21 Temmuz 2014 07:46

'Helal müteahhit' AKP zihniyetiyle çöktü

\'Helal müteahhit\' AKP zihniyetiyle çöktü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Erzurum Palandöken’deki kayakla atlama pisti heyelan sonucu çöktü rezillikler ortalığa saçıldı.
Pistin çökmesiyle birlikte belki Erzurum’un ‘kış oyunları merkezi’ olma hayali yıkıldı. Ama öte yandan can kaybı yaşanmaması nedeniyle yüreğimizi soğuttuğumuz bu yıkım iyi de bir fırsat sundu. Bazı şeyleri (AKP iktidarının siyaset, ekonomi, bilim ve ahlak anlayışı vb.)
tekrar sorgulama fırsatı!
Çöken atlama kulesinin inşaatını yapan kim?
Sarıdağlar... AKP’nin ihale rekortmeni.
Şirket, konuttan radar üssüne, havalimanından stadyuma varıncaya kadar devletten 40 ihale almış!
Kamudan ihaleleri kapıyor taşerona devrediyor. Ne de olsa yakın ilişki içinde olduğu hükümet ülkeyi taşeron cennetine çevirmiş! Bu fırsat hiç kaçırılır mı?
Sarıdağlar aynı zamanda, Türkiye’de helal turizm belgesi alan ilk firma. Özellikle İslami kesime uygun hizmet veren Türkiye’nin ilk ‘İslam-i helal’ otelin de sahibi.
Gözde müteahhidin, havayı iyi kokladığı fırsatları kaçırmama konusunda usta olduğu çok açık değil mi?  
Tabii ki; iktidarın ihaleleri hangi ilişkiler üzerinden dağıttığı da...

MANTIĞA BAK!
Söz konusu  yıkım... İhalelerin hangi ilişkilerle dağıtıldığı kadar hangi mantıkla nasıl dağıtıldığı gerçeğini de gözler önüne serdi.
Bakalım!
Yıkılan kuleler yapılırken, heyelan potansiyeli olmasına karşın buradaki çam ağaçları kesildi. Toprağı tutan bitki örtüsü yok edildi. Adeta heyelana davetiye çıkaran bu anlayış toprak kaymasını tetikledi.
Hadi, “İnşaata, hizmete ağaçlar feda olsun” anlayışını yerleştirmenizi... Hastane yaparken de köprü yaparken de ağaçları hiç acımadan kesmenizi... Hatta HES nedeniyle, bazı köyleri ormanları ve endemik türleriyle birlikte haritadan silmenizi... Kanıksadık(!)
Peki, gerekli zemin etütleri yapılmadan, göz kararı inşaata karar vermenize ne demeli?
Ama ilk değil. Köprü güzergahına da, uluslararası doğal gaz boru hattının dağın neresinden geçeceğine de... Helikopterle havadan karar veren bir devletlunun olduğu bir ülkede son da olmayacak. Biliyoruz!
Kayakla atlama kulelerinin bulunduğu Kiremitliktepe’nin zemini gevşek. Buradan aktif fay hattı geçiyor.
Uzmanlar proje aşamasında “Fay hattı üzerine atlama kulesi olmaz” uyarısında bulundu. Dikkate almadınız.
Tıpkı, “Fay hattının üzerine Bolu tüneli olmaz”, “Boğaza tüp geçit fay hattına bu kadar yakın olmaz” denildiğinde dikkate almadığınız gibi...
Uzmanlara ne gerek? Meslek odası dediğiniz ‘Bu ülkenin kalkınmasını istemeyen, hizmet karşıtı’ kurumlar öyle değil mi?

