Kobani
Fotoğraf: Envato
Bazen bir bölgedeki gelişmeler lokal olmayı aşan özellikler gösterir. Bugün IŞİD’in saldırılarının yoğunlaştığı ve ona karşı önemli bir direniş gösterildiği Kobani tam da böyle bir bölgedir.
Aslında bugün 3 kantonu kapsayan Rojava’nın temel siyasi merkezi Cizirê’dir ve Cizirê’de bulunan Qamişlo da, Rojava siyasetinin başkenti durumundadır. Bunu Gazeteci Mutlu Çiviroğlu’ya verdiği ve Radikal’de önceki gün yayımlanan röportajında Rojava Kürtlerinin silahlı gücü olan YPG’nin Genel Komutanı Sipan Hemo da söylüyor.
Türkiye’de pek çok kesim açısından Irak’ta Musul’u ele geçirmesiyle ve Türkiye Konsolosluğuna baskınıyla adı bilinir hale gelen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile YPG daha önce 2012 yılında Cizirê Kantonu’na bağlı Serêkaniyê’de karşı karşıya gelmişti. O çatışmalarda IŞİD’in ve onun gibi YPG’ye karşı savaşan diğer benzeri örgütlerin Türkiye tarafından ciddi destek gördükleri biliniyor. Ancak o süreçte YPG bu saldırıları püskürtmeyi başarmıştı ve IŞİD iki yıl sonra Irak’ta kazandığı mevzilerden elde ettiği yeni ve ağır silahlarla stratejik bir kanton olan Kobani’de saldırıya geçti. Bu saldırılar da IŞİD tankların da aralarında olduğu birçok ağır silahı kullanıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Seda Altuğ’un DİHA’ya yaptığı açıklamalarda IŞİD’in Rojava’ya saldırılarının iki şekilde değerlendirilmesi gerektiği belirterek, “Birincisi, IŞİD’in saldırdığı yere bakmamız gerekiyor. Daha önceki Kobani ve özellikle Serêkaniyê saldırılarında tam Cizirê Kantonu’na geçiş yeri üzerinde ve Araplar ile Kürtlerin bir arada yaşadığı bir bölge. İkincisi ise, bu anlamda çok stratejik ve kritik bir bölge burası.”
IŞİD; Arapların olduğu bölgede sağladığı etkinliğe dayanarak Rojava’da
Türkiye, Suriye ve Irak sınırının birleştiği, ek olarak Rojava’daki Afrin ile Cizirê Kantonlarının arasında bulunun stratejik bölgeyi tamamen denetimine geçirmek istiyor.
PYD Eş Başkanı Salih Müslim’in, Kobani’nin düşmesinin Rojava’daki Kürt iradesinin kırılması anlamına geleceği yönündeki vurgusu da buradan kaynaklanıyor.
Urfa’nın Suruç ilçe merkezi ile 10-15 kilometre mesafede bulunan Kobani, Kürt hareketi açısından da bu jeopolitik konumu yanından tarihsel bakımdan da stratejik bir öneme sahip. Abdullah Öcalan temmuz 1979’de Suruç’tan Kobani’ye geçerek bir süre orada kalması ve oradan sağladığı ilişkilerle Ortadoğu’ya açılmış olması, Kobani’den binlerce kadın ve erkeğin PKK’ye katılarak Kürdistan’ın değişik bölgelerinde yaşamını yitirmiş olması, PKK’nin yaşamını yitiren ilk Rojavalı gerillasının Kobani’den olması bu önemin nedenleri arasında sayılıyor.
Tüm bunlara ek olarak Rojava devriminin 19 Temmuz 2012’de Kobani’de başladığını da vurgulamak gerekiyor.
Ancak Kobani’de yaşanan bu savaş, sadece taraflarıyla sınırlı bir anlam ifade etmiyor. Bu aynı zamanda sahip olduğu tek modern şey kullandığı silahlar olan Neoortaçağ zihniyetine sahip bir örgüt ile bölgenin modern, laik ve halkçı yönetim biçimiyle öne çıkan dinamiğinin savaşıdır. Tam da bu nedenle Rojava’da diğer halklarla birlikte modern, demokratik ve laik bir yönetim biçimi inşa etmeye çalışan Kürt iradesi, bu değerlere sahip çıkan herkesin doğal ittifakı olmalıdır.
Türkiye’de modern ve demokratik değerleri, laikliği savunup da Kobani’ye ilgisiz kalanlar, bunda Kürt fobisinin etkisini görmelidir ve bir adım ileriye atmak için bununla alçak gönüllü bir biçimde yüzleşebilmelidir.
Enternasyonalizm de bugün Kobani’de Neoortaçağ barbarlığının yayılmasına karşı bedenleriyle direnenlerin yanında olmayı, onlarla dayanışmayı gerektiriyor. Bu bizim de savaşımız.
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00