5 Temmuz 2014

Şarkın kurtulduğu gün...

DİĞER YAZILARI
Yüzümüzün karası 16 Ağustos 2014
İnsan sevmek 12 Temmuz 2014
Kavel\'de miyiz hâlâ? 28 Haziran 2014
Camın sırrı 21 Haziran 2014
Yasak bölge 14 Haziran 2014
Organik O.C 31 Mayıs 2014
Bir nefes... 24 Mayıs 2014
Soma\'nın iyi insanı 15 Mayıs 2014
Kızıl orkestra 10 Mayıs 2014
YAZI ARŞİVİ

Nâzım Hikmet, “Seni öldürmeye geliyorlar Taranta Babu” diyeli neredeyse 80 yıl; İŞİD önce Musul’u, ardından Irak’ın Sünni bölgelerini ele geçireli neredeyse bir ay geçti. Taranta Babu’ya Mektuplar’ın şiirinin hiç değil “12. Mektup”unu bilirsiniz. Ha bir de, “Mussolini çok konuşuyor” diyen “8. Mektup”u...
Çok konuşmak Mussolini’ye özgü değil. Çok konuşuyorlar, sahiden çok konuşuyorlar. Ve ne yazık; kandırıyorlar da çoğu kez. “Modern Batı İŞİD barbarlığına asla izin vermez” denilebiliyor hâlâ. “ABD müdahale etmek zorunda kalacak” falan da diyen var. O Orta Çağ öncesi karanlık ile kimsenin yan yana yürüyemeyeceğini varsayıyoruz. Uygar dünyanın güçlerinin... Böyle gidiyor işte; “...nasılsa ortadan kalkacak”...
Öyle mi? Hepi topu 10 bin militanın “üstün başarılı savaş gücü”nün sonucu mu yaşadıklarımız? Sahi, nasıl bir Ortadoğu’da yaşıyoruz? Bağdat’taki binaların etrafında ne vakit cezaevi duvarları yükseldi? Ne vakit, silah çarşıda pazarda ekmekten ucuza satılır oldu? Ezeli miydi halklara, inançlara bunca kin? Soru çok; “çok konuşanlar”a baksan yanıt da...
Peki ya gerçek?
Özgür Gündem’in 1 Haziran’da Amman’da yapılan toplantıya dair haberi çok şeyi özetliyor aslında. Iraklı yetkililerin açıkladığı belge; ABD, Suudi Arabistan, İsrail, Türkiye’yi de kapsayan geniş bir ittifakı ortaya koyuyor. Ve KDP lideri Barzani’yi... Bu ittifakın “genel çıkarlar”ı, “öznel çıkarlar”ı; ayrıntılar... Tümüne geniş bir okuma yapmak mümkün. Yapılır da zaten...
ABD’nin petrol hesapları, Barzani’nin Kerkük’ü KYB’den, Rojava’yı PYD’den alma ucuz hesabı, Selefi vahşetini dünyaya yayan Suudi kafası, BAAS kalıntısı Nakşilerin iktidar hesabı, Türkiye’nin Osmanlıcılık hülyaları... Hesap da, oyun da bitmiyor Mezopotamya’da...
Geçelim gündelik analizleri; “tatava” yapalım hatta. Emperyalizm var bu acılı toprakların her santiminde.... İŞİD’i doğuran, besleyen, bugün de kullanan emperyalizm. “Çok konuşuyorlar” işte, ama anlattıkları hayal ile süslü yalan sadece. Hani Nâzım Usta; Piyer Loti’ye saydırdığı o çok sert şiirde karikatürünü çizer ya; “İşte Frenk şairinin gördüğü Şark” diyerek.“Tevekkül!  Kısmet!  Kafes, han, kervan şadırvan!  Gümüş tepsilerde rakseten sultan! Mihrace, padişah, bin bir yaşında bir şah. Minarelerde sallanıyor sedef nalınlar,  burunları kınalı kadınlar ayaklarıyla gergef dokuyor. Rüzgarlarda yeşil sarıklı imamlar ezan okuyor!”
Yersen! Zaten usta da ekliyor hemen; “Lakin / ne dün / ne bugün / ne yarın / böyle bir şark / yoktu, olmayacak!” Gerçi o vakitler de söylüyordu Nâzım; “Şark üstünde çıplak esirlerin aç geberdiği toprak! Şarklıdan başka herkesin orta malı olan memleket!” diye.
Sene olmuş 2014! Bir de şimdi bakın; bu yalanı söyleyecek kadar bir “huzur” zerresi kalmamış o kadim topraklara...
Müsebbibi çok açık değil mi? Ve o “müsebbib”lerden; o “çok konuşan” müsebbiblerden bir dirhem fayda gelmedi, gelmeyecek. İnsanlık namına...
Evet tablo karanlık; gelecek de parlak görünmüyor. Uygarlığın boy verdiği bu topraklar; öyle görünüyor ki daha çok acı çekecek. Bugün “çok mühim” görünen o ayrılık ve nefretin; zerre önemi olmadığını anlayacak elbet Ortadoğu’nun yoksul halkları...
Ama o vakte kadar not edeceğiz, “Sarı muşamba derilerimizden / birbirimize geçen / tifüsün biti”nden bile kıymetsiz isimleri göreceğiz, dinleyeceğiz daha bir süre. Maalesef.
Varsın; bugün “çok konuşan geveze” Mussolini özentileri, prensler, şeyhler, aşiret reisleri, paşalar, sarıklı sarıksız alimler, seçilmemiş halifeler, seçilmiş başkanlar ve zamane Piyer Loti’leri konuşsun daha...
Bizim “büyük usta”nın şiirini okumaktayız biz; “Bilmeyenler bilsin: / sen bir şarlatandan başka bir şey değilsin! / Şarlatan! / Çürük Fransız kumaşlarını / yüzde beş yüz ihtikarla şarka satan: / Piyer Loti! // Ne domuz bir burjuvaymışsın meğer! / Maddeden ayrı ruha inansaydım eğer, / Şarkın kurtulduğu gün / senin ruhunu / köprü başında çarmıha gerer / karşısında cigara içerdim!”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et