Futbolun beyefendisi
Fotoğraf: Envato
Türkiye’de futbolla siyasetin iç içe geçmiş bir ilişkisi olduğu yıllardır bilinen bir gerçek ancak son günlerde ortaya çıkan görüntüler futbol-siyaset ilişkisinin giderek ast-üst seviyesine geldiğini ve bu hiyerarşik yapının katılaşması nedeniyle futbolun “özerkliğini” tamamen kaybetmiş olduğunu göstermekte. Bu bir hezeyan değil. Bu meselenin sorgulanması ya da yadırganması da aktörlerin umurunda değilmiş gibi davranılmakta.
TFF Mali Genel Kurulu yapıldı geçen hafta. Kürsüde yerini alan İbrahim Hacıosmanoğlu, Türk futbolu adına doğru tespitler yapmış olsa da, yukarıda bahsetmiş olduğumuz hiyerarşinin etkisiyle konuşmasına “beyefendi”yi eklemekten çekinmedi. İçerik itibariyle Hacıosmanoğlu da bizim söylediklerimizi onaylıyordu esasında. İbrahim Hacıosmanoğlu, ‘beyefendi’ye ulaşmanın yolunu kendisi gibi gösteriyor ve herkesin “beyefendi”nin adını kullanarak iş yapmaya çalıştığını söylüyor. TFF Mali Genel Kurulu’ndan söz ediyoruz.
Cevap olarak Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı kürsüye geliyor, o da “beyefendi”ye ulaşmanın çok kolay olduğunu söyleyerek, “beyefendi”ye selamını çakıyordu. TFF Mali Genel Kurulundan söz ediyoruz.
İbrahim Hacıosmanoğlu’nun “beyefendi”ye hayranlığını bilmeyen yok. Bu uğurda Trabzonspor tarihine kara bir leke olarak kalacak “miting görüntüleri” vermekten bile çekinmemişti. Yıldırım Demirören’i de “beyefendi”nin atadığını bilmeyen yok.
Gelelim Fenerbahçe ve Mahmut Uslu cephesine. Mahmut Uslu; özellikle bahsettiğimiz ilişkilerde, genç kamuoyunun çok rahat anlayacağı bir dille söylemiş olursak; “level atlamış” durumda.
Mahmut Uslu 17 Aralık ve 3 Temmuz süreçlerini birbirine bağlayarak, “beyefendi”ye yapılan haksızlığın, Aziz Yıldırım’a yapıldığını, İlhan Ekşioğlu’ya yapılan suçlamaların da Reza Zarrab’a yapılanlar gibi olduğunu öne sürerek hem Aziz Yıldırım’ı hem de Reza Zarrab’ı kurtarıyor adeta. Maşallah.
Bakın açık konuşalım, Mahmut Uslu’nun bu çıkışları yeni bir dönemeç anlamına gelmiyor. Sadece başından beri izlenen yolda yeni bir adım. Süreç boyunca Fenerbahçe cephesinden bazı aktörler Başbakanı taraftar yoluyla tehdit eder bir görüntü izlerken de, suçu hükümete devretmeye kalkışırken de gizli görüşmelerin yapıldığını herkes biliyor. Henüz Aziz Yıldırım’ın, Yargıtay kararı açıklanmadan Başbakanın Rıdvan Dilmen ve Mahmut Uslu ile içeriği gizli, uzun bir görüşme yaptığını bilmeyen yok. Daha da önemlisi bu ilk toplantıları da değildi. Aziz Yıldırım, şiddeti daha az da olsa “sorun Başbakan ile değil” mesajlarını vermişti. Zaten ülkeye dönüşü de Başbakandan aldığı söz üzerineydi.
Gelelim, bu durumun “taraftar organizasyonlarına” nasıl etki ettiğine. Günümüzün en hızlı haber alma, haber verme özelliği sosyal medya malumunuz. Taraftar organizasyonlarının da duruşunu en net sosyal medyada takip ediyor, hafızaya kayıt edebiliyorsunuz. Daha önce “sandık” organizasyonları ile AKP’ye rest çekeceğini açıklayan (!) Fenerbahçeli taraftar organizasyonları özellikle son 1 ayda “beyefendi” ye yapılan haksızlıkları (!) yüksek sesle dillendirmeye başladı. Yönetimleri ile tam bir eş güdüm içerisinde çalıştıklarını söylemek mümkün.
Yakın zamana kadar kendini sistemin koruyucusu, yıkılmayan son kale, cumhuriyetin en büyük bekçisi, vatan kahramanı olarak gören bir camia “futbol üzerine suçlarını” siyasi temele indirgemiş ve olayı siyasi ilişkilerle çözmek istemiş ve bunda da kısmen başarılı olmuştur. Peki futbol? Kim takıyor futbolu?
- Avrupa'nın futbolu 13 Aralık 2014 01:00
- Bu hafta sonu futbol izlenir! 06 Aralık 2014 01:00
- Ersun Yanal ve Trabzonspor birlikteliği 22 Kasım 2014 01:00
- Şikenin kamu spotu 08 Kasım 2014 01:00
- Türkiye'de futbolun hali 01 Kasım 2014 01:00
- Dünya bu hafta bizi izleyecek (!) yalanı 18 Ekim 2014 00:10
- Aynası milli takım, memleketin 11 Ekim 2014 00:11
- Theofannis Gekas 04 Ekim 2014 00:44
- Avrupa geleneği devam ediyor (!) 20 Eylül 2014 00:14
- Irkçılıkla böyle savaşılır 06 Eylül 2014 00:06
- Çok iyiyiz, hep yeniliriz ama asla ezilmeyiz (!) 30 Ağustos 2014 00:12
- Avrupa geleneği 23 Ağustos 2014 00:03