BETON KAFA BÖYLE İŞLİYOR!
Bilime ve mühendisliğe değil betona ve ranta önem veren anlayışınız... Ucuz ve kuralsız emeğe dayanan ekonomik modeliniz...
Binaları yıkıyor, insanların canını alıyor.
Spor tesisleriniz bile risk ve ölüm kusuyor.
Palandöken’deki atlama rampalarının yıkılması, Gençlik ve Spor Bakanlığının imza attığı ilk skandal değil.
Bakanlık tarafından Giresun merkezde inşa edilmekte olan “Gençlik Merkezi” inşaatı da, yanlış yer seçimi ve tedbirsizlik sonucu heyelana sebep olmuştu. İnşaatın etrafındaki onlarca ev hasar görmüştü.
Doğaya inat her yerde inşaat!
İşte bu beton kafa ne jeoloji mühendisliği bilim ve ilkelerini göz önüne alıyor ne de çevre ve tarihi koruma yasalarını.
Helal müteahhit çöktü sıra bu zihniyette değil mi?

40 BİN KİŞİLİK TABUTLUK MU?
Eyvah ki eyvah!
Trabzon Akyazı’da, deniz doldurularak oluşturulan zemin üzerinde bir inşaat yükseliyor. Trabzonspor’a “Modern bir stadyum kazandırmak” amacıyla yapılan projenin içerisinde yok yok! Stadyum, sosyal mekanlar, konaklama alanı, sportif tesisler, yeni bir otogar...
Yapan firma kim olsa beğenirsiniz?
Palandöken Kış Olimpiyatları Tesislerinde çöken, kayakla atlama kulesini diken Sıradağlar firması.   
Tek benzerlik yapıcının aynı firma olması değil.
Palandöken’de o tesis kurulmadan önce yapılan uyarıların benzeri Akyazı projesi için de yapılıyor. Asıl sorun bu!
Stadyumda yürütücü firma (Sarıdağlar) dışında uzmanlar da detaylı bir incelemede bulunmuşlardı. Özelikle müsabakaların oynanacağı zemin bölgesinde ciddi sorunlar tespit etmişlerdi.
Zeminde kaymaların meydana gelmesinin nedeni olarak da... “Deniz dolgusu üzerinde inşa edilen projenin altyapısında gerekli önlemlerin alınmaması”nı göstermişlerdi.
Sorun sadece futbol oynanacak zeminde olsaydı çok da önemsemezdik belki. Ama bölgesel bazı jeolojik özellikler risk faktörleri olarak öne çıkıyor.
Prof. Dr. Osman Bektaş riskleri şöyle sıralıyor:
* Son 60 yıllık deprem kayıtlarına göre dolgu alanı ‘Trabzon Sismik Zonu’ üzerinde bulunuyor. Fay, deprem, gaz çıkışı birbirlerini tamamlayan üçlüdür.
* Gazdan bahsediyoruz çünkü... 16 metre derinliğe kadar uzanan dolgu alanı 35 metre su derinliğinde bulunan ‘ Trabzon Sığ  Metan Gazı Bölgesi’nin’ ön cephesinde yer alıyor. Derinde oluşan gaz, fay ve kırıklar boyunca yükselmiş ve deniz tabanından 2-15 metre derinde depolanmıştır.
 * Dolgu alanın oturacağı yumuşak taşlaşmamış zeminin kalınlığı yaklaşık 10 metredir. Bu tür zeminler, ‘zeminde oturma’, ‘zeminde sıvılaşma’ ve deprem şiddetini arttırma’ özelliğine sahiptir.
* Denizaltı topografyasına göre dolgu alanı içerisinde kalan denizaltı sırtlarının doğrultuluları (doğu-batı,kuzeybatı ve kuzeydoğu) karadaki ‘Trabzon Aktif Fay Sistemine’ karşılık gelir.
Bu uyarılar sizin de aklınıza.... “40 bin kişilik tabutluk mu inşa ediliyor” sorusunu getirmiyor mu?
Erzurum’da çökme spor yapılmadığı anda gerçekleşti. Akyazı’da bu kadar şanslı olabileceğimizin garantisi var mı?
Bir an önce, meslek odaları ve bilim insanlarının önderliğinde ikna edici bir açıklama lütfen!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa