Futbol öğretir
Fotoğraf: Envato
Dünya Kupası mücadelesinde son düzlüğe girildi artık. Finalde Almanya-Arjantin mücadelesini izleyeceğiz. 1990’ın unutulmayan finalinin bir tekrarı olacak mı bilinmez ama “final” , futbolun öğreticiliğini yine ortaya koydu desek yanılmış olmayız.
Turnuvaların takımı ve “… Almanlar kazanır”ın kahramanı Almanya finalde. Tutku dolu bir sistem ile finale koşa koşa geldiler desek yeridir. Sadece Brezilya maçı özelinde yazmıyorum elbette. 10 yıllık bir planlamanın eseri ile finale yürüdüler. Son 3 turnuvanın birikimiyle buraya geldiler. Tek tek isim yazdırtamayacak kadar büyük bir takım Almanya ve kahramanları çok. Sistemin, planlamanın, disiplinin önemini öğrettiler bir kez daha. Almanya denilince akla hep sistem gelmiyor mu zaten?
Almanya karşısında tarihi bir hezimete uğrayan Brezilya ise özellikle günümüz futbolunda, “tek kişi” üzerine yapılan bir kurgulamanın kırılma anlarında oldukça acı bir reçete sunabileceğini öğrenmiş ve öğretmiş oldu. Günümüz futbolunda ya “takım”sındır, ya da hiçbir şey.
Turnuvanın en ilginç takımı Arjantin belki de. Herkesin, Messi’nin omzunda yükselebilirse yükselir, yükselemezse çabuk düşer diye beklediği Arjantin, Sabela’nın ihtiyatlı takım oyunu ile ilerlemeye devam ediyor. Turnuva öncesi hücumcuları ile konuşulan takım finale doğru yürürken defansif becerileri ve takım savunmasındaki başarısı ile konuşuluyor. Ve ezeli rakipleri Brezilya’nın mabedi Maracana’da kupanın Messi’nin ellerinde havaya kalkması için belki de sadece bir maç kaldı.
Hollanda’nın hakkını yemek olmaz. Finale sadece bir penaltı kadar uzaktı ve başaramadı. Bu sonuç, her şeyi kötü yaptıkları anlamına gelmiyor elbette. Ancak kendi adıma en azından bu turnuvada Hollanda ile ilgili aklıma kazınacak şey, Tim Krul. Kaleye geçip, penaltı kurtarmasından bahsedecek değilim. Penaltı kurtarmak ve rakibin konsantrasyonunu bozmak için yaptığı hareketleri anacağım. Bazen sonuca varmak için yaptığın “profesyonel”lik, başka bir maçın, aynı anında ters teper ve yaptıklarından pişman olursun. Kosta Rika’lı futbolcular ve taraftarların Hollanda-Arjantin maçındaki penaltı atışlarını nasıl takip ettiklerini tahmin edebiliyorum.
Ne olursa olsun büyük sonuçlara gebe bir finali bekliyoruz artık. Ya Almanya kazanacak ve Amerika kıtasında kupayı kaldıran tek Avrupalı olacak ya da Arjantin, ezeli rakibi Brezilya’nın mabedi Maracana’da kupayı kaldırıp, Brezilya’nın 5 kupasına rağmen büyük bir psikolojik üstünlük elde edecek.
Son olarak, özellikle Brezilya-Almanya maçı sonrası finalde Arjantin’e hiç şans tanımayanlar için bir şey söylemek istiyorum. Arjantin takım savunmasındaki gayret ve başarısını devam ettirirse, finalde sıkıntı yaşayacak olan Arjantin değil, Almanya olacaktır. Tarafımızı biraz belli mi ettik ne?
“4.5 milyonluk ülkenin takımı Dünya Kupası’nda ama bizim takımımız yok” diye nüfus yarıştıracağımıza, hangi sebeplerden orada olmadığımızın üzerinde durulmalı. Şüphesiz, dövmeli genç futbolcularımız yüzünden değil (!)
Lafın tamamını söylemeye gerek yok!
Düzeltme : Geçen hafta kaleme aldığımız “Aziz Yıldırım’ı Kurtarmak” yazısında, Mahmut Uslu’nun açıklamalarının tarihi 22 Ocak 2011 diye yazılmıştır, doğrusu 22 Ocak 2014 olacaktır.
- Avrupa'nın futbolu 13 Aralık 2014 01:00
- Bu hafta sonu futbol izlenir! 06 Aralık 2014 01:00
- Ersun Yanal ve Trabzonspor birlikteliği 22 Kasım 2014 01:00
- Şikenin kamu spotu 08 Kasım 2014 01:00
- Türkiye'de futbolun hali 01 Kasım 2014 01:00
- Dünya bu hafta bizi izleyecek (!) yalanı 18 Ekim 2014 00:10
- Aynası milli takım, memleketin 11 Ekim 2014 00:11
- Theofannis Gekas 04 Ekim 2014 00:44
- Avrupa geleneği devam ediyor (!) 20 Eylül 2014 00:14
- Irkçılıkla böyle savaşılır 06 Eylül 2014 00:06
- Çok iyiyiz, hep yeniliriz ama asla ezilmeyiz (!) 30 Ağustos 2014 00:12
- Avrupa geleneği 23 Ağustos 2014 00:03