9 Temmuz 2014

IŞİD\'in \'sınırları\'ndaki engel!

Suriye’de çöken muhalefetin silahlı ve şeriatçı kalıntılarını kendisine katarak güçlenen IŞİD, Bağdat’a yönelik tehdidini artırıp “Bağdat savaşı” verme girişimleriyle de Irak’taki Sünniler içinde otoritesini artıran bir çizgi izliyor. Çünkü Irak’taki Şii ve Sünniler için Bağdat’ın kimin elinde olduğu bin yıldan fazla bir zamandan beri tarihi önemde bir hesaplaşmadır! Irak’taki savaşı böyle bir safhaya evrilterek IŞİD, “bin yılık bir davanın” savunucusu olarak kendisine katılacak güçlerin zeminini genişletmeyi hesaplıyor.
Suriye’de ise dağılan Suriye muhalefetinin yarattığı boşluğu doldurarak, muhalefetin en radikal savaşçı kesimini bünyesine katmayı amaçlayan IŞİD, Türkiye, Ürdün ve Lübnan’la da sınırı olan geniş bir bölgeyi eline geçirmiş bulunmaktadır.
Kuşkusuz bölgede bugünkü etkinlik alanı dikkate alındığında IŞID’in stratejisi, Sünni-Şii, Sünni-Nusayri ayrımcılığı üstünden yaratılan bölünmeyle kendisini büyütmektir.
IŞİD’in stratejisi iki ülkede dirençle karşılanmaktadır.
Bunlardan birisi, Irak’ta Kürdistan Federe Devleti, diğeri ise Batı Kürdistan’daki Rojava’dır.
Kürt Federe Devleti, Musul’un IŞİD’in eline geçmesi ve Irak ordusunun çözülmesine paralel olarak Kerkük’ü IŞID’e karşı savunmak üzere denetim altına alırken sınırlarını da doğu ve güneye doğru genişleterek, Irak sınırları içindeki Kürdistan topraklarının çok büyük bölümünde (yaklaşık yüzde 95) denetim sağlamıştır. Bu IŞİD’in bakış açısından, Irak’ın Sünni bölgesinin önemli bir kesiminin Kürtlerin denetimine girdiği anlamına gelmektedir. Ki, eğer IŞİD, Irak’ın Sünni bölgesinde bir kontrol sağlayacaksa, Sünni Kürtlerin bunun dışında kalmasını kabul edemez.
Bu yüzden de bölgede egemenliğin pekiştirebilmesi için IŞİD’in en yakın hedefi Kürtler; Güney ve Batı Kürdistan Kürtleridir.
Bugün IŞİD’in Rojava’da Kobani’ye saldırısı bir rastlantı değildir.
Tersine Kobani saldırısı; bölgenin en diri, en siyasi, en örgütlü, bu açıdan da IŞİD’ci saldırılara karşı gerçek bir set oluşturabilecek gücü olan Kürtlerin dize getirilmesi girişimidir. Eğer Batı Kürdistan Kürtleri dize getirilebilirse, “Sünni Suriye”nin Halep’i de içeren en büyük kesiminin IŞID’in denetimine girmesi için bir engel kalmayacaktır!
Onun içindir ki, IŞID’in Rojava’da durdurulması sadece Rojava’nın yaşaması için değil, IŞİD’in bölgedeki egemenlik alanını genişletmesinin ve kontrol ettiği alanlardaki etkisinin sürekliliğini önlemek için de önemlidir.
Kobani; Türkiye, Irak ve Suriye ile bölgenin üç ülkesiyle sınırı olan bir “kanton” olarak coğrafi bakımdan da stratejiktir.
Kürt siyasi güçleri uzunca bir zamandan beri Rojava’ya yönelik IŞİD saldırısı karşısında Rojava’ya destek verilmesi çağrıları yaparken, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik düşmanca bir tutum takınması karşısında tepkisini ifade etmektedir. Ancak Türkiye’nin demokrasi güçlerinin aydınların, kültür insanlarının ilerici demokrat güçlerinin Rojava’ya yönelik AKP Hükümetinin politikasına karşı çıkan kararlı ve etkili bir tutum aldığını söylemek gerçekçi olmaz. Oysa bu bir yandan bölgede IŞİD’e karşı bir mücadele dayanağı öte yandan da bölgede bir halk yönetimi olarak Rojava’daki yönetimin savunulması bakımından son derece önemlidir.
Burada AKP Hükümetinin politikasını teşhir etmek, sınırın Rojavalılara kapatılıp IŞİD’e kolaylık sağlayan bir biçimde kullanılmasına karşı mücadele etmek, halkların Rojava ile dayanışmasını her bakından geliştirmek Türkiye’nin demokrasi güçleri bakımından bugün çok daha fazla önem kazanmıştır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et