyulan bir İngiliz soylusu, Napolyon’un damarına basmak için olacak, ona; “Siz Fransızlar çok maddiyatçısınız. Tanrıya yakarırken bile ondan para, altın, toprak, servet, güzel sevgililer istiyorsunuz.” diye yüklenir.
Napolyon sorar; “Siz İngilizler tanrınızdan ne istersiniz ki?​”
Soylu İngiliz büyük bir gururla yanıt verir: “Biz tanrımızdan şan, şöhret, onur, iman, zafer…isteriz!”
Napolyon pek aldırmaz bir tavırla yanıtı yapıştırır: “Eee, gayet haklısınız. Herkes tanrısından kendisinde olmayanı ister!”
Bizimkiler de kendilerinde olmayandan başlıyorlar seçim kampanyasına: Biri, bugüne kadar en çok hesaplaştığı cumhuriyet değerlerinin sahibi olduğunu iddia eden bir “başlangıç” yaparken diğeri ise, kendi geleneğinin “en büyük günahı olan Alevi düşmanlığının” üstünü örtmeye çalışıyor Hacıbektaş’tan başlayarak.
Yoksa Erdoğan neden 81 il içinde Samsun’u ve ardından Erzurum’u seçsin ki!
Ya da İhsanoğlu onca kutsal mekan, örneğin Mevlana, Eyüp Sultan, Saidi Nursi,…ya da kendisine yakın onlarca Sünni dergahı varken neden Hacıbektaş’tan başlasın ki!
Evet, 2 Temmuz’da Sivas’ta, Sivas Katliamı’nın yıl dönümü protestolarına katılan HDP’nin “halkların cumhurbaşkanı adayı” olarak gösterdiği Selahattin Demirtaş için de “Acaba o da Alevilerin acılarını istismar etmiyor mu?​” diye sorulabilir.
Öncelikle belirtelim ki; Demirtaş, “Madem cumhurbaşkanı adayı oldum öyleyse gidip Sivas’ta bir gösteri düzenleyip, oradan Alevilere mesaj vereyim” diye Sivas’a gitmemiş, zaten düzenlenen protestolara katılmıştır. Dahası Demirtaş, Alevilerin inanç özgürlüğü başta olmak üzere özgürlükler ve demokratik Türkiye talebi için yıllardır mücadele vermiş bir kişi olarak bu etkinliklere katılması akla hiçbir “fıkrayı” ve istismar düşüncesini getirmez. Tersine Demirtaş, devlet ve hükümet tarafından, Alevi düşmanı “sivil” çevrelerce pek de iyi karşılanmayan 2 Temmuz gösterisine katılarak Kürt, Türk, her milliyetten Sünni kesimlere, Sivas Katliamı ile “hesaplaşmadan” Türkiye’nin demokratikleşemeyeceği mesajını vermiştir.
Bu yüzden de bundan sonra da her adımda yeniden yeniden göreceğimiz gibi, cumhurbaşkanlığı seçiminde “iki karşıt çizgi” daha “başlangıç”ta kendisini hiçbir tartışmaya meydan vermeyecek biçimde ortaya koymuştur

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